LGBT BİREYLERİN TEMEL HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI, LGBT AKTİVİTESİ YASAKLANMALIDIR

Prof. Dr. Zeki Bayraktar

SİYASET 4.05.2020 13:08:26 0
LGBT BİREYLERİN TEMEL HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI, LGBT AKTİVİTESİ YASAKLANMALIDIR
Tarih: 01.01.0001 00:00

LGBT BİREYLERİN TEMEL HAKLARI GÜVENCE ALTINA ALINMALI, LGBT AKTİVİTESİ YASAKLANMALIDIR
.
LGBT tartışmaları karmaşık bir hal almaya başladı. Kafalar karışık. Çünkü bu tartışmalara mecburen tıp, din, etik/ahlak, kültür, hukuk ve insan hakları gibi muhtelif alanlar dahil oluyor. Tabi bu da kültürel-dini bağlamdaki yerel ilkelerle seküler-modern bağlamdaki uluslararası ilkelerin bağdaştırılmasını zorlaştırıyor. Ama ne olursa olsun ana ilkeleri ihlal etmeden ortak bir çözüm yolu bulmak zorundayız. Ve –kanaatimce- bu da imkansız değil. Zaten –kabul edilir veya edilmez, onu bilemem ama- en azından ben bir öneri sunuyorum (başlıkta). Ama şimdi elbette ki vardığım bu sonucun dayanaklarını da sunmam gerekiyor.
.
Konuya öncelikli olarak şu üç farklı açıdan bakmak mümķün, hatta şart ki mümkün olan en çok tarafı ikna ederek bir çözüm yolu bulunabilsin;
.
1-Tıbbî açıdan,
2-Dinî açıdan,
3-Hukukî açıdan.
.
Eşcinselliğin tıbbî yönü elbette ki bir yazıya sığdırılamayacak kadar geniştir. Bu nedenle burada sadece bu yazımızın konusunu ilgilendiren birkaç hususa işaret edecek ve diğer detaylar için ‘’İnterseks-Hermafrodit Ve Eşcinsel’’ isimli kitabımızı kaynak göstermekle yetineceğim (1). Ayrıca bu durum elbette ki eşcinselliğin dinî ve hukukî boyutu için de geçerlidir. Bu nedenle konuyu farklı başlıklar altında izah etmek yerine gerektiğinde ilgili kaynaklara atıf yaparak birlikte ele almak daha mantıklı görünüyor.
.
Eşcinsel bireyler yaşam tarzları bakımından üç farklı kategoride karşımıza çıkarlar;
.
1-Eşcinselliği yaşam tarzına dönüştürmeyenler;
.
Bu bireyler eşcinsel/homoseksüel dürtülere sahip oldukları halde romantik ve erotik olarak ilgi duydukları bireylerle herhangi bir ilişki yaşamazlar. Bu, özellikle muhafazakâr-dindar çevrelerin görmezden geldiği (veya bilmediği, farkında olmadığı) bir durumdur. O halde madem ki Kitabımız öyle dediği için ‘’eşcinsel ilişkiler de zina gibi fuhşiyattır ve haramdır’’ diyoruz, aynı Kitabımızın ‘’Adaleti, sevmediğiniz/kin tuttuğunuz bir kavme karşı bile ayakta tutun (5/8)’’ dediğini de unutmamalı ve hatta bu erdemli davranışı gösterebilmeliyiz.
.
Kur’an, eşcinselliği de zina gibi fuhşiyat olarak tanımlar(17/32;27/54,55) ve fuhşiyatın her türlüsünü yasaklar (16/90). Ve hatta zina ve eşcinselliğin 4 şahitli olarak tespit edilmesi halinde -ki bu fiilin kamuya açık, aleni bir şekilde yapılması demektir- bir takım yaptırımlar vazeder(24/2;4/15,16). Tamam. Elbette.
.
Ama dürtülerini eyleme dökmeyen (zina yapmayan) eşcinseller için bir yaptırım öngörmez. Çünkü onlar nedeni ne olursa olsun (aile, çevre veya kendi kusurları) sahip oldukları homoseksüel dürtüleri ile mücadele ediyor ve bunu bir yaşam biçimi haline dönüştürmüyorlar. Yani kendilerini ‘’gey’’ veya ‘’lezbiyen’’ olarak ilan etmiyor, böyle bir hayat tarzı yaşamıyorlar. Üstelik bunların çoğu da bunu dini inançları gereği yani günah kabul ettiği için böyle yapıyor. Bu şekilde yaşayan binlerce insan var. Aslında onlar belki de böyle sınanıyorlar. Zira heteroseksüel cinsel dürtüleri meşru bir şekilde –nikâhla- tatmin etmek mümkün iken homoseksüel dürtüleri tatmin edecek meşru bir yol yoktur. Bu yüzden de bu insanlar bu dürtülere sahip oldukları sürece dürtüleri ile mücadele ederler.
.
Nasıl ki heteroseksüel bir birey karşıt cinsle ilişki kurma isteğine sahip olduğu için günahkâr olmuyor ve ancak bu isteğini meşru olmayan bir şekilde -zina yaparak- karşılayınca haram işlemiş oluyorsa, bu bireyler de ancak böyle bir ilişki yaşadıkları zaman günahkâr olurlar, bu dürtülere sahip oldukları için değil. Nitekim Kur’an da kadın-kadına(4/15) veya erkek-erkeğe (4/16) bu fiili işleyenleri yani gey veya lezbiyenlik yapanları konu edinir. Lût kavmi ile ilgili ayetler de böyledir. Hatta Lût kavminde fiilin kamusal alanda, aleni bir şekilde, gruplar halinde yapılması ve hatta tasallut gibi daha ileri azgınlıklar söz konusudur (29/29).
.
Dolayısıyla dürtülerini kontrol ederek zina işlemeyen bu bireylere bizim yardımcı olmamız gerekiyor ki LGBT lobisinin eline düşmesinler. Aksi halde LGBT lobisi onları ‘’dolaptan çıkararak’’ gey veya lezbiyen yapar, bunun için elinden geleni esirgemez. ‘’Dolaptan çıkmak’’ eşcinsel bireyin eşcinsel olduğunu açıklaması, bunu çevresine ilan etmesi (‘’açılma’’) anlamında kullanılan bir ifadedir (2).
.
2-Eşcinselliği yaşam tarzına dönüştürenler (gey, lezbiyen, biseksüel, transseksüeller):
.
Kur’anın konu edindiği –günahkâr eşcinseller- işte bunlardır. Ancak Kur’an bunlar için de tövbe ve ıslah yolunun açık olduğunu bildiriyor, tüm günahlarda olduğu gibi. Nitekim dört şahitle sabit olan -yani aleni olarak yapılan- lezbiyenlik için ev hapsini (4/16), aleni geylik için ta’zir cezasını öngören (4/16) Kur’an, aynı ayette, ‘’ama tövbe eder ve ıslah olurlarsa onları kendi hallerine bırakın, çünkü Allah tövbeleri kabul edendir, rahmet kaynağıdır’’ buyuruyor (4/16).
.
Bu ayetler bize hem eşcinsellerin yaşam tarzlarını değiştirebileceklerini, bunun mümkün olduğunu göstermekte hem de bizim onlara karşı nasıl davranmamız gerektiğini öğretmektedir. Ama dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta daha var ki, o da bu ayette ‘’sizden’’ anlamına gelen ‘’minkum’’ ifadesinin yer almasıdır. Bir hukuk dehası olan Ebu Hanife’nin de dediği gibi, bu ayetteki ‘’sizden’’ ifadesi ile Yahudiler veya Hıristiyanlar değil Müslümanlar kastedilmiştir (3). Yani bu fiili aleni olarak işleyen eğer bir mü’min ise ona ev hapsi veya ta’zir öngörülmüş ama Allah onun mü’min olma vasfını düşürmemiştir. Günahkâr olarak kabul etmiş ve tövbe/ıslah kapısını göstermiştir.
.
O halde bizim de Allah'ın kapatmadığı bu kapıyı kapatmamamız, açık tutmamız ve bu bireylere buna göre davranmamız gerekir.
.
3-Eşcinselliği dayatan ve hatta başkasına tasallut edenler:
.
Kamu düzeni ve sağlığı için tehdit olan eşcinseller işte bu azgınlaşmış gruptur. Ve Lût kavminin helak edilmesinin nedeni de bunlardır. Çünkü Lût kavmindeki eşcinseller, eşcinselliği bireysel alanlarında yaşamıyor, bunu topluma gelen yabancı erkeklerin yolunu keserek, onlara musallat olarak -nitekim Lût nebiye azabı haber vermeye gelen iki elçiye bile musallat olmuşlardı (11/68-81)- yani yabancı erkeklere tecavüz ederek ve üstelik de bu fiillerini gruplar halinde ve aleni bir şekilde –kamusal alanlarda- yapıyorlardı. Nitekim ilgili ayet şöyledir;
.
(Lût dedi ki) ‘’Siz –azapla ilgili bu kadar uyarılarıma rağmen, hala- erkeklere şehvetle yaklaşacak, onların yollarını kesecek ve meclislerinizde –gruplar halinde- her türlü çirkinliği yapmaya devam edeceksiniz, öyle mi?” (Lût’un bu sözlerine karşı) Kavminin cevabı sadece şöyle oldu“(Fazla konuşma da) Madem öyle haydi getir şu Allah'ın azabını da görelim, tabi eğer doğrulardan isen! (Lut) Dedi ki: “Rabbim! Bu bozguncular topluluğuna karşı bana yardım et.” (Ankebut, 29/29,30).
.
Nitekim bunun üzerine helakı getiren o azap geliyor ve Lut kavmi yerle bir ediliyor (29/29-34).
.
Ayrıca Lût kavmi ile ilgili bilinmesi gereken –ve bizi de ilgilendiren- çok önemli bir ayrıntı daha var ki o da Lût kavmindeki eşcinsellerin daha çok biseksüel olduklarıdır. Bunu şu ayetlerden anlıyoruz;
.
‘’Lût kavmine dedi ki: "Siz göz göre göre o fahişeliği yapıyorsunuz ha?!" Siz kadınları bırakıp –onlarla birlikte- erkeklere şehvetle yanaşmakta hala kararlı mısınız? Hayır, siz kendini tutamayan bir halksınız.”(Neml, 27/54,55)
.
Bu ayette ‘’min dûni-nnisâ’’ ifadesi yer alıyor. Bu ifadeyi hem ‘’kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yanaşmak’’ şeklinde hem de ‘’hem kadınlara hem erkeklere şehvetle yanaşmak’’ şeklinde anlamak mümkündür. Bu durum Lut kavmindeki bu erkeklerin biseksüel olduklarını ima ediyor gibidir. Ama şu ayet bu konuda daha net bilgi veriyor;
.
‘’Siz bu âlemin erkeklerine mi yaklaşıyorsunuz? Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizden uzak duruyorsunuz, öyle mi? Hayır, siz azgın bir toplumsunuz.”(Şuara, 26/165,166)
.
Bu ayetteki ifade ‘’min ezvâcikum/eşlerinizden uzak duruyorsunuz’’ şeklindedir. Demek ki şehvetle erkeklere yönelen Lut kavmindeki bu erkekler, aslında eşleri/hanımları bulunan erkekledir. Bu durum Lut kavmindeki erkeklerin -en azından bir bölümünün- biseksüel olduğunu gösterir. Bunun günümüzle ve LGBT aktivitesi ile de bir bağlantısı var. Şöyle ki;
.
Biseksüellik, cinsel haz ve ego tatmininin her türlüsüne açık olmaktan yani haz odaklı hedonist bir yaşam tarzından kaynaklanan bir eşcinsellik türüdür. Bu gruptaki eşcinseller/biseksüeller bunu –dürtülerinden ziyade- haz ve ego tatmini için yaparlar. Bu nedenle de değişmek istemezler. Çünkü amaçları farklıdır.
.
Demek ki Lut kavmindeki bu azgın erkekler, -eşleri bulunduğu halde- şehvetle başka erkeklere yöneliyor(27/54,55), bu çirkin arzularını gidermek için kavimlerine gelen yabancı misafirleri alıkoyuyor(11/78), bu amaçla yol kesiyor ve işledikleri fuhşiyatı kamusal alanda, aleni bir şekilde ve gruplar halinde yapıyorlardı(29/29). Kur’an, bunları yapan Lut kavmi için; günahkâr/mucrimîn(51/32), azgın/‘âdûn(28/166), aşırılık yapan/musrifûn(7/81), cahillik eden/techelun(27/55), fesatçılık yapan/mufsidun(29/30), ve zulmeden-zalim/zalimin(29/31) nitelemelerini yapıyor.
.
O halde dine göre ‘’eşcinsellik’’ ile ‘’eşcinsel azgınlıklar’’ farklı şeylerdir. Öncelikle bunları ayrıt etmek ve çözümü de bu noktada aramak gerekir. Bu bağlamda LBGT bireylerle LGBT aktivizmini ayırt ederek işe başlanabilir. Çünkü işin kamuyu ilgilendiren boyutu da burası. Zira LGBT aktivizmi artık homofobi ile mücadele eden masum-sivil bir inisisyatif olmaktan çıkmış, bunun çok daha ötesinde eşcinselliği dayatan, empoze eden ve hatta ilgili bilim camiasını bile paralitik hale getiren bir endoktrinasyon lobisi haline dönüşmüştür. Asla tartışma ve eleştiri kabul etmiyor. Medyayı ve politik alanı dizayn etmeye çalışırken, -içerideki işbirlikçileri sayesinde- bilimsel alanı da tanzim etmeye çalışıyor. Ve başarılı da oluyor. Kısacası haddini fazlası ile aşmış bulunuyor. Aslında bu baştan beri böyle idi ama güç temerküzü yaptıkça daha belirgin hale geldi. Peki bu neden böyle?
.
Çünkü LGBT aktivizminin bu davranış modelleri aslında eşçinselliğe içkin bir durumdur. Şöyle ki;
.
Eşcinsel kimlik şu altı evrede geliştirilir; 1-Kimlik Karmaşası, 2-Kimlik Karşılaştırması, 3-Kimlik Toleransı, 4-Kimlik Kabulü, 5-Kimlik Gururu, 6-Kimlik Sentezi.
.
Eşcinsel birey ‘’Kimlik Gururu [Identity Pride]’’ aşamasından itibaren eşcinsel kimliğinden onur duymaya başlar. Artık homoseksüel grup önemli ve itibarlı olarak algılanırken heteroseksüel grup itibarsız ve değersiz olarak algılanır. Toplumun eşcinsel etiketlemeleri öfke ile karşılanarak eşcinsel bireyin kendisini açığa vurmasına ve eşcinsel olmayanlarla amaçlı karşılaşmalar planlamasına neden olur. Dünyayı ‘’iyi homoseksüeller’’ ve ‘’kötü heteroseksüeller’’ şeklinde ikiye bölerek algılarlar. Bu düşünceleri altıncı evrede kısmen törpülense de ‘’öfke ve gurur’’ devam eder (5).
.
Yani ‘’eşcinsel kimlik gururu’’, ‘’eşcinsel olmayanlara karşı öfke’’ ve ‘’homoseksüelleri iyi’’ ‘’heteroseksüelleri kötü’’ görme/algılama eşcinselliğe içkin bir durumdur. Nitekim biz bunların ipuçlarını eşcinsellerin onur yürüyüşlerindeki sataşmalarında kısmen görüyoruz. Ama asıl önemlisi haddini aşan LGBT aktivitelerinde görüyoruz.
.
Bu nedenle LGBT bireylerin temel insan hakları güvence altına alınmalı, özel yaşamlarına müdahale edilememeli, ama haddini aşan, toplum dizayn etmeye çalışan tüm LGBT aktiviteleri de yasaklanmalıdır. Bunun için yeterince hukuki gerekçe vardır. Şöyle ki;
.
Eşcinselliğin nedenleri, mekanizması ve tedavisi konusundaki tıbbî tartışmalardan bağımsız olarak bütün bilimsel çalışmalar şunu göstermiştir;
.
Başta HIV/AİDS gibi cinsel yolla bulaşan bedensel hastalıklar ve intihar, depresyon, anksiyete, alkol ve uyuşturucu madde tüketimi/bağımlılığı gibi ruhsal hastalıklar ve dahi fuhuş gibi kendine zarar veren davranışlar eşcinsel bireylerde kat be kat fazladır. Bu durumun eşcinsellerin maruz kaldığı sosyal baskılarla izah edilemeyeceği ve eşcinselliğe içkin bir durum olduğu da gösterilmiştir. Çünkü eşcinsellerde daha sık rastlanan bu problemlerin San Francisco, Hollanda ve Danimarka gibi eşcinsellere iyi muamele edilen [sosyal baskıların bulunmadığı] şehirler ve ülkelerde de tespit edilmiş ve daha da önemlisi azalmadığı gözlenmiştir. Eşcinselliğe daha düşmanca yaklaşılan toplumlarla kıyaslandığı zaman durumun değişmediği, homoseksüellerin bütün toplumlarda ve kültürlerde yüksek oranlarda bunalımlar yaşadığı görülmüştür (6-13).
.
Özellikle Hollanda verileri dikkate alınarak yapılan güncel çalışmalar, bu durumu daha net gösteriyor. Bu çalışmalar da eşcinsel erkek ve kadınlardaki psikiyatrik problemlerin anlamlı derecede yüksek olduğunu teyit ettiği gibi bu durumun önceki yıllara göre değişmediğini [yani yıllara göre azalmadığını da] gösteriyor. Buna göre 1996’da toplanan ve 2001’de yayınlanan veriler ile 2007-2009 arasında toplanan ve 2014’te yayınlanan veriler arasında [eşcinsellerdeki psikiyatrik problemlerin sıklığı bakımından] anlamlı bir fark bulunmuyor (12,13).
.
Demek ki bu gençleri bu duruma sürükleyen şey, öncelikli olarak eşcinselliğe içkin olan bunalımlar ve eşcinsel yaşam tarzıdır. Toplum baskısının etkisi olsa bile asıl belirleyici olan eşcinsel bireyin yaşadığı çatışmalardır. Çünkü homoseksüellik, bilinç düzeyindeki ego ile bağdaşık olsa bile benliğin derinliklerindeki katmanları ile asla uyum içerisinde değildir. Bu nedenle gerçek benlikle yaşanan bu uyumsuzluğun göstergesi olan belirtiler er ya da geç kendisini göstermektedir. Yani bu problemler eşcinselliğe içkin olan bu çatışmaların bir sonucu olarak eninde sonunda karşımıza çıkmaktadır.
.
Herkesin beden ve ruh sağlığını korumak ve bunun için gerekli tedbirleri almak devlet için anayasal bir yükümlülükdür (Anayasa, Md 25).
.
BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin ilgili maddeleri de (3,12, 25 vd) yaşam ve sağlık hakkından bahseder. Buna göre ‘’Ulaşılabilecek en yüksek sağlık standardına sahip olma hakkımız’’ vardır (Md 12).
.
O halde gençlerimizin, neslimizin, bizim bu sağlık standardına ulaşmamız devlet için bir yükümlülük, bizim için bir haktır, eğer bizim bu standartlara ulaşmamıza mani olan bir faktör var ise -uyuşturucu ve sigara reklamı örneğinde olduğu gibi- devletin bunu yasaklaması şarttır.
.
Devlet, sağlık için zararlı olan uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretini hangi gerekçelerle yasakladı ise, sigara reklamını hangi gerekçelerle yasakladı ise, toplum ve gençlerimizin sağlığını tehdit eden LGBT aktivitesini de aynı gerekçelerle yasaklayabilir. Çünkü LGBT aktivitesinin empoze ettiği eşcinsellik beden ve ruh sağlığımızı tehdit etmektedir. Bunun böyle olmadığını söyleyen tek bir çalışma dahi yoktur. Ama böyle olduğunu gösteren yüzlerce çalışma vardır.
.
Dolayısıyla eşcinsel bireylere özel yaşamlarında gerekli özgürlükler tanınmalı, temel hakları güvence altına alınmalı ama –artık LGBT bireylere bile zara veren- LGBT aktivitesi yasaklanmalıdır. Evet, LGBT aktivitesi eşcinsellere bile zarar vermektedir, çünkü toplumsal hassasiyetlere özen göstermeyen ve haddini aşan LGBT aktiviteleri homofobik davranışları tetiklemektedir.
.
Özetle LGBT aktivitesi homofobi ile mücadele eden –masum- bir sivil aktivite olmaktan çıkmış homoseksüelliği/biseksüelliği dayatan -azgın ve- sağlık için tehlikeli bir aktivite haline dönüşmüştür.
.
Zira LGBT aktivitesinin elde ettiği bir başka sonuç da –cinsel haz ve ego tatmininin her türlüsüne açık olmaktan, haz odaklı hedonist bir yaşam tarzından kaynaklanan- biseksüellikteki artışlardır. Akademik çalışmalardaki güncel veriler bunu net bir şekilde gösteriyorr. Örneğin 2019’da yayımlanan ve içinde Türkiye’nin de bulunduğu bir çalışmaya göre 28 ülkeye ait eşcinsellik oranları şöyledir;
.
Hollanda %15, Finlandiya %14, Filipinler %14, Fransa %13, Almanya %13, İtalya %13, Amerika %12, Avusturya %10, Avusturalya %10, Kanada %10, Malezya %10, Yeni Zelanda %10, Singapur %10, Belçika %9, İrlanda %9, İspanya %9, İsviçre %9, İngiltere %9, Polonya %9, Japonya %8, Norveç %8, İsveç %8, -Bulgaristan %7, Danimarka %7, Hindistan %7, Yunanistan %6, Romanya %6 ve Türkiye %4 (14).
.
Ancak burada dikkat çeken nokta tıpkı Lut kavminde olduğu gibi biseksüel eşcinsellerdeki artışlardır. azlalıktır. Biseksüel/homoseksüel oranı, hemen her ülkede –örneğin Finlandiya’da %11-3, Avusturya’da %9-3, İsveç, Norveç ve Bulgaristan’da %6-2, Hindistan, İsviçre ve Polonya’da %6-3, Almanya ve İtalya’da %8-5 vd olacak şekilde- bisekseüllik lehinde yükselmiştir. Bu oran Türkiye’de de %3-1’dir. Yani ülkemizdeki homoseksüellerin oranı yüzde 1 iken, biseksüellerin oranı yüzde 3’tür (üç kat).
.
Bu veriler LGBT aktivitesinin 50-60 yıldır medya ve sinema sektörü vasıtası ile empoze ettiği hedonist yaşam stilinin nasıl sonuçlara yansıdığını göstermektedir. Artık LGBT lobisinin sağlığımızı tehdit eden bu aktivitelerine dur denmelidir.
.
İçinde bulunduğumuz bu mübarek Ramazan ayında bile 23 Nisanı bahane ederek ve bazı belediye meclislerini de aracı kılarak çocuklarımıza dadanması, LGBT aktivitesinin gözünu nereye diktigini ve bu işin boyutunun nerelere varabileceğini göstermesi bakımından öğretici olmuştur. LGBT lobisi bu atağı ile adeta ‘’cami duvarına bevletmiş’’ ve cürm-ü meşhud halinde yakalanmıştır.
.
LGBT bireylerin yaşam, sağlık ve hukuk gibi temel hakları güvence altına alınmalı, ama artık haddini aşan LGBT aktiviteleri yasaklanmalıdır.
.
Prof.Dr.Zeki Bayraktar
İstanbul Medipol Ün. Tıp Fak. Üroloji AD
.
KAYNAKLAR
.
1-Zeki Bayraktar, İnterseks-Hermafrodit ve Eşcinsel, Motto Yayınları, 2020, s.260-264
.
2-Bayraktar, age, s.209
.
3-Ebu Hanife, el-Alim ve’l-Muteallim, s.24-25.
.
4-Nicolosi, Joseph&Linda Ames. Homoseksüelliği Önleme Rehberi, Kaknüs yayınları, 2011, s.118
.
5-Cass VC. Homosexual İdentity Formation: Testing A Theoritical Model. The Journal of Sex Research, 1984:(20);143-167
.
6-Bostwick WB, Boyd CJ, Hughes TL, McCabe SE. Dimensions Of Sexual Orientation And The Prevalence Of Mood And Anxiety Disorders In The United States. American Journal of Public Health, 2010;100(3), 468-75
.
7-Fergusson DM, Horwood LJ, Beautrais AL. Is sexual orientation related to mental health problems and suicidality in young people? Arch Gen Psychiatry. 1999 Oct;56(10):876-80
.
8-Lourie MA, Needham BL. Sexual Orientation Discordance and Young Adult Mental Health. J Youth Adolesc. 2017 May;46(5):943-954. doi: 10.1007/s10964-016-0553-8
.
9-Melhem NM, Porta G, Oquendo MA et al. Severity and Variability of Depression Symptoms Predicting Suicide Attempt in High-Risk Individuals. JAMA Psychiatry. 2019 Feb 27. doi: 10.1001/jamapsychiatry.2018.4513
.
10-Melhem NM, Porta G, Oquendo MA et al. Severity and Variability of Depression Symptoms Predicting Suicide Attempt in High-Risk Individuals. JAMA Psychiatry. 2019 Feb 27. doi: 10.1001/jamapsychiatry.2018.4513.
.
11-Remafedi G, Resnick M, Blum R, Harris L. Demography of sexual orientation in adolescents. Pediatrics. 1992 Apr;89(4 Pt 2):714-21
.
12-Sandfort TGM, de Graaf R, Bijl RV et al. Same-sex sexual behavior and psychiatric disorders: findings from the Netherlands Mental Health Survey and Incidence Study (NEMESIS). Arch Gen Psychiatry 2001;58:85–91.
.
13-Sandfort TG, de Graaf R, Ten Have M, Ransome Y, Schnabel P. Samesex sexuality and psychiatric disorders in the second Netherlands Mental Health Survey and Incidence Study (NEMESIS-2). LGBT Health. 2014
Dec;1(4):292-301.
.
14-Rahman Q, Xu Y, Lippa RA, Vasey PL.Prevalence of Sexual Orientation Across 28 Nations and Its Association with Gender Equality, Economic Development, and Individualism. Arch Sex Behav. 2019 Dec 3. doi:10.1007/s10508-019-01590-0.