İsmail Kılıçarslan'dan İstiklal Marşına sataşan sapkınlara ikaz!

İsmail Kılıçaslan

SİYASET 22.10.2019 17:45:35 0
İsmail Kılıçarslan'dan İstiklal Marşına sataşan sapkınlara ikaz!
Tarih: 01.01.0001 00:00

O Marşla Dalga Geçilmez Evladım

Yahu eşcinselsen eşcinselsin. Eşcinsel olmak birine ahlâktan beri, karakterden müsellah olma hakkı veriyor da haberimiz mi yok?

Daha dün, eline sürdüğü ojeyi babasının yanına gitmek zorunda olduğu için silmek zaruretinde olduğunu söyleyen genç bir erkek çocuğunun babasına en galiz küfrü edişini gördü bu gözler. Yavrum evladım, oje mi süreceksin, tayt mı giyeceksin, ne halt edeceksen et. İnsan babasına sebebi ne olursa olsun o galiz küfrü eder mi ulan? Ahlâk dediğin meseleyle hiç mi tanış olmadın?

Daha dün, “ben cinsiyetsizim yahu, ne var ki bunda?” diyerek Boğaziçi Üniversitesi’nin kızlar tuvaletine dalan bir ibibiğin haberini okudu bu gözler. “Bir arada yaşama ve hassasiyetlere saygı gösterme dersi” hep mi boş geçti yavrucuğum? Sen kendine bir yaşam tarzı belirledin diye niye alsın seni kızlar kendi mahremiyet alanlarına? Başkalarına rahatsızlık vermekten bir kez olsun utanmayacak mısın? Sen kendini cinsiyetsiz mi kabul ediyorsun, trans mı kabul ediyorsun, ne ediyorsan et. Ama insanların “cinsiyetli varlıklar” olduğunu kabul edenlere niçin rahatsızlık veriyorsun? Bu çirkin girişkenlikten, bu rahatsız edici “assertivite”den muradın nedir?

Kendimi bir kez daha ifade etmeye çalışayım. Eşcinselliği dini hassasiyetlerim bakımından “günah” kabul ediyorum. Eşcinselliğin “haram” olduğuna inanıyorum. Sen buna inanmıyor olabilirsin. Senin için din, günah, haram gibi kavramlar bir şey ifade etmiyor olabilir. Sorun yok burada. Yani var da yok. Sorun, senin “kendini ifade etmek” adına sürekli ahlâksız, karaktersiz yollara başvurmayı alışkanlık haline getirmen. Babana sövmen, kızlar tuvaletine dalman, bilmem ne. Sorun senin “bir arada yaşamanın asgari hassasiyetlerini” uygulamaman; dahası bu dünyanın tek gerçeğinin, tek hakikatinin “kendinde” olduğunu düşünmen. O rahatsız edici girişkenliğin de tam buradan kaynaklıyor işte. Her insan eşcinselliği normal kabul etmek durumunda değil. Kimse “cinsiyetsizim” beyanını ciddiye alıp sana kendi mahremiyet alanını açmak zorunda değil.

Yine de bunları çok konu etmeye değer bulmuyorum aslında. “Yine bir eşcinsel girişkenliği, yine bir çirkinlik” deyip geçerdim normalde. Ama iş, Boğaziçi gibi bir devlet üniversitesinin resmi hesaplarını kullanarak İstiklâl Marşı’nı sarakaya almaya gelince dedim ki “oha ulan, oha artık.”

O marşla dalga geçilmez evladım. O marşla dalga geçersen başına geleceklerden “eşcinseliz diye bize bunu yapıyorlar” diyerek yırtamazsın. O marşla dalga geçenin ırkına, dinine, diline, cinsel tercihine falan bakılmaz yani.

Anlamıyorsun, anlamayacaksın da; ama yine de deneyeyim anlatmayı. İstiklâl Marşı, kurucu metindir evladım. Milli mutabakat metnidir. Egemenliğimizin, bağımsızlığımızın teminat mektubudur. Bayrak gibidir. Sancak gibidir. Sana egemenlik, bağımsızlık, milli mutabakat, bayrak, sancak “hiçbir şey” ifade etmiyor olabilir. Bunu tuhaf, çok tuhaf bulurum ama senin tarlanı ekenler zaten senden bunu istedikleri için çok da şaşırmam. Fakat…

O “fakat” şu: Sen “eğleniyorsun” diye İstiklâl Marşı’na yaptığın terbiyesizliği sineye çekmek zorunda değil kimse. Protesto etme hakkından başlayıp hukuk önünde İstiklâl Marşı’nı savunmaya kadar gider başına gelecekler. Sonra Avrupa Birliği’nin seni pek önemseyen ilgili yerlerine gidip “bize ceza veriyorlar, bizi protesto ediyorlar” demenin de pek faydası olmaz.

Dahasını da söyleyeyim sana. Sen bugün adı Boğaziçi olan bir üniversitede rahat rahat okuyorsun ya. Hah. O rahatlığı sana sağlayanlardan biri de o marşın yazarıdır evladım. Ankara’da, sobaya atacak odunu olmayan bir dergâhta, her yeri delik deşik paltosuna sıkı sıkı sarılıp, nasıl derler, “çıldırının anaforunda” yazmıştır Mehmet Akif o marşı. Sen o üniversitede okuyabilesin diye yazmıştır. Okuyacak, nefes alacak bir ülken olsun diye yazmıştır.

Dolayısıyla evladım, bütün okurlarımdan binlerce özür dileyerek yazıyorum bunu, eşcinselliğin hadi neyse de i…liğin lüzumu yoktur. Sabır testinin âlemi yoktur. Nankörlüğün âlemi yoktur. Çirkinleşmenin âlemi yoktur.

İsmail Kılıçaslan / Yeni Şafak