Hoca efendilerden uzak durun!

Yenisöz Gazetesi’nden Süleyman Tüccar, “Hoca Efendi Kartelası” başlıklı yazısında Türkiye’nin hocaefendilerle kuşatma altına alındığını, görünenden öte bunların temsil ettiği bazı mahfillerin daha sinsice bir şekilde FETÖv

SİYASET 23.10.2019 16:45:47 0
Hoca efendilerden uzak durun!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Son on yılda etrafında kalabalık toplamaya çalışan ne kadar çok nevzuhur hoca efendi ve şeyh pırtladı değil mi her yanda! Hepsi avanesinden koşulsuz güven, itaat ve yüceltme istiyor. Bu üç talepten birini karşılamada zafiyet emaresi gösterecek herhangi birine hiç birisinin tahammülü yok. Dişlilerin arasına kazara düşecek minik ve değersiz bir demir bilye dahi çarkların dönüşünü durdurup, tezgâha ağır bir zarar verebilir.

Bu durumu, Fetullah'ın elde ettiği efsanevi güç, para, saygı, iktidar ve yüceltilmeyi sağlayan modelin tekrarlanması durumunda benzer sonuçları elde edeceklerine inanarak kışkırmış, fırsatçı, zeki, aç ve muhteris girişimcilerin hür teşebbüsü olarak değerlendirebiliriz. Bu değerlendirmemiz kimilerinin durumunu açıklarken bir yere kadar isabetli ve yeterli olur. Ama hepsi için ve sonuna kadar değil… Bu piyasanın da bir raconu ve haracını yiyen efendileri var.

Türkiyeli Fetullah, Arabistanlı Lawrence'in organik bir ileri sürümü ve yolun en başında projelendirilerek kayıt altına alınmış bir isim, ama tek isim değil. İster siyasi, ister idari, ister dini düzlemde projelendirilerek, alan ve mevzi tutturmak üzere seçilmiş tüm isimlerin benzer mizaçlara ve vasıflara sahip olması, geçmişlerindeki karanlık noktaların birbirini tekrarlaması kesinlikle tesadüf değil. Fetullah Gülen'in ya da Abdullah Öcalan'ın çok yakınında bulunan kimselerin kişilikleri ve davranış kalıpları üzerine tanıklıklarını karşılaştırırsanız ya da ortadaki psikobiyografik bulgular üzerine dikkatinizi teksif ederseniz tek bir ruhun iki beden arasında sürekli gelip gittiğine inanabilirsiniz. Freud'un narsist kişilik bozukluğu ya da Norman Itzkowıtz ve Vamık D. Volkan gibi kimi isimlerin “görkemli kişilik ” olarak adlandırdığı, sürekli kazanma, yönetme, seçilmiş olma, daima başkalarının hayranlık ve yüceltmesine ihtiyaç duyma, eleştiri ve sorgulanmaya tahammülsüzlük, aşırı idealleştirme ile küçümseme arasında dengesiz gelgitler yaşama, empati yapamama, başkalarına karşı yaptıklarından dolayı herhangi bir vicdani sorumluluk duymama, diğer insanlara sadece kendisine karşı duydukları hayranlık ve sağlayacağı fayda ölçeği üzerinden değer verme, sürekli değişen tepkiler, baş edilemeyen zaaflar, tuhaf kaygılar, cinsel dürtü ve sapmalarla eşsiz bir rol yeteneği... Bu garip karışım sıradan kalabalıklar üzerinde kesinlikle çok çarpıcı bir tesir oluşturuyor ve onun kendisi hakkında inandığı seçilmişlik sanrısının anaforuna kapılan küçük ve sıradan insanlar hezeyanı kitleselleştirerek birbirlerini inandırıyorlar. dinihaber.comBu küçük ve sıradan insanlar arasında akademisyenler, yargıçlar, sanatçılar, askerler, iş adamları kısaca her meslek grubundan ve sosyoekonomik sınıftan insanlar bulunabiliyor.

Bu bakımdan Gazeteci Haydar Meriç'in FETÖ Kültü tarafından katledilmesine sebep olan Fetullah'ın geçmişi hakkındaki sır ile örneğin Mustafa İslamoğlu'nun Develi Ağır Ceza Mahkemesi'nce 2,5 yıl hapse mahkum edilmesine sebep olan husus arasındaki mahiyet benzerliği de şaşırtıcı değil. Herhangi birisini belli bir hedef doğrultusunda kullanmak için üzerine yatırım yapıyor ve ona özel bir güç ve iktidar alanı oluşturmak için önünü açıyorsanız, projenizin ileride kontrolünüzden çıkmamasını sağlayacak caydırıcı önlemleriniz daha işin başında iken elinizin altında olmalı. Kişi odaklı hareketlerin, zaafları ve istenildiğinde ifşa edilebilecek suç ya da ayıplarıyla  ‘elektronik olarak' kelepçelenmiş, yetenekli ve umumiyetle narsist/paranoid/sosyopat kimselerin etrafında teşekkül ettirilmesinin önemli sebeplerinden biri budur.

Türkiye'de politik, bürokratik ve akademik alanda  geçmişiyle “elektronik olarak kelepçeli” hâlde mevzilendirilmiş mebzul miktarda adam var. Tabii medya ve gösteri dünyasında da...  Ancak tahrip gücü en yüksek dolayısıyla en riskli olanı, dinsel sosyolojik zeminimizin bu tür adamlarla ve eksenlerinde kurulu vakıf, dernek, cemaat ve tarikat gibi yapılarla tamamen mayınlanmış olmasıdır.

Eğer  bunları  okurken aklınıza  Adnan Oktar, İskender Evrenosoğlu, Tuncer Çiftçi, Fetullah Gülen, Alparslan Kuytul, Muharrem Karabay, Mustafa İslamoğlu, Cübbeli veya benzerleri gibi yadırgatıcı söz ve tutumlarıyla niyetleri uç vermiş ya da tamamen ifşa olmuş isimler geliyorsa meselenin ciddiyetine vakıf olamıyorsunuz demektir. Daha derinden ve daha sinsi bir tehlikeden bahsediyorum. Müslümanların temiz, mâkul ortalamasını oluşturan büyük kütleden uçlara sinsice ve tedricen insan taşımak hatta devşirmek için oluşturulmuş kişi ve yapılardan bahsediyorum. Bu yüzden onlar da şimdilik hepimiz için mâkul ve makbul sözler söylemekle meşguller. Şu an sempati  ve adam toplama aşamasındaki bu yapıların kısa bir süre içinde kişi  odaklı kültleşme evresine gireceklerini, akabinde de Türkiye'nin hem dini uyanışının hem de yükselişinin karşısına olağan İslam düşmanlarıyla birlikte -tıpkı diğerleri gibi-  el ele, kol kola dikileceklerini göreceksiniz.

Size şimdilik, bir adamın etrafında dönen, ismiyle özdeşleşen, kurumsal internet siteleri bir adamın fotoğraf ve afişleriyle açılan, sosyal medyada suretinin üzerine yazılmış yaldızlı cümleleri yayınlanan, konuşmalarının altına fonik müzikler verilen bütün hoca efendilerden, kendinizi, ailenizi ve çocuklarınızı uzak tutmanızı, kesinlikle ve şiddetle önermekle iktifa edeyim. Şimdilik...

Yenisoz