Doktorlardan sert tepki: TTB yönetimi HDP karanlığında

Geçtiğimiz günlerde 2 HDP'linin milletvekilliğinin düşürülmesi sonrası HDP savunuculuğu yapan Türk Tabipler Birliği'ne doktorlardan tepki yağdı. Hekimler, duruma sert tepki göstererek 'Görevimiz oda ve birliği bu karanlıkt

SİYASET 8.06.2020 11:56:25 0
Doktorlardan sert tepki: TTB yönetimi HDP karanlığında
Tarih: 01.01.0001 00:00

Türkiye’de koronavirüs vakaları görülmeye başladığından bu yana halkı korku ve paniğe sürükleyebilecek, somut kanıtlara dayanmayan açıklamalarda bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB)ile ona bağlı İstanbul Tabip Odası (İTO), şimdi de HDP savunuculuğuna soyundu. İTO HDP’li vekillerin vekilliklerinin düşürülmesi ve kayyum atamalarını “Bu karanlıktan hep birlikte çıkacağız”, TTB ise “Salgını yönetmek de ülkeyi yönetmek de ciddiyet ister! Sağlığımızla, aklımızla, demokrasi ile oynamayın!” başlıklı açıklama ile eleştirdi. İki kurum süreci 'karanlık' olarak tanımladı.

'Gözdağı operasyonu dediler'

İTO'nun açıklamasında “Bu yapılanlar yaşanmakta olan büyük ekonomik çöküş nedeniyle işsizlik ve pahalılık cenderesine nefesi kesilen topluma korku salmayı, yıldırmayı, susturmayı amaçlayan gözdağı operasyonudur. Biz hekimler çağdaşlığın, laikliğin ve demokrasinin savunucularıyız. Bu karanlık günlerden bütün demokrasi güçleriyle birlikte mücadele ederek çıkacağız” denildi. TTB ise salgına karşı önlemleri eleştirdiği açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemiz demokrasisini ayaklar altına alan antidemokratik uygulamaların dozu daha da artırılıyor. Cumhurbaşkanı Yardımcısı tarafından, TBMM Başkanlığı’na gönderilen yazı üzerine, iki muhalefet partisine üye, üç milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırılıyor ve milletvekillikleri düşürülüyor. Milletvekilleri büyük bir hızla tutuklanıp, cezaevine konuyor. Seçilmiş belediye başkanlarını bir bir görevden alan iktidar, şimdi de seçilmiş milletvekilleri üzerinden seçilmişleri, dolayısıyla seçimleri, kurumları ve evrensel kuralları yok saymaya devam edeceğini ilan ediyor.”

‘Görev odayı karanlıktan kurtarmak'

Cumhuriyetçi Hekimler Sözcüsü Dr. Hikmet Çevik, Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası yönetiminin açıklamayı HDP etkisinde yaptığını, asıl karanlığın bizzat sözkonusu oda yönetimlerinde olduğunu belirtti. Dr. Hikmet Çevik şöyle konuştu:

“İstanbul Tabip Odası yönetimi, PKK’nın uzantısı olan HDP’nin çok büyük etkisi altında. O nedenle açıklamada HDP’nin kapatılması ‘karanlık’ bir gelişme olarak ifade ediyor. Bu, hekimlerin onaylayacağı ve kabul edeceği bir durum değil. Birlikte çıkacağız dedikleri asıl karanlık kendileri. Görev, İstanbul Tabip Odası’nı bu karanlık zihniyetten kurtarmak. PKK’nın gölgesi altında Tabip Odasını yönetmeye kalkan bu zihniyeti Tabip Odalarından tasfiye etmek. Asıl önemli olan bu.

“Pandemi sürecinde Tabip Odası tamamen negatif bir tutum izledi. Bu tutum daha sonra bozgunculuğa döndü. TTB Başkanı Sinan Adıyaman ve İstanbul Tabip Odası, Mayıs sonunda Türkiye’nin İtalya’ya döneceği, hastanelerin ağzına kadar dolacağı, vakaların gizlendiği ve şeffaf olunmadığı gibi, herhangi bir kanıt olmadan, tamamen süreci karalamaya yönelik, HDP etkisi altında açıklamalarda bulundular. Tabip Odası, HDP’nin bu kadar etkisi altında kalınca bu sonuçlar ortaya çıktı.”

‘15 Haziran’da yeni bir korona dalgasının gelmesini bekliyorlar"

“Salgınla mücadelede süreç tamamen şeffaf bir biçimde herkesin gözleri önünde yürütüldü. Durum böyle olunca sonuçlar da Tabip Odası’nın öngördüğü şekilde çıkmadı. Türkiye pandeminin en azından birinci döneminin yönetilmesi konusunda alınan sonuç itibarıyla dünyadaki en başarılı ülkelerden biri. İstanbul Tabip Odası ve Türk Tabipler, Birliği yönetimi HDP etkisinde kaldığı için ‘karanlık’ görüyor. Şimdi de büyük bir heyecanla 15 Haziran’da yeni bir korona dalgasının gelmesini bekliyorlar.

“Türkiye süreci başından beri bilim ve akıl rehberliğinde çok başarılı bir biçimde yürütüyor. Bundan sonra da yönetmeye devam edecek. O nedenle bozgunculara sevinebilecekleri bir alan kalmayacak. Türk Tabipleri Birliği ve İstanbul Tabip Odası yönetimini, HDP etkisinden kurtulmaya ve Türk milletiyle birlikte alınan sonuçlara sevinmeye davet ediyoruz. Yoksa HDP’nin gittiği uçuruma gidiyorlar. Bu aynı zamanda hem İstanbul Tabip Odası’na hem de Türk Tabipleri Birliği yönetimine uyarımızdır.

‘TTB paralel bir bilim kurulu oluşturmaya çalıştı"

“Türk Tabiler Birliği, ‘izlem komitesi’ adı altında paralel bir bilim kurulu oluşturmaya çalıştı. Rehberler yayınlattı. Bu bir izleme komitesinin yapacağı iş değil. Böyle bir ihtiyaç da yoktu. Çünkü Sağlık Bakanlığı bu rehberleri gerektiği zamanlarda yayımladı. Böyle paralel bir şey oluşturmaya çalıştılar. Buna İBB Başkanı İmamoğlu’da yeltendi. Ama hüsrana uğradılar.”

'Bakanlık ve başsavcılık harekete geçmeli'

Av. Dr. Erkin Göçmen: TTB ve yandaşı tabip odalarının bölücü terör örgütü ile aynı çizgide faaliyette bulunduklarına ilişkin çok sayıda örnek göstermek mümkündür. Zaten daha önce de benzer açıklamalar yapılmıştı. Hatta dönemin İstanbul Tabip Odası Başkanı Selçuk Erez, ‘Kürt halkının temsilcisi Apo’dur. Barışa inanıyorsak, bir an evvel masa başına oturmalıyız’ diyecek kadar ileri gitmişti. Anayasaya göre tabip odaları ve TTB kuruluş amacı dışında faaliyette bulunamaz. Söz konusu açık yasağa rağmen TTB ve tabip odalarının kuruluş amacıyla bağdaşmayan bu bildiri yayınlanmıştır. Anayasaya göre, amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine son verilmesi gerekmektedir. Bu hususta mahkemeye başvuru yapma yetkisi Sağlık Bakanlığı’na ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilmiştir. Bu nedenle Bakanlık ve Cumhuriyet Başsavcılığı bu müracaatı gecikmeksizin yapmalıdır. Yine bu son açıklama da TTB Kanununda değişiklik yapma ihtiyacının ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur.”

'İlişkileri iç içe geçmiş'

14 Mart Tıbbiyeliler Derneği Genel Sekreteri Mehmet Çetin: Teröre yönelik operasyonlar sürecinde Tabip Odasının söylemlerini çok iyi hatırlıyoruz. “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyerek tarafını belli etmişti. Cezaevlerindeki 'insani koşullar'ı gündeme getirdiklerinde o kişi ne hikmetse bölücü terör örgütünün ya sempatizanı ya da yandaşı oluyor. Bizim bir hekim arkadaşımız teröristlerin güya yol kontrolü yaptıkları sırada Diyarbakır’da şehit edildi.

PKK’nın üstlendiği bir eylem için bile 'PKK yaptı' diyemiyorlar. Bu kadar iç içe girmiş bir ilişkileri var. Şu anda sağlık siteminde eleştirilecek çok şey var. Bu eleştiriyi de Tabip Odası yapmalı. Ancak Tabip Odası kendini öyle bir noktaya getiriyor ki, herhangi bir şey söylediği zaman toplumda itibarı olmuyor. Herhangi bir hekime Tabip Odası’na neden üye olmuyorsun denildiği zaman “biz teröriste para vermek istemiyoruz” yanıtı veriyorlar.

Siz kendinizi bu noktaya getirirseniz, söyleminiz her zamana hükümetin yapacağı olumsuzluklara destek olur. Çünkü bir itibarınız yoktur.

'TTB’nin açıklaması işgüzarlık"

Kayseri Tabip Odası Başkanı Hüseyin Per: Kayseri Tabip Odası olarak bu konuda şunu söyleyebiliriz. Teröre bulaşan kimse Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yer almamalıdır. TTB’nin açıklaması işgüzarlık. Seçim yaklaştığı için TTB yönetimi HDP’li seçmene selam veriyor. Böyle değerlendirebiliriz. TTB’nin ve İstanbul Tabip Odası’nın açıklamaları kendilerini bağlar, Türk hekimlerini bağlamaz. Biz Türk hekimleri olarak mecliste terörist istemiyoruz.

'Kendi işlerini yapmaları gerekiyor"

Hekim Hakları Derneği Başkanı Prof. Dr. Adem Akçakaya: Tabip odalarının bu işlerden uzak durması ve kendi işlerini yapmaları gerekiyor. Bu siyasetin işi ve açıklamayı etik bulmuyoruz. Bu herkesin görüşü değil. Çünkü mevcut yönetim iyi olsaydı oradan böyle bir karar çıkmazdı. Cumhuriyetçi hekimler, milliyetçi hekimler, biz olsaydık buna destek olmazdık. O nedenle resmi temsil siteminin meslek örgütlerinde ne kadar gerekli olduğunu görüyoruz.