Diyanet'i tarikatların kontrolüne vermek için mi 677 sayılı kanun kaldırılmak isteniyor

Taha Furkan

SİYASET 19.07.2019 18:13:01 0
Diyanet'i tarikatların kontrolüne vermek için mi 677 sayılı kanun kaldırılmak isteniyor
Tarih: 01.01.0001 00:00

Diyanet'in gizli ibaresiyle piyasada dolaşan "Türkiye'deki Dinî-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dinî-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dinî Akımlar"  isimli raporunu artık bilmeyen yok gibi...

Rapora bakıldığında ilk göze çarpan bu raporu hazırlayanların pek de objektif ve sahih bilgiye sahip olmadığı...

"Falan lider kabir azabını inkar ediyormuş..."

Sanki Kur'an'da ve sünneti seniyyenin bir taraflarında kabir azabı varmış gibi...

Neymiş efendim, "Falan lider telkini kabul etmiyormuş..."

"Filan lider Kur'ancıymışda ıskat ve devri kabul etmiyormuş..."

"Kabir azabı, ıskat, devir ve telkinin İslam'da var olduğunu" savunan bir komisyonun hazırladığı raporu al çöpe at diyeceksin de 33. İl Müftüleri Sonuç Bildirgesi'nde bu rapora atıf yapıldığını görünce "sabır" deyip inceliyorsun...

Raporun anlam ve HEDEFİNİ kavramak için şöyle geçmişten günümüze zamanda bir yolculuk yapmamız isabetli olur:

- Bu raporun temeli, Fetullah Gülen hainine övgüler düzen, hediye alışverişinde bulunan Cübbeli Ahmet ile İflas Medyanın "dinler arası diyalog olmaz!" diyen Prof. Dr. Mehmet Görmez'e saldırmasıyla atıldı.

- Görüntüde saldırı Mehmet Görmez'e yapılıyordu. Ama asıl hedef Peygamber efendimiz idi. Prof. Bardakoğlu ve Prof. Görmez döneminde devlet kurumlarında coşkuyla ihya edilen Kutlu Doğum Haftası ile Peygamber efendimize karşı toplumda bilinçli bir sevgi ve saygı artıyordu. Bu durumdan ilk rahatsızlık duyan hatırlanacağı üzere AK Parti'nin ilk yıllarında askeriyedeki Ergenekoncu kanat olmuş ve bu haftanın 23 Nisan Milli Egemenlik Bayramına alternatif kutlandığı savıyla AK Parti'ye ihtar bile çekilmişti. O gün alınan kararı tarikatlara havale eden Ergenekoncu kanat, haftanın pasivize edilmesi adına harekete geçti. Mahallenin hırsızlarını terbiye etmenin en güzel yolu hırsızlardan birini bulup diğer hırsızlara mesaj vermekti. Ergenekoncu kanat, bu işi kendilerinin yapması durumunda gelen tepkiyi hesaba katıp bu işi tarikatlara havale etti. Ne de olsa tasavvuf adı altında tarikatlar "İslam'ın özü!" olarak topluma benimsetilmişti.İhaleyi alan tarikatçı kanat "Kutlu Doğum Haftası FETÖ icadı" deyip önce haftaya bir kulp taktı. Ardından yalan, iftira ve binbir hile ile haftanın Mevlid Kandili'ne alınmasını istedi. 

- Bu arada ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson 199 ülkeyi kapsayan ‘2016 Uluslararası Dini Özgürlükler’ raporunda tarikatlar ve cemaatlerle ilgili şu çarpıcı değerlendirmeyi yaptı: "Hükümet Türkiye’deki tarikat ve cemaatlere yönelik resmi yasağı zorlamıyor; bu gruplar yaygın ve aktif olmayı sürdürüyor." Her ne kadar bu eleştiri bir gerçeği dile getirip AK Parti'nin ikinci FETÖ tuzağına düşeceğine dair uyarı ise de kamuoyunda"Amerikalı gavurların bile dışladığı tarikatlar olsa olsa hak ve hakikat üzere olmalı ki hedefe konuldu" şeklinde algılandı. Oysa Amerika tarikatlara karşı bu uyarıyı yaparken İslam ülkelerinde en güçlü müttefiklerinin tarikatlar olduğunu, 1 milyon dolar karşılığında ülkesini satmayacak tarikatçının olmadığını herkes biliyordu. 

- Kafaya alınan o günün önemli bir bakanı Mahmut Paşa ve görevden alınan bir diğer bakan AK Parti adına Diyanet'e çekilen  operasyona destek verdi.

- Operasyon başarıyla gerçekleşti ve sonuçta EHLİ SÜNNET OLMAYIP KÜFRÜNE HÜKMEDİLEN Prof. Görmez ve yardımcısı bir şekilde görevden el çektirildi. 

- Ardından Ehli Sünnetçi ilan edilen Ali Erbaş Diyanet'in başkanlığına gelir gelmez arzu edileni yapıp Kutlu Doğum Haftası'nı Mevlid Kandili'ne aldı. Ve Kutlu Doğum Haftası tüm etkinliğini kaybetti. İçinde şirk ve küfür unsurları bulunan Mevlidlerle Mevlid Kandili eskiden olduğu gibi geçiştirilmeye devam etti. 

- Oysa Kutlu Doğum Haftası, Sireti Nebi Haftası adıyla Prof. Dr. Mehmet Görmez döneminde eski Diyanet Başkanları, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri, saygıdeğer pekçok alim ve müftünün katılımıyla yapılan Genişletilmiş İstişare Toplantısında alınan kararla Nisan ayına sabitlenmişti. 

- Diyanet Genişletilmiş İstişari Kurulu'na katılan değerli alimler, AK Parti'nin basiretsizliğini görüp istişari kararla tarikatların bu tuzağına set çekmişlerdi. 

- Ama emir demiri kesti. Ve AK Parti arka planda dışardan emirle görüntüde tarikatların gazına gelip Emevilerdeki gibi dine müdahale ile Genişletilmiş İstişari Kuruldaki tüm alimleri yok sayıp Cübbeli denen şeyh ile İflas Holdingin operasyonuna destekle Kutlu Doğum Haftası'nı Mevlid Kandili'ne aldırma bahstsızlığını gösterdi. 

- Operasyon Kutlu Doğum Haftası ile Prof. Dr. Mehmet Görmez ve ekibiyle elbette sınırlı kalmadı.  Tarikatçılarca İlahiyatçıların üzerine hızla gidildi ve tüm ilahiyat camiası birbir susturuldu. İlahiyatçılardan  oluşan Genişletilmiş İstişari Kurul'da alınan istişari kararı yok sayan Cumhurbaşkanı Erdoğan ilahiyatlara bir noktada, "Sizi muhatap almıyorum. Ben tarikatları muhatap alıyor ve onları değerli görüyorum" dedi. Ve emri aynen yerine getirildi. Tüm ilahiyat camiası derin bir sessizliğe büründü.

- Tabi Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yanlış kararının ve istişareye muhalefetin bedelini ağır ödedi. Kutlu Doğum Haftası tabiri caizse Ak Parti'nin "Sarı öküzü" idi. Ve operasyon, sırasıyla tüm kurumlara yöneldi. Erdoğan'ın gözü önünde tüm bakanlıklar birbir dizayn edildi. Kurumlar AK Partili olmayan hatta altını oyan bürokratlarla YETKİLİ KONFEDERASYON üzerinden dolduruldu. 

- Kutlu Doğum Haftası operasyonu devam ederken kaşla göz arasındaYETKİLİ SENDİKA DİYANET SEN'in binbir emek verip "Diyanet camiasıyla sınırlı kalmasını istediği İLİTAM" yolda büyük bir değişikliğe uğrayarak bir anda tüm kamuoyuna açıldı. Atı alıp üsküdarı geçen şer güçlerin ardından yetkili sendika sadece trene bakar gibi bakmakla yetindi. İLİTAM'ın Diyanet'ten öte tarikatların devlete sızma güzergahı haline gelmesi karşısında hala yetkili sendikadan bir ses çıkmaması oldukça manidar. O esnada Bakan olan Mahmut Paşa'nın yanına koşa koşa giden Konfederasyon Başkanı ile Sendika Başkanına "İLİTAM'ın ucube haline itiraz etmemeleri, Diyanet'e yapılan atamaya destek olmaları, " dikte edildi. YETKİLİ SENDİKA Diyanet'te oluşan puslu ve kirli havaya o günden sonra destek çıkarken sessizliğini korumasıyla dikkat çekecektir. 

- Diyanet'te EHLİ SÜNNETÇİ yeni yönetim boş durmadı. Medya ve devlet yetkili birimleri ile bağı olan ne kadar personel varsa tamamını görevden alıp yerine tecrübesiz elamanları atadı ve kurum kısa zamanda tıkanmaya yüz tuttu. Amaç Diyanet'te güya yeni bir çığır açmaktı. Kadrolaşmanın ve milletin gözünü boyamanın da kılıfı çoktan bulunmuştu bile, "Diyanet'te herşey çok güzel olacak!" Her şey çok güzel de oldu. Modern tekfir hareketi EHLİ SÜNNET'in ve ardındaki güçlerin istediği doğrultusunda gerçekten herşey çok güzel oldu ve Diyanet, tarihinde görülmemiş ayrışma ve dedikoduların merkezi olup çıkıverdi.

- Tarikatçılar kendileri yapsa idi piyasada dedikodunun önünü alamayacaklardı. Usta bir manevrayla 15 Temmuz darbesi de bahane edilerek "cemaatleri kontrol altına almak için hadi bir çalışma yapalım" şeytani planıyla yüksek ihtimal Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerine"Türkiye'deki Dinî-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dinî-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dinî Akımlar" raporunu hazırlattılar. Bu raporu hazırlayanlar raporun ne işe yarayacağını bilmeden Türkiye'de ne kadar cemaat varsa başladılar birbir fişlemeye... 

- Gizli bir el raporu piyasaya sızdırdı. Rapor tam bir rezaletti. 

- Raporla millete, "Vayy bee! Ne kötü imiş bunlar... Bak bak bakk... Bu cemaatler kontrol altına alınmalı... Derhal Diyanet bu konuda bir çalışma yapmalı..." denmesi istendi ve öyle de oldu.

Tabi raporu hazırlayanlar çözümünü de raporun içine koymuş, kamuoyunu kendi başına da bırakmamıştı. Raporda, "Türkiye'nin bir an önce Tekke ve Zaviyeler Kanunu ile yasakladığı dini yapıları legalleştirecek çözümler üretmesi ve ancak bu yolla şeffaf ve denetlenebilir yapılar olarak cemaatleri ahlâki/dini sorumluluk alanına döndürmesi bir zaruret haline gelmiştir" ifadesi kullanıldı.

- Rapordan bir süre sonra Cübbeli Ahmet'in ekranlarda kamuoyunun tepkisini çeken açıklamalarında artış baş gösterirken OdaTv'de CHP lehine kullandığı bağlamalara ilave Atatürk güzellemeleri ardı sıra geldi.CHP, CÜBBELİ BİZE YAKLAŞTI. ARTIK TARİKATLARDAN OY ALACAĞIZ DİYE SEVİNE DURSUN. CHP'NİN DESTEĞİYLE 677 SAYILI KANUN YASALAŞIRSA CHP DAHİL PEK YAKINDA TÜRKİYE'DE AK PARTİ'NİN ESAMESİ BİLE KALMAYACAK. FETULLAHÇILAR OKUMUŞ MEMLEKET GÖRMÜŞ HALİYLE 250 ŞEHİT VERDİRDİ. YARIN OKUMA YAZMA BİLMEYEN, BURNU HAVADA KENDİNDEN BAŞKA HERKESİ KAFİR GÖREN TARİKATLAR BİR ELE GEÇİRSİN DİYANET'İ, 25 BİN ŞEHİTLE ÜLKEYİ ELLERİNDEN ALMANIZ İMKANSIZ OLUR.

ÖZEL HARP STRATEJİSİyle ortamı çok güzel manipüle eden güçler akılları sıra tarikatların tehlikesine karşı hazırlanan raporla milleti çıkaracakları kanuna inandırıp ikna etmeye çalışıyordu. Ekranlara çıkarılan bir meczubun saçmalıklarıyla olayın vehametine millet ikna edilirken göz gırpılan Kemalistlerce de meclise getirtecekleri bir kanunla 677 SAYILI TEKKE VE ZAVİYELER KANUNU kaldırılmış olacaktı.  

- Güya Diyanet bu kanunun kalkmasından sonra medreseler başta olmak üzere tüm cemaatleri denetleyebilecekti. 

- Yerseniz durum özetle böyle...

- Yasal olmamasına rağmen kanunun açıklarından faydalanan tarikatlar ve bilimum cemaatler, özde medrese olup bir cemaate bağlı olduğu bal gibi bilinen kurslarının kapısına "Diyanet İşleri Başkanlığı ... Müftülüğü ..... Kur'an Kursu" tabelalarını asmayı çok iyi biliyor ve milleti böylelikle Diyanet çatısı altında aldatıyordu.

- Madalyonun bu tarafında ise Diyanet, tabela astığı kursu denetlemeye gelince tuhaf bir şekilde tarikatların meşruluğunu şart koşuyordu. 

Gerekçe de hazırdı, "Osmanlı da tarikat ve cemaatleri denetleyen "Meclisi meşayihler" vardı. Biz de 677 sayılı kanunu kaldıralım. Önce bunlar meşrulaşsın. Biz de bunları birbir denetleyelim."

Bizden hatırlatması!

Osmanlıda modern Türkiye'deki gibi örgün eğitim kurumları yoktu. Olmayan eğitim kurumları ve savaştan bunalan devletin bıraktığı boşluklar tarikatlarca dolduruluyordu. Şu an ise tarikatlara ihtiyaç duyulmayacak  şekilde devletten istenebilecek her türden eğitim kurumu fazlasıyla var.

Tarikatların bir diğer benzeri yapılanması Aleviler ve Cemevleri... AK Parti verdiği izinler ve gösterdiği müsamahayla Cemevlerinin önünü açtı.

Soruyorum buradan: Bu güne kadar kaç Cemevini Diyanet denetleyebildi de Alevilerden daha organize  ve hilede mahir yılların tecrübesine sahip tarikatları Diyanet denetlemeyi hayal edebiliyor?

Menzili denetleyen bir Diyanet!

Güldürmeyin adamı... 

Daha sıradan bir cami derneğini denetleyemeyen, cami dernek başkanlarına imam ve müezzinlerini feda eden Diyanet, koskoca organize cemaatleri denetleyecek. Biz de inanacağız...

Kimse kendini ve bizi kandırmasın...

Gelin bu projenin ardında kimler var onları oturup konuşalım. 

Buyrun! Açıklayın şu hazırladığınız raporun ardında kimlerin olduğunu ki 677 sayılı kanunun kalkmasına ilk biz destek olalım...