Din Bir Sen: Din Görevlilerine Disiplin Affı ve Sözleşmelilerin Kadroya Geçirilmesini İstiyoruz

Meclis’in yeni yasama dönemine başlamış olmasıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan din görevlilerinin sorunlarına çözüm beklediklerini belirten Diyanet Bir-Sen Genel Başkanı Hasan Türüt, çok sayıda mağdur edilen

SİYASET 8.10.2019 00:15:03 0
Din Bir Sen: Din Görevlilerine Disiplin Affı ve Sözleşmelilerin Kadroya Geçirilmesini İstiyoruz
Tarih: 01.01.0001 00:00

Hasan Türüt’ün basın açıklaması şöyle:

“Sendika olarak, teşkilatımızda herhangi bir nedenle mağdur edilen tüm personelin yanındayız, bunun böyle bilinmesi önemlidir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak haksız bir şekilde disiplin soruşturması geçirerek mağdur edilen din görevlileri ve müftülerimiz var. Haksız ve hukuksuz bir şekilde mağdur edilen bir müftü, öncelikle maiyetinde çalışanlara moral ve motivasyon kazandırabilir mi? Müftü iniyasitif alabilmeli, korkmadan görevini ifa edebilmelidir. Taşın altına elini koymaktan korkan bir müftü hizmet üretemez. Dolayısıyla teşkilatımızda bu şekilde mağdur olan müftülerimizin de mağduriyetlerinin giderilmesi gerekir. Daha önceki basın açıklamalarımızda da belirttiğimiz gibi, herhangi bir terör örgütüyle ilişkisi bulunmayın din görevlilerine disiplin affı getirilmesini istiyoruz. Bu konuda mağdur olan personellerimiz bulunmaktadır. Bunlara disiplin affı getirilerek moral ve motivasyonlarının sağlanmasını bekliyoruz. Sürgün edilen, ihraç edilen, disiplin cezası verilen, mobbing ve keyfi uygulamalarla moral ve motivasyonu bozularak görev yapması engellenen pek çok diyanet personeli mağdur durumdadır. Sendika olarak haksızlığa uğrayan, hukuksuz bir şekilde ihraç edilen pek çok din görevlisi kardeşlerimizin görevlerine iadesini sağladık.

Diyanet İşleri Başkanlığı, idare ile personel arasındaki uyum probleminin giderilmesi için bir çalışma başlatmalıdır. Böyle bir çalışmanın yararlı olacağını müftülüklerimizde belirtiyor.

Üzülerek ifade edeyim ki, Diyanette ceza ve sürgün, sorunu çözme de mutlak çözüm olarak görülüyor. Böyle bir düşünce olağan dışıdır. Bu nedenle personeller bilerek yıldırılıyor, sindiriyor. Kendi haklarını arama noktasında çekimser ve ürkek oluyorlar.

Teşkilatımız, af ve hoşgörü de engin görüşe sahip olmalıdır. Çünkü din hizmeti veren bir kurumuz ve dinimizin bir ölçüsü de müsamaha ve hoşgörü dini olmasıdır. Ahlaken ve dinen kabul edilmesi mümkün olmayan büyük suçlar dışında, her türlü kusur affedilebilir.

Sözleşmeli din görevlileri kadro beklentisi içerisindedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nda 40 bine yakın sözleşmeli personel çalışıyor. Bunlar, 4-A statü de kadrolu çalışanlarla aynı hizmeti veriyor. Aynı çileyi çekiyor, ancak özlük ve mali hakları aynı değil. Sırf sözleşmeli oldukları için çeşitli adaletsizlikle karşı karşıya kalabiliyorlar. Haklarını aramaya kalktıkları zaman “bütün şartları kabul ettiniz” deniyor. İşsizliğin her gün arttığı, ekonomik şartların gün geçtikçe zorlaştığı vb. şartlar göz önüne alındığında ne yapabilirlerdi ki? Çoluk çocuk besliyor, ev geçindiriyorlar. Dilenseler miydi? Vicdanı olanların vicdanlarına sesleniyorum: Diyanet teşkilatında çalışan sözleşmelilerin öncelikli olarak kadroya geçirilmeleri gerekiyor. Bu mümkün değilse, kadrolular gibi aynı haklara sahip olabilmeleri için özlük ve mali haklarında düzenleme yapılarak mağduriyetleri giderilmelidir.

Çeşitli haklardan mahrum ediliyorlar.

Sözleşmelilere tayin hakkı, eğitim merkezlerine gidebilme hakkı, görevde yükselme, yurt dışında görev alma hakkı, doğu ve güneydoğu bölgelerinde görev yapan din görevlilerine can güvenliği tazminatı verilmelidir.

Din görevlilerinin görevde yükselme ve tayin için her yıl girdikleri MBSTS sınavına 4-B’li çalışan sözleşmelilerin de girebilme hakkı var, ancak bu sınavda başarılı olsalar bile tayin hakları yok. Sınav için harcadığı onca para, harcadığı emek ve zaman boşa gidiyor. Bu adaletsizliklerin bir an önce giderilmesini istiyoruz.

Saha da sözleşmeli din görevlileriyle yaptığımız görüşmeler de; kadro talebi birinci sırada,  lojman sıkıntısına çözüm bulunması ikinci sırada yer almaktadır. Diğer önemli bir husus ise, ailelerin parçalanmasının önlenmesine yönelik düzenleme talebidir.

Sendikamızın hak arayışlarına tüm sözleşmeli çalışan din görevlisi kardeşlerimizin ses vermesini istiyorum. Bir çatı altında buluşalım, gücümüze güç katarak haklarımızı birlikte arayalım, sorunlarımıza birlikte çözüm bulalım. Teşkilatımız da kadrolu ve sözleşmeli çalışan personel ayrımcılığına son verilerek tüm çalışanların mutlu ve huzurlu çalışabileceği iş ortamını birlikte sağlayalım.”