Çocuklarda cinsel eğitim ve cinsel kimlik

ANNE-BABALARA TAVSİYELER

SİYASET 7.05.2020 22:46:34 0
Çocuklarda cinsel eğitim ve cinsel kimlik
Tarih: 01.01.0001 00:00

-Ebeveynin cinsel kimlik gelişimindeki rolleri-

ANNE-BABALARA TAVSİYELER

.

Eşcinselliğin temel nedenlerinden biri biyolojik cinsiyete özgü cinsel kimlik geliştirememektir. Cinsel kimlik, bireyin kendisini erkek veya kız olarak algılaması, cinsiyetinin farkında olması, bunu kabullenmesi, içselleştirmesi, cinsiyetinden dolayı herhangi bir hoşnutsuzluk içinde olmaması ve erişkin döneminde de cinsiyetinin gerektirdiği rollerini tatbik etmesi, bu beceriyi kazanmasıdır.

.

Her birey cinsel kimliğini erken çocukluk döneminden itibaren (1-6 yaş) anne veya babası ile özdeşim kurarak geliştirir. Özdeşim, çocuğun anne veya babasını bilinç dışı olarak taklit etmesidir.

.

Her bebek bir yaşından itibaren kız ise annesi ile erkek ise babası ile –içgüdüsel olarak- özdeşim kurar. Ve böylece 1-3 yaş arasında çekirdek cinsel kimliğini geliştirmiş olur. Cinsel kimlik gelişimi ergenlik dönemine kadar devam eder. Stabilleşme ise ergenliğin sonunda olur.

.

Anne-babalar çocuğun bu heteroseksüel cinsel kimlik geliştirme sürecini destekleyebileceği gibi hatalı mesajları ile engelleyebilir de, ki o zaman da homoseksüel dürtüler ön plana çıkar. Çünkü çocuk cinsel kimliğini ebeveyninden aldığı açık ve örtük mesajları yorumlayarak geliştirir, hatta bir bakıma cinsiyetini buna göre seçer (de denebilir).

.

Eğer anne-baba çocuğa hatalı mesajlar gönderirşe, çocuk önce cinsel karmaşaya akabinde de Cinsel Kimlik Bozukluğuna (CKB) sürüklenir. CKB ise -müdahale edilmezse- büyük oranda eşcinsellikle sonuçlanır.

.

A) Erkek çocuk için hatalı anne-baba modelleri/mesajları;

.

1-Oğlu ile ilgilenmeyen, mesafeli bir baba,

2-Oğlunun özerkliğini desteklemeyen, onu sürekli eleştiren, reddedici bir baba,

3-Özdeşim sürecindeki oğluna aşırı sevgi ve şefkat göstererek onun babası ile özdeşimini baltalayan anne,

4-Baskın ve mütehakkim bir anne,

5-Oğlunun maskülen gelişimini desteklemeyen, fiziksel aktivitelerini baskılayan anne,

6-Oğluna kız çocuğu istediğini hissettiren ve kızmış gibi davranan anne (buradaki kız çocuğu annesinin sevgisini kaybetmemek için bilinç dışı –mecburi- bir tercihle feminen alanı terk eder ve maskülen alana yönelir),

7-Kocasından beklediği duygusal ihtiyacını oğlundan karşılamaya çalışan anne,

8-Anne-oğul bağını uzatan, oğlunu güvenli bir liman gibi kullanan, oğlu ile arasındaki sınırları belirleyemeyen anne,

9-Oğlunun her ihtiyacını karşılayan, ona arkadaşı imiş gibi davranan ve böylece ait olduğu erkek dünyası ile ilişki kurmasına mani olan anne (böyle bir anne oğlunu ikircikli duygulara sürükler; annesi onu hem en iyi anlayan hem de hiç anlamayandır, çünkü her ihtiyacını karşılamakta ama ait olduğu erkek dünyası ile ilişkisine de mani olmaktadır),

10-‘’Ben oğlumun tek sığınağıyım, baba zaten ortada yok, ben ona hem anne hem baba olurum’’ diyerek oğluna aşırı şefkat gösteren ve bu şekilde –kendince iyilik yaptığını düşünerek- hem annelik hem babalık yapan anne (anne burada baba figürünü önemsizleştirerek oğlu için özdeşim kuracağı baba modelini devreden çıkarmış ve onu karmaşaya sürüklemiş olur),

11-Benzer şekilde sürekli olarak babayı kötüleyen ve ‘’ne işe yarar ki bu erkekler, canları cehenneme, biz ikimiz birbirimize yeteriz’’ diyerek baba figürünü kötüleyen anne(bu model boşanmış/bekâr annelerde daha sık görülür, anne burada babayı değil erkek olmayı kötülemiş ve böylece oğluna ölümcül bir darbe indirmiş olur, çünkü çocuk bu mesajı ’’annem babamı erkek olduğu için terk etti, beni de terk edebilir, benim erkek olmamam gerekir’’ şeklinde yorumlayacaktır).

.

B) Kız çocuklar için hatalı anne-baba modelleri/mesajları;

.

1-Kızını bunaltıcı kalıplara sokmaya çalışan, aşırı kontrolcü, narsist bir anne,

2-Adaletsiz güç dağılımı bulunan bir ailede anneyi sürekli bir şekilde ezen, horlayan, itip-kakan zalim bir baba (böyle bir ailedeki kız çocuğu dişiliğin tehlikeli olduğu mesajını alacak ve dişiliğini reddederek maskülen (erkeksi) kadınlara özenecektir),

3-Sürekli depresif halde olan, kararsız, sinik veya yetersiz bir anne (buradaki kız çocuğu da annesinin çaresizliği –feminenlik- ile özdeşim kurmayı reddedecek ve annesi gibi bitip tüketen endişeler yaşamak yerine maskülen (erkeksi) alana yönelecektir, hatta babası ile savunmacı bir özdeşim kuracaktır),

4-Erkek çocuk sahibi olmayı istediği için kızı olunca hayal kırıklığına uğrayan ve bunu kızına hissettiren bir baba (bu kız çocuğu da babasının sevgisini kaybetmemek için bilinç dışı –mecburi- bir tercihle feminen alanı terk edecek ve maskülen alana yönelecektir).

. .

Cinsel Kimlik Bozukluğu ve akabinde gelişen eşcinselliğin pratikteki en sık nedenleri işte bu şekildeki hatalı anne-baba modelleridir, bu modellerden gelen mesajlardır.

.

Eşcinselliğin daha azınlıktaki diğer nedenleri ise şunlardır;

.

Erken yaşlarda yaşanan cinsel tacizler (bu durum kız çocuklarında ‘’dişi olmak güvenli değil’’ mesajını verdiğinden, erkek çocuklarda ise kendilerine yapılanı tekrarlama eğilimi bulunduğundan risk oluşturur), erken cinsel deneyimler ve bu deneyimlerin yol açtığı cinsel alışkanlıklar, sonradan lezbiyenlik için kötü bir evlilik/travmatik bir boşanma (karşılanamamış şefkat ihtiyacı), kültürel mesajlar ve çok az bir grupta da vajinismus gibi biyolojik faktörler.

.

Önemli bir başka risk faktörü da biseksüellik için geçerli olan haz odaklı -hedonist- yaşam tarzıdır, cinsel haz ve ego tatmini için cinselliğin her türlüsüne açık olmaktır. Bu durum özellikle biseksüelliğin artışında önemli bir role sahiptir.

.

Çok sık sorulduğu için şunu da belirmek isterim ki, eşcinsellik genetik değildir. Eşcinselliğin genetik olduğunu gösteren hiçbir veri bulunmadığı gibi 2019 yılında yapılan çok geniş kapsamlı bir çalışma, eşcinselliğin gelişiminde genetiğin belirleyici olmadığını çok net bir şekilde göstermiştir.

.

ANNE-BABALARA TAVSİYELER

.

Babalar;

1-Oğlunuza sarılın, onunla güreşin ve ara sıra da yenilin,

2-Oğlunuza siz banyo yaptırın,

3-Oğlunuzu siz yatırın, masalını siz okuyun, en azından ışığını siz kapatın,

4-Oğlunuzla birlikte baba-oğul özdeşimini destekleyecek aktiviteler yapın, elinden tutarak onunla yürüyüşe çıkın, markete gidin, balık tutun, ev ve bahçe işlerinde yanınızda bulundurun, hatta ufak yardımlar alın,

5-Birlikte fiziksel temas gerektiren sporlar yapın, sportif aktivitelere katılın,

6-Oğlunuzu spora yönlendirin, akranları ile spor yapmasını teşvik edin…

.

Kısaca oğlunuzun sizinle özdeşim kurmasını kolaylaştırın, zaten içgüdüsel olarak gerçekleşen bu süreci baltalamayın, destekleyin, ardından oğlunuzun akranları ile etkileşimde bulunmasını sağlayın, böylece oğlunuzun maskülen/erkeksi gelişimini desteklemiş ve onun erkek dünyasına adım atmasını kolaylaştırmış olursunuz, unutmayın ki eşcinsel erkeklerin önemli bir bölümü babaları tarafından onaylanmamış, cesareti kırılmış ve bu nedenle de erkeksi rekabetten korktuğu için maskülen alana adım atamamış bireylerdir. Oğlunuzun erkek dünyasına girişini engellemeyin!

.

Anneler;

.

1-Oğlunuzla aranızdaki anne-oğul bağını fazla uzatmayın,

2-Oğlunuzun babası ile özdeşim kuracağı dönemlerde (1-6 yaş) aşırı anne şefkâti göstererek özdeşim sürecini baltalamayın,

3-Oğlunuzla aranızdaki sınırı iyi tayin edin, ona arkadaş gibi değil anne gibi davranın,

4-Ne olursa olsun babasını kötülemeyin, baba figürünü önemsiz hale getirmeyin,

5-Ona asla hem annelik hem babalık yapmaya kalkışmayın,

6-Eğer babası yoksa onun için özdeşim kurabileceği bir baba/erkek modeli bulun (amca, dayı, dede ve hatta akraba içinde uygun bir erkek model yoksa öğretmen),

7-Gereğinden fazla müdahil/kuşatıcı ve koruyucu olmayın, ''hava çok soğuk, sonra gidersin, sonra biz beraber çıkar birlikte takılırız'' tarzındaki müdahalelerle babası veya arkadaşları ile sokağa çıkmasını engellemeyin,

8-Oğlunuzun erkeksi davranışlarını baskılamayın, onun erkeksi kas gelişimi için şart olan hareketli oyunlarına mani olmayın; hoplayıp zıplamasına, abisi veya arkadaşları ile itişip-kakışmasına, erkeksi didişmelerine müsaade edin, bu tarz erkeksi hareketlerini baskılamayın,

9-Aşırı titizlik göstermeyin, oğlunuzun evinizi ve kıyafetlerini dağıtmasına ve hatta yaşına uygun fantastik saldırganlıklarına müsaade edin, bunları baskılamayın, fantastik saldırganlıkla gerçek saldırganlıkları karıştırmayın, bu tarz erkeksi hareketlerine mani olmayın,

10-Oğlunuza kız çocuğu imiş gibi davranmayın; eğer varsa efemine davranışlarını asla görmezden gelmeyin ve asla onaylamayın, bu durumda profesyonel yardım alın,

.

Kısaca, oğlunuzun babası ile özdeşimini baltalamayın ve erkeksi davranışlarına mani olmayın.

.

Anne-babalar;

.

1-Kesinlikle cinsiyet ayrımcılığı yapmayın, her iki cinsiyete de eşit değer verin, aksi halde sadece daha az değer verilen cinsiyetteki çocuğa değil diğer çocuğa da zarar

vermiş olursunuz. Örneğin kızlara daha az değer verip oğlan çocukları yücelten konuşma ve tavırlar

kız çocuğunu aşağılık duygusuna sürükleyeceği gibi yüceltilen erkek çocuğunu da olumsuz etkiler. Çünkü üstün cinsten olduklarına inandırılan erkek çocuklar, kızları yalnızca birer arzu nesnesi olarak görmeye başlar. Bu da cinsiyetlerin yetişkinlik dönemindeki işlevlerini tam olarak öğrenememelerine neden olur. Kadın erkek ilişkisini çirkin bir biçimde yorumlarlar. Sonuçta her ikisi de olumsuz etkilenir.

2-Çocuğunuz iki yaşına geldiği zaman eğer erkekse, ‘’Sen erkeksin, bu asla değiştirilemez ve büyüyünce baban gibi olacaksın’’, kız ise, ‘’Sen kızsın, bu asla değiştirilemez ve büyünce de annen gibi olacaksın’’ deyin. Böylece çocuğun zihnine bu bilinci yerleştirmiş ve çekirdek cinsel kimlik gelişimi için çok önemli bir katkı yapmış olursunuz.

3-Çocuğunuzun merak duygularını giderin, cinsellikle ilgili sorularını (ki bunlar aslında cinsellikle ilgili değil üreme ile ilgili sorulardır) yaşına uygun bir şekilde cevaplayın,

4-Bu sorulara asla kaçamak ve hatalı cevaplar vermeyin, ama gereğinden fazla detaya girerek de çocuğun kafasını karıştırmayın, sadece sorularını cevaplandırın,

5-Cinselliği kötü-kirli veya çirkin bir şey olarak takdim etmeyin, cinsellikle ilgili aşırı yasakçı tavırlardan kaçının.

6-Çocuğunuzu iğdiş edilme (kastrasyon) korkusuna sürükleyecek söz ve fiillerden kaçının, bu bağlamda erkek çocukların sünneti için 0-1 veya 7-10 yaş aralığını tercih edin (2-6 yaş aralığını tercih etmeyin).

7-Çocuğunuzu eksiklik-anormallik duygusuna sürüklemeyin, genital organları hakkında bir hastalık veya gelişme geriliği düşünüyorsanız onu paniğe sürükleyecek sözlerden kaçınarak bir uzmana gidin.

.

Unutmayın ki her bireyin ilk cinsel eğitmeni anne-babasıdır. Ebeveynler bunun bilincinde olmalı ve bu sorumluklarını başkalarına devredemeyeceklerini bilmelidirler.

.

Her bireyin cinselliğe karşı takınacağı tavırlar büyük oranda ebeveyninden aldığı ilk cinsel eğitimlerine bağlıdır.

Bu eğitimler, ebeveynin açık veya örtük mesajları, sözleri ve davranışları ile bebeklik döneminde başlar.

Prof. Dr. Zeki Bayraktar