Cemaatler yerli ve yabancı istihbaratlarca sevk ediliyor

İngilizlerin İslam topraklarına girmesi sonrasında açtığı İslam üniversiteleri ile haham ve papazları hoca, şeyh, pir, abi, imam gibi dini liderler statüsünde halkın içine katıp bidat ve hurefeler karışımı bir dini müslümanlara zerk

SİYASET 11.07.2019 20:32:03 0
Cemaatler yerli ve yabancı istihbaratlarca sevk ediliyor
Tarih: 01.01.0001 00:00

Özellikle aklı devre dışarı bırakıp emme basma tulumba gibi lider merkezli yürüyentarikat ve tarikat merkezli hareket eden nurculuk ve süleymancı  gruplarla bu günlerde doğu illerimizde filizlenenselefi/vahhabi/hizbullahi cemaatlere karşıümmetin uyanık olması zorunluluk... 

Her ne kadar dinihaber.com cemaatlerin özellikle de tarikatların Vatikan merkezli istihbarat örgütlerince kullanıldığı,tamamının liderlerinin haham ve papazlardan oluştuğunu belirtse de saf müslüman alıştırıldığı pisliği koklamaktan vazgeçmiyor. Müslüman kardeşlerimize hatırlatmamız o ki bizim mi yoksa bu şer tarikatların mı haklı olup olmadığının tek bir ölçüsü var. 

Kur'an'ı Kerim...

Ne kadar kendini kopyalarsa kopyalasın, benzetmeye çalışırsa çalışsın şeytan ve dostları illaki Kur'an'dan fire verecek ve foyaları meydana çıkacaktır. 

Herşeyi sırlara ve hikmete havale eden ahmak müslüman bilmeli ki hikmet sadece Kur'an'dır. 

Kur'an'a aykırı görülen hiçbir şey hikmetli olamaz. 

Müslümanlar oyalanmayın!

Sizi Kur'an'a çağırmayan tüm yollar şeytanidir. ABD/İsrail/İngiltere/Vatikan projesidir. Size anlatılan her ne varsa illa dönüp bu konuda Allah ne diyor diye bir bakın! Ölüm ve hastalık geldiğinde bakmak için çok geç kalabilirsiniz...

İşte bu gerçeği Ali Erkan Kavaklı geçmişte dile getirerek şunları yazmıştı:

***

Cemaatlerin Gladio ile imtihanı

2000’li yıllardı. Diyarbakır DGM’den, bir avukat vasıtasıyla Hizbullah dosyasının fotokopisini aldım. Dosyada, bazı illegal fiillerle ilgili anlatımlar vardı.. Ben polisiye roman yazarıyım, olayları romanlaştırmak istiyordum. 

Bir arkadaş beni uyardı:

“Hocam, sen bunların hepsini JİTEM’ci görüyorsun, içlerinde çok temiz fakat fanatik adamlar var, JİTEM’i falan bilmez, sana zarar verebilirler. Konuyu bir daha değerlendir.”

Dosyayı kenara aldım, yoğundum. Başarıya Götüren Yol’u yazıyordum.

O günlerde bir panel dikkatimi çekti.  Prof. Mahir Kaynak ve Bülent Orakoğlu, “Komplo Teorileri”ni anlatacaklardı. Panele gittim, bu iki usta istihbaratçıyı dinledim. Panelden sonra bir masaya oturdular, çay içiyorlardı. 

“Masanıza oturabilir miyim?” dedim.

Buyur ettiler.

Sohbet sırasında, elimdeki dosyadan bahsettim, birçok suçun sorumlusunun yakalanmamış olması tuhaftı. Sordum:

“İstihbaratlar, cemaatleri nasıl takip eder?”

Emniyet eski İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu net bir cümle kurdu:

“Birçoğunda, tek başına karar verici noktada olmasa da.. Birinci adam bizim değilse ikincisi bizimdir.”

İstihbaratların, cemaatlerle yakından ilgilendiğini böylece öğrendim. 

Türkiye NATO’ya girince Gladio’nun bütün NATO ülkelerinde paramiliter örgütler kurduğunu ve ordu için örgütlenmeler yaptığı, bu çerçevede medyaya, önemli sivil toplum örgütlerine adamlar yerleştirdiği erbabınca bilinen şeyler. 

Amerika, CIA’in kurup kontrol ettiği bu örgütler vasıtasıyla Türkiye’yi ve NATO’nun diğer ülkelerini kontrol altında tutar.

1960, 1971, 1980, 28 Şubat 1997 darbeleri 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü CIA organizasyonudur. Türkiye’de Amerika’yı dinlemeyen ve ülkesini kalkındırmaya kalkan hükümetler indirilmiş, son darbe teşebbüsünde indirilmeye çalışılmıştır.

Darbelerde, Gladio örgütünün özellikle ordu içindeki örgütlenmesi etkili görev alır.

15 Temmuz kalkışması gösterdi ki; Gladio sadece ordu içinde çalışmamış, cemaat zannettiğimiz (F. Gülen) bir yapıyı ele geçirmiş. Darbe teşebbüsünde etkili bir şekilde kullanmış.

Örgütün birinci adamı, CIA’in Pensilvanya’daki çiftliğinde yaşıyor, elde tutuluyor. Adamlarını darbe teşebbüsüne azmettirdiği ve emir verdiği ile ilgili bütün delillere rağmen ABD, F. Gülen’i iade etmiyor. Almanya ve Yunanistan gibi Batılı ülkeler de FETÖ’cüleri iadeye yanaşmıyorlar.

Yeni Asya’cıların tavrı çok düşündürücü. 

Bediüzzaman Said Nursi, hayatı boyunca CHP’nin iktidara gelmemesi için Menderes’i desteklemiş, Demokrat Parti’yi destekleyen mektuplar yazmış.  Emirdağ Lahikası 2 adlı kitabında onlarca mektup var. Buna rağmen Asyacılar, CHP’ye, hiçbir zaman alternatif olmayan partilere oy verir, desteklerler. Bu kadar sapma nasıl olabilir?

Birinci adam değilse ikinci adam kontrolde olmalı…

24 Haziran seçimleri öncesi Süleyman Efendi’nin talebeleri ile ilgili medyaya düşen haberler şaşırtıcı.  Av. Turan Kıratlı vasıtasıyla yapılan açıklamada cemaatin Ak Parti ve Erdoğan’ı destekleyeceği dile getiriliyordu. 

Seçime az bir zaman kala “İstanbul Sekretarya” adına bir yazı çıkarılıyor. Meral Akşener ve İyi Parti’yi destekleme emri veriliyor. Çeşitli yerlerde hocaların, İyi Parti’ye destek olunmasını duyuran konuşmaları “sosyal medya”ya düştü. İyi Parti’nin Fetö projesi olduğu yoğun bir şekilde tartışılırken…

Bu çelişki nasıl izah edilebilir? Hele Süleyman Hilmi Tunahan’ın torunu Fatih Süleyman Denizolgun Ak Parti İstanbul milletvekili seçilmişken… Süleyman Hilmi Tunahan’ın hayattayken Menderes ve Demokrat Parti’yi desteklediği bilinirken…

Google’a girip Av. Hayrullah Karadeniz’in açıklamaları okunursa; orada CIA’nin operasyonları anlatılıyor. Av. Karadeniz, cemaatten biri, uzun zaman Kemal Kaçar ve Ahmet Denizolgun’un yakınında bulunmuş, emekli bir subay.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, partisinden bazılarının illegal olaylara karıştırılması üzerine şu cümleyi kurmuştu: “Anlaşılıyor ki bizim tarlayı başkası sürmüş.”

12 Eylül 1980 darbesinin neden haber alınmadığı ve önlenmediği konuşulurken, Süleyman Demirel’in değişmez Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil şöyle demişti: “CIA altımızı oymuş.”

Hafızalarda 28 Şubat dönemi sahte şeyhi Ali Kalkancı maceraları duruyor. Jandarma istihbarat elemanı Erol Ölmez’in önce Nurcuların içine, orada deşifre olunca Çarşamba cemaatine yönlendirildiği ile ilgili itiraflarını Akit’te okuyanlar bilir ki istihbaratlar cemaatleri ihmal etmez.

Benzeri manipülasyonlar, 2011 seçimleri öncesinde de, değişik cemaatler adına ve değişik partiler lehine gündeme getirilmişti.

Fetö felaketinden sonra benzeri bir kıyameti yaşamak facia olur.

Sekiz-on yıl önce Anadolu’daki yurt ve kurs faaliyetlerini gördüğüm zaman “Anadolu’nun Kardelenleri” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Cemaat mensupları ehlisünnet, Nakşi, temiz, dindar insanlar. Çoğu, tepede oynanan oyunun farkında. 

Konu Ak Parti-oy meselesi değil. Anadolu’nun samimi,  dindar, gayretli insanları Fetö benzeri kıyamet yaşamamalı. Dini cemaatler, ileride bir gün devletle kavgaya tutuşturulmamalı; samimi, dindar Anadolu insanının emeği heba edilmemeli. Dindar insanların gayretleri politik hesaplara tahvil edilmemeli. Bizim tarlayı CIA sürmemeli. Zor bir mesele. Feraset, basiret, tarih bilgisi lazım. Gladio yöntemleri de bilinmeli ki taşlar yerine otursun.

Gladio’nun sadece ordu içinde örgütlendiğini, sivil toplum örgütlerini ve cemaatleri ihmal ettiğini düşünmek büyük gaflet olur.

Ali Erkan Kavaklı / Yeni Akit 05 Temmuz 2018