Bir deli saçması Big Bang!

Taha Furkan

SİYASET 20.11.2019 18:45:55 0
Bir deli saçması Big Bang!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Bu gün Adnan Oktar ve ekibine düzenlenen operasyonla 235 kişi gözaltına alındı. Adnan Oktar üzerinde gerçekten istihbarat araştırması yapılması gereken önemli kişilerden biri.

Ortamın boşluğundan faydalanıp Müslümanların duygularını sömüren FETÖ’den sonra bir başka istismarcı şüphesiz ki Adnan Oktar'dır.

Yarı çıplak kadınlarla yaptığı programları, İslami görecek kadar pervasızlaşan bu istismarcının yalnız olmadığı bir vakıa.

Bu güne kadar Adnan Oktar'a İmamı Rabbani kökenli tüm tarikat ve cemaatlerin destek verdiği su götürmez bir gerçek. Devlete düşen “Mehdi ve İmamı Rabbani” temelinde bir araya gelen bu cemaatlerin üst aklını, çalışma plan ve programları ile hedeflerini ortaya koymasıdır.

Sözü fazla uzatmadan bir çok aydını ve ilahiyatçıyı da etkileyen Adnan Oktar’ın Big Bang safsatasına gelmek istiyorum.

Big Bang nedir?

Bu zırva teoriye göre evren şu an genişlemekte ise bu mekanizmayı tersine çevirdiğinizde evren daralmakta ve nihayetinde sıfır hacim sonsuz yoğunlukta bir noktaya evrilmektedir.

Adnan Oktar ve ekibinin Big Bang’a dayanak kıldıkları; “Peki, hakkı inkara şartlanmış olan bu insanlar, göklerin ve yerin (başlangıçta) bir tek bütün olduğunu ve Bizim sonradan onu ikiye ayırdığımızı ve yaşayan her şeyi sudan yarattığımızı görmüyorlar mı? Hala inanmayacaklar mı?” (Enbiya, 30) ayeti, teori ile uzaktan yakından en ufak bir alakada bulunmamaktadır.

Oktarcılar ayeti işine geldikleri gibi anlayınca, bütün olan yer ve göğü anlamazlıktan/görmezlikten gelip sıfır hacim sonsuz yoğunlukta bir noktadan evrenin teşekkül ettiğini iddia edebilmektedirler. Çünkü Big Bank teorisi genişleyen evreni tersine çevirince akıl, mevcut yapıyı otamatikman bir noktaya evirmektedir. 

Oysa  ayet, yerle göğün birleşik olduğu/yaratıldığı bir evreden, bir noktadan değil trilyonlarca noktayı içeren bir yapıdan söz etmektedir.

BİG BANG MADDENİN BAŞLANGICINA DELİL DEĞİLDİR

Kur’an evrenin genişlemekte olduğunu bilimsel hiçbir verinin olmadığı bir ortamda gönderdiği şu ayetle tüm insanlığa adeta meydan okur:

"Biz göğü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz." (Zariyat, 47) Ayet, gayet net bir şekilde kudretle inşa edilen bir gökten söz etmekte ve inşa sonrası o göğe genişleme özelliği verildiğini beyan etmektedir. Ama Big Bangcılar bu ayeti inatla genişlemenin tersine bir çıkarımla sıfır noktaya hamlettikleri için büyük bir patlama neticesinde evrenin genişler bir şekilde ortaya çıktığını iddia etmektedir. Her şeyden önce patlamalar beraberinde düzeni değil düzensizliği, bozulmayı ve yıkımı meydana getirmeleri yönüyle aklen ve bilimsel olarak evrenin ilk oluşumuna delil teşkil edemez.

Big Bang’ın hareket noktası, “Doppler etkisi”dir. Doppler etkisi, ışık veya ses dalgalarının uzaklaştıkça dalga boyunun büyümesi, yakınlaştıkça küçülmesinin tespiti olarak ifade edilebilir. Christian Andreas Doppler uzaklaşan yıldızların ışığının giderek kırmızılaştığı, yakın yıldızların ışığının ise mavileştiğini ortaya koymuştur. Yani uzaklaşan yıldızların tayfının kırmızılaşması bulundukları merkezden uzaklaştıklarına evrenin genişlediğine delil olmaktadır.

Big Bang teorisyenleri Doppler'in bu çalışmasından hareketle genişlemeyi geri döndürüp sıfır noktaya vardırarak akıllarınca evrenin oluşumunu ispat etmeye çalışmışlardır. 

BİG BANG TEORİYLE DALGA GEÇENLERİN VERDİĞİ BİR İSİMDİR

Teoriye adı verilen Big Bang, teoriyi ortaya koyanların değil dalga geçenlerin verdiği bir isimdir.

Bundan sonrası zaten hikayedir:

1- Güya bu noktadan başlayan bir patlama ile bu günkü evren oluşmuş. Hikayeye göre her patlama düzeni bozup düzensizliğe neden olurken bu patlama düzenli ve kontrollü imiş.

Oysa Allah Kur’an’da “Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.” (Fatır, 43) derken patlamalarda Allah’ın bir sünnetullahı olarak daima düzensizdir ve ortalığı kırar geçirir. Allah patlama sünnetullahını düzensizlik olarak gerçekleştirmişken aynı patlamayı evrenin yaratılışında düzenli yapması Allah için bir çelişkidir.

 2- Big Bang’e göre ilk andan itibaren evren bu tekil yoğunluktan genişlemeye başlamış, hızla devam eden genişleme sürecinde zamanla atom çekirdekleri (hidrojen, helyum ve çok az lityum) oluşabileceği kadar düşük yoğunluk ve sıcaklığa ulaşmışmış. Yeterince genişledikten sonra ise bu hidrojen ve helyum gazlarının kütle çekimsel etkilerle kendi üzerlerine çökmeye başlaması sonucu ilk yıldızlar ve galaksiler oluşmuşmuş...

BİG BANG ALLAHSIZ KAİNAT FORMÜLÜDÜR

Oysa Allah’ın kudreti gibi üstün bir müdahale gücü olmaksızın iki elementten 118 elementin ortaya çıkması imkansızdır. Dikkat edilecek olursa Adnan Oktar ve ekibi evrenin yaratılışına da Darwinizmi aynen uygulayıp evreni Allahsız bir şekilde birbirine dönüştürüp kaynaştırarak kendi içinde tekamül ettirip evrimleştirmektedir.

İşin orjinaline bakıldığında bu teorilerin tamamı Allah’ın varlığından ziyade yokluğu üzerine oturtulmuş teorilerdir.

Big Bang’i Türkiye’ye ilk etkili bir şekilde tanıtan elbette Adnan Oktar oldu. Teoriyi Kur’an ayetleriyle ilişkilendiren Oktar’ın hiçbir tezi verdiği ayetlerle uyum içinde değildir. Ama müzik eşliğinde verilen görsellikle anlatımın çelişkileri gizlenmiştir.

Yine teorinin inandırıcılığını arttırma adına ortaya konulan "Patlama hızı 10 üzeri18'de 1 oranında bile farklılaşsaydı, bu gerekli dengeyi yok etmeye yetecekti. Eğer evrenin yoğunluğu bir parça daha fazla olsaydı, o zaman evren bir türlü genişleyemeyecek ve tekrar küçülerek bir noktacığa dönüşecekti. Eğer Big Bang’den sonra evren biraz daha hızlı genişlese mevcut tüm materyal tamamen etrafa dağılıp gidecekti. Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi." gibi lafların ilmi hiçbir dayanağı da bulunmamaktadır. 

MADDENİN BAŞLANGICINA EN GÜÇLÜ DELİL TERMODİNAMİK YASALARIDIR

Big Bang evrenin ilk oluşumuna dair kendince veriler ortaya koyarsa da buradaki nihai hedef maddenin evvelsizliğini ispat çabasıdır. Maddenin evvelsizliğine dair bilimsel anlamda bir gerekçe ortaya konulacaksa bu, Termodinamik ve Entropi yasalarıdır. Hem bu iki yasa Big Bang gibi teori olmayıp bilimsel verileriyle ortaya konulmuş kanun durumunda yasalardır.

Aslında evrendeki her şey sonradan yaratılmaya veya bilimsel anlamda maddenin başlangıcına örnektir. Lakin bilim, ispat edilebilirliği tercih ettiği için bu konuda araştırmalarını sürdürmektedir. Bu güne kadar evrenin başlangıcına dair birçok teori ortaya atılmıştır. Bu teorilerin en ünlüleri; Sabit evren teorisi, Salınımlı evren teorisi, Nebular hipotezi, Fizyon teorisi, Yakalanış Teorisi, Akresyon teorisi, Gezegensel ve Stellar çarpışma teorisi, Gaz bulutu teorisi ile Proporsiyon veya Oran Teorisi’dir.