Bilge Terzi’nin Hakikat Dikişleri

Sait Çamlıca

SİYASET 25.12.2019 00:11:46 0
Bilge Terzi’nin Hakikat Dikişleri
Tarih: 01.01.0001 00:00

Cuma namazlarının önemi, kılınan namazdan daha çok okunan hutbedir. İslam’ın haftalık toplanma ve eğitim yöntemidir Cuma hutbeleri. Uygulamada yapılan hatalar ve eksiklerine rağmen, Cuma namazları ve hutbelerin ümmetin birliği için önemli olduğuna inanırım. Tıpkı haftalık sohbet halkaları gibi.

Türkiye’de yüzlerce dernek, haftalık toplantı ve sohbetler yapmaya çalışır. Bu sohbetler genelde klasik yöntemle yapılır. Bir kişi konuşur diğerleri dinler. Küçük yerlerde yıllarca hep aynı kişi konuşur. Bazı gruplar hep aynı kişiyi konuşturmasa bile hep aynı kişinin kitaplarını tekrar tekrar okur ve yorumlarlar. Sohbet biter, çaylar içilir ve herkes dağılır.

Bu yazımda, terzi olmasına rağmen ‘bilge’ olarak anılan, yazdığı kitaplar ve girdiği fikir tartışmalarıyla bir döneme damgasını vuran, geliştirdiği Malatya Fikir Kulübü ile birçok insanın yetişmesinde emeği olan Mehmet Said Çekmegil’den bahsedeceğim.

Bilge Terzi

Bilge Terzi lakabıyla anılan rahmetli Mehmet Said Çekmegil beyin adını yıllar önce okuduğum bir kitabıyla duymuştum. Uzun yıllar aklımda sadece ismi kaldı. Birkaç yıl önce torunu Fatih Zeyveli ile tanıştım. Bu tanışma sonrası, iş yerinde 15 günde bir yaptıkları sohbete davet ettiler beni. Sohbete ilk gittiğimde hiçbir yerde görmediğim bir sohbet yöntemiyle karşılaştım. Bu sohbet yönteminin ayrıntısını anlatacağım ama önce ‘bilge terzi’ lakabını alan rahmetli Mehmet Said Çekmegil beyi biraz anlatmam gerekiyor. 

İlkokul mezunu ve bütün hayatını terzilik yaparak geçiren bir insan, nasıl ‘bilge’ olarak anılır? Eğitimi ve okumayı diploma almak sanan insanlara bunu anlatmak zordur. 1921 – 2004 yılları arasında Malatya'da yaşayan, ilkokuldan sonra resmi okullarda öğrenim görmeyen ve kitap okuyarak kendi kendini yetiştiren Çekmegil, kitaplarında ve yazılarında ortaya koyduğu görüşlerin özgünlüğü ile dikkatleri üzerine çeker. Sadece fikirlerinin özgünlüğü ile değil, cesur çıkışları ve eleştirileriyle de dikkatleri çeken Said Çekmegil, döneminin birçok putuna dokunma cesareti gösteren nadir insanlardan birisidir.

Sayın Metin Önal Mengüşoğlu ‘Bilge Terzi’ adıyla Said Çekmegil beyin hayatını kitaplaştırmış. Bu kitapta Said Çekmegil beyi anlatırken ‘Turgut Özal’ın arkadaşı, Süleyman Demirel’in terzisi, Alparsaln Türkeş’in askerlik arkadaşı, Necmettin Erbakan’ın istişareye ehil olarak gördüğü bir isim’ ifadelerini kullanıyor. Elli yıla damga vuran siyasi liderlerin nerdeyse tamamıyla irtibatı olan bir isim Said Çekmegil. ‘Buna rağmen neden ismini ve eserlerini fazla duymadık?’ diye düşünüyorsanız cevabının özetini ben vereyim. Tam bir cevap istiyorsanız kitaplarını okumalısınız.

Said Çekmegil hoca sadece kendi döneminin din tüccarlarıyla değil, gelenek olarak yerleşmiş yanlış din algısıyla da mücadele etme cesareti gösterebilmiş bir bilgedir. ‘Sen falanca alimden daha iyi mi biliyorsun?’ diyenleri Allah’ın kitabı Kuran’ı anlayarak okumaya ve üzerine tefekkür etmeye davet eden cesur bir bilgedir. Din tüccarlarının tezgahına tekme atan herkesin başına gelenleri, Said Çekmegil bey fazlasıyla yaşamış.    

Geriye miras olarak bıraktığı kitaplar halen okunurken, geliştirdiği Malatya Fikir Kulübü yöntemiyle sohbetler yapılmaya devam ediyor. 

Fikir Kulübü

Malatya Fikir Kulübü olarak bilinen sohbet yönteminin nasıl yapıldığını özetleyeceğim. Ancak yöntemi özetlemeden önce yöntemin kaynağını hatırlatmam gerekiyor. Yöntemin ana kaynağı Kuran’ın istişare emridir. İstişare etmek, farklı fikirler arasında ortak akıl ile karar vermektir. Bu yöntemi ilk uygulayan Peygamberimizdir. Etrafındaki insanlarla (sahabe) sürekli istişareler yapmış. Hatta kendisi bir şey söylediği zaman sahabe ‘Bu sizin fikriniz mi, vahiy mi geldi?’ diye sorarmış. Eğer Peygamberimiz ‘vahiy geldi’ derse herkes susarmış. Şayet ‘Vahiy gelmedi. Bu benim fikrim’ derse, sahabe o konuya dair kendi fikirlerini söylermiş. Malatya Fikir Kulübü sohbetleri tam olarak bu yöntemin çağımızda uygulanan halidir.

Maalesef ülkemizde sohbet yapan gruplar, tek kişinin konuştuğu veya aynı yazarın kitabının sürekli okunduğu, kimsenin fikrinin alınmadığı ortamlara dönüştü. Başta oturan kişi ve önündeki kitaptan başkasının fikrinin alınmadığı ortamlarda yeni fikirler filizlenmesi imkansızdır.

Said Çekmegil beyin usulü özetle şöyle: Toplanan on kişi önce sohbeti yönetecek kişiyi oylama ile seçiyor. Yönetecek kişinin kimin olmasını istiyorsanız onu teklif ediyorsunuz. Verilen isimlerle ilgili oylama yapılıyor. En çok oy alan kişi o günün sohbetinin yöneticisi seçiliyor. Sohbetin yöneticisi 15 yaşında bir genç veya 60 yaşında bir esnaf olabilir. Yönetici seçilen kişi ‘Bugün hangi konu üzerine sohbet edelim?’ diye sorarak, konu tavsiyeleri istiyor. Diyelim ki beş tane farklı konu teklif edildi. Bu sefer konu üzerine oylama yapılıyor. En çok oy alan konu o akşamın sohbetinin konusu oluyor. Son bir oylama ‘konuşma süresi’ üzerine yapılıyor. Söz alacak kişilerin kaç dakika konuşması isteniyorsa (4,5 veya 6 dakika gibi) oylama ile belirleniyor. Başkan seçimi, seçilen başkanın yönetiminde konu ve süre belirlemesinden sonra, başkanın sağındaki kişi ilk konuşan kişi oluyor. Belirlenen süre üzerine söyleyecek fazla sözü olmadığını düşünen kişi bile ‘Benim bu konuda fikrim yok’ gibi bir cümle kurmak zorunda. Belirlenen 4 veya 5 dakika içinde sözünü bitiremeyen kişiye, sohbeti yöneten başkan iki dakika daha ek söz hakkı verebilir.

Sohbet esnasında hiç kimse diğer kişinin sözünü kesme hakkına sahip değil. Bu şekilde birinci tur tamamlanınca, ikinci turda sadece söz almak isteyenler konuşuyor. ikinci tur tamamlandıktan sonra, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak isteyenler fikir tartışması yapabiliyor. Sohbet esnasında veya sonrası çay muhabbeti, grubun ortamı ve isteğine bağlı.

Böyle bir sohbet ortamının sohbete katılan herkese birçok faydası var. 15 yaşındaki bir genç fikirlerini söyleme ortamı bulabildiği gibi, bir grubu yönetme tecrübesi de kazanmış oluyor. Sohbet halkasında bulunan yetişkinler, gençlerin olaylara bakışını görme imkanına sahip oluyor.

Bu sohbet yöntemini ‘Fikir Kulübü’ adıyla çevrenizdeki dostlarınızla, mahallenizin camisindeki gençlerle, sınıftaki öğrencilerinizle uygulamanızı tavsiye ederim.     

Terzinin Dikişleri

Bilge Terzi Mehmet Said Çekmegil, sadece elbise dikmemiş. Din adına toplumda bilinen yanlışları ‘hakikat’ ipliği ile dikmeye çalışmış. Oluşturduğu Fikir Kulüpleriyle şahıs merkezli ve tek kişinin konuştuğu sohbet ortamlarını da ‘istişare’ ipiyle sağlamlaştırmaya çalışmış.

Mekanın cennet olsun Bilge Terzi…