Abdulhamit Gül'den çok sert FETÖ mesajı

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ ile mücadeleye ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Gül, "Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar" ded

SİYASET 18.09.2019 20:54:01 0
Abdulhamit Gül'den çok sert FETÖ mesajı
Tarih: 01.01.0001 00:00

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, FETÖ ile mücadeleye ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Gül, "Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar" ifadelerini kullandı. Gül'ün açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Sözlerimin başında dün idam edilmesinin yıldönümü olan, merhum Başbakan Adnan Menderes'i, rahmetle, minnetle, hürmetle yâd ederek başlamak istiyorum.

27 Mayıs’tan merhum Başbakan Adnan Menderes'i “Seni buraya getiren irade böyle cezalandırılmanı istiyor sana bu cezayı vermemiz gerekiyor” diyen bir anlayış vardı.

İşte bu anlayış bu milletin bağrından çıkmış milletin adamı Adnan Menderes'i idam sehpasına götürmüştür. Bu zihniyetin hukuka değil, darbeye vesayete dayanan bu zihniyeti şiddetle bir kez daha kınıyoruz. Menderes ve arkadaşlarını da rahmetle anıyoruz. Bu millet; adamlarını, milletin bağrından çıkan Menderes gibi milletin adamlarını kıyamete kadar her zaman hayırla alacaktır. Darbecileri de her zaman şiddetle telin etmeye devam edecektir.

12 Eylül ile FETÖ'nün zihniyeti aynı
27 Mayıslardan yine geliyoruz darbe dönemlerine. “Bir sağdan bir soldan” diyerek 12 Eylül darbe yargılamasında yine yaşını büyüterek idam edilen gencecik yavrularımızı, idam sehpasına götüren anlayışla yine yargıya vesayetin gölgesini, vesayetçilerin yaklaşımını hepimiz gördük. İşte yine bu yargıdan yine FETÖ döneminin kumpasları ile delil uydurmaları ile devletin belli kademelerinde hiyerarşi bozmak adına delil üreten FETÖ zihniyetindeki yargı yaklaşımlarını gördük.

Bir delil yok ama “Benim şuna ceza vermem lazım, ben bu hiyerarşiyi bozmam lazım, yargı benim olmalı” anlayışıyla insanlara iftira atan, insanları yargı sopasıyla hizaya getirmek isteyen FETÖ anlayışıyla da bu ülke çok acı hatıraları, olayları yaşadı.

Bugün Türk yargısı bağımsız ve tarafsız
Ama bugün, 15 Temmuz akşamından itibaren meclisimizi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ni bombalayan, 251 vatandaşımızı şehit eden hain, alçak FETÖ'cüleri 15 Temmuz gününden itibaren adliye koridorlarında tutuklayan, yargılayan, hukuk önünde hesap çeken bir bağımsız ve tarafsız Türk yargısı vardır, daha da güçlenerek yoluna devam edecektir. İşte 27 Mayıslardan buraya kadar bu mücadeleden Türk yargısı anlının akıyla çıkmıştır.

Bugün de Türk yargısı yine terör örgütleriyle kararlı mücadelesini sürdürmektedir. Türkiye FETÖ, PKK/YPG, DEAŞ ile kararlı bir şekilde mücadelesini eş zamanlı sürdürmektedir. Bu mücadeleyi taviz vermeden sürdüreceğiz. Terör demokrasinin özgürlüklerin ve hukuk devletinin en başlıca düşmanıdır.

İşte o yüzden terörle mücadele esasında bir insan hakları mücadelesidir ve Türk yargısı da bu anlamda hukuktan, adaletten taviz vermeden bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam edecektir.

Biz ne güvenlikten, ne özgürlük dengesinden vazgeçerek, ülkemizin huzurunu, güvenliğini bozmak isteyenlere asla fırsat vermeyeceğiz.

Asla geriye dönüş olmayacak
Herkes bilsin ki bu kazanımlarımızdan asla geriye dönüş olmayacak. Nasıl ki 15 Temmuz akşamından itibaren kahraman yargı mensuplarımız, adliye çalışanlarımız gece gündüz adliye koridorlarında demokrasi nöbeti tuttuysa, işte bu demokrasi nöbeti hala tutulmaya devam etmektedir. FETÖ ile mücadelemizde yine aynı şekilde kararlı bir şekilde devam etmektedir.

40 yıl devletin hücrelerine sızmış bu terör örgütüyle, 40 günde bu örgüt mücadelesini bitirdik şeklinde bir rehavete asla kapılmadan, kriptolarıyla A tipik bu terör örgütüyle mücadelemizi kararlı bir şekilde ve her alanda elbette sürdürmek boynumuzun borcudur.

Ucu nereye değerse değsin, kime değerse değsin bu konuda asla ama asla hukuktan sapmadan mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmek Türk yargısının elbette onurlu bir mücadelesidir ve onu da yapmaya devam etmektedir.

Maklubeye kaşık sallayanlar...
Örgüt özellikle yargı, emniyet ve orduya sızmıştır, ancak nerede ahlaksızca bir saldırı varsa bilinmelidir ki bu FETÖ’nün bir tezahürüdür.

Daha düne kadar FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar bugün çıkıp da FETÖ mücadelesi dersi vermeye kalkmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya, töhmette bulunmaya kalkmasınlar.

Türk yargısı bu mücadelesini büyük bir kararlılıkla sürdürmektedir. Bunu yaparken FETÖcülerin yaptığı gibi aynı çuvala herkesi koyarak değil, sadece ve sadece hukuktan ve Anayasadan emir alarak yapmaktadırlar. Farkı budur. Pensilvanya’dan emir alanlar, vesayetçiden darbeciden emir alanlar değil, Anayasadan ve hukuktan emir alarak yargılama yapan bir Türk yargısı var. Kim rahatsız oluyorsa olsun, Türk yargısı bağımsızlığını, tarafsızlığını sürdürmeye devam edecektir.

FETÖ ile mücadele, FETÖ yöntemleriyle yapılamaz. Herkes FETÖ’cü ise FETÖ’cü yoktur.

Bu FETÖ’nün bir stratejisidir. Masumla suçluyu ayırt etmek kuru ile yaşı ayırt etmek işte Türk yargısının görevidir. Ve Türk yargısı bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmektedir. Bugün bu mücadelede elbette sadece hakim savcının önüne dosyayı atarak da mücadele olmaz.

O dosyanın yine hazırlık aşamalarında delilleriyle dosyalarıyla topyekûn bütün kurumlarıyla mücadeleyi yapmak lazım. Yoksa burada kahramanca FETÖ mücadelesi yada diğer terör örgütleriyle mücadele yaparken bu ülkenin bekası, birliği, beraberliği için kahramanca özveri ile çalışan hakim savcılarımızla beraber tüm topyekûn ortak mücadeleyi elbette sürdürmeye devam edeceğiz. Ve burada özellikle bu mücadeleyi sürdürürken mücadele verirken sabahlara kadar adliyede çalışan yargı mensuplarımız onlarla beraber çalışan adliye çalışanlarımız yetmedi evine dosya götüren yargı çalışanlarımızı buradan sevgi ile saygı ile selamlıyorum, Türk yargısı eski yargı 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat'taki brifingçilere selam duran yargı değil artık.

Şu benim gibi düşünmüyor, Pensilvanya'ya itaat etmiyor. O zaman buna ceza vereyim tutuklayayım anlayışıyla hukuk dışı bir yargılamaya giden bir yargı değildir.

Sadece ve sadece hukuka ve anayasaya göre karar veren mücadele eden bir yargıdır. Elbette Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuk sisteminde eksik kararlar yanlış kararlar yeni giren deliller bilgiler olabilir. Bu konuda da sistem işlemektedir. Bir diğer mahkeme, bir üst mahkeme Yargıtay’ı, Anayasa Mahkemesi, Danıştay’ı bu mücadeleyi de elbette sürdürmektedir. Yargı mensupları sadece kararı ile konuşuyor diye kimse asil, şerefli Türk yargısına saldırmaya kalkmasın. Çünkü Türk yargısı konuşamaz çıkıp bir şey söyleyemez diye bu konuda haksızlığı da asla kabul edemeyiz.

Yargı reformu belgemizi de stratejimiz de işte bu anlayışın bir ürünüdür. Güven veren ve erişebilir adalet bu millete bizim boynumuzun borcudur. Herkesin ne olursa olsun hangi düşüncede hangi inanışta olursa olsun işte bu Ankara Adliyesi’nin önünden geçerken de içeriden çıkarken de ben adil bir yargı sistemine sahibim diye bir özgüvenle ve inançla bu kapıya girmeli bu kapıdan çıkmalı. Bütün çabamız budur. Bu anlamda FETÖ'cüler tasfiye edildikçe Türkiye'de yargı sistemi de yörüngesine oturmak üzeredir. 2019 yılı bu anlamda çok önemli bir milattır. Elbette FETÖ'cüler tasfiye edilmiştir tasfiye edilecektir, bu süreç devam etmektedir. Çünkü kripto bir örgüttür. Ama hepsini temizledik diye bir düşünce de olmadan HSK bu konuda büyük bir titizlikle her en ufak bir delil bile olsa bunu inceleyerek bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdürmeye devam etmektedir, devam edecektir. Tüm bu çalışmalarda tutukluluk süresinde azami bir süre getirerek tutuklamayı bir tedbirden ziyade cezalandırma aracı olarak görmekten uzaklaşacağız. Bu çerçevede yine kamuoyunda cezasızlık algısı oluşturan uygulamalardan da vazgeçilmesini bu dönemde bekliyoruz. Bu konuda çalışmalarımızı da yaptık. Meclisimizin de takdiri ile yapanın yanına kar kalıyor anlayışının algısının da ortadan kalkacağına inanıyoruz.