|
Aynı zamanda Vanlı bir şair-yazar olan Yaşar Adıyaman, gazetemize yaşam hikâyesini, çalışmalarını ve beklentilerini anlattı.
Geçmişe de bir yolculuk yapan Adıyaman, duygularını sadelikle dile getirdi.
KENDİNİZİ TANITIRMISINIZ?
Ben öncelikle sizlere çok teşekkür ediyorum, bizleri kayda değer bulup işlerinizin yoğun olduğu bir dönemde bize zaman ayırıyorsunuz. Hakikaten yaptığımız iş belki bizim için, ya da insanlık için küçük bir adım olabilir ama bu yaptığınız çalışmalar ve bunu kayda değer görmeniz insanlık için ben çok büyük bir adım olarak görüyorum. Van Muradiye doğumluyum, ilköğrenimimi Erciş Yatılı İlköğretim Bölge Okulu, lise öğrenimimi Eskişehir Ahmet Kanatlı Anadolu Lisesinde tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü ve yine aynı üniversitede Hukuk Fakültesi Adalet Bölümünden mezun oldum. İstanbul İşletme Enstitüsü İş Hukuku Uygulamaları Eğitimini tamamladım.
BU SÜRE İÇİNDE NELER YAPTINIZ?
Araştırmacı yazar olarak hukuk konularına ağırlık vermeye başladım, daha sonra sosyolojik olaylara değinerek madde bağımlılığını önleme çalışmaları kapsamında çeşitli çalışmalar yaptım. Ücretsiz seminerler verdim. Okuma alışkanlığı kazandırmak için, çeşitli kitap kampanyaları düzenledim. Zararlı maddelerin insan üzerindeki etkileri alanında mücadele veriyorum. Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazarlığı yaptım. Toplumun kanayan yarası madde bağımlılığı konularını yazmaya devam ediyorum. Toplumsal olaylara değinen çalışmalarım mevcut. STK, kurum ve kuruluşlar ile birlikte madde bağımlılığı üzerine çalışmalarım devam etmektedir. 2017 yılında Van'ın enleri yarışmasında en iyi şair ve yazar seçildim. 2017 yılında Van genelinde 20 bin kitap kampanyası kapsamında Van Federasyonu tarafından ödüllendirildim. Halen Van Şair ve Yazarlar Birliği (VAYAB) Başkanlığını yapmaktayım.”
SİZİ ŞİİR YAZMAYA İTEN EN ÖNEMLİ SEBEP NE OLDU VE İLK NE ZAMAN ŞİİR YAZMAYA BAŞLADINIZ?
Ben bir gurbet çocuğuyum, Muradiye’nin dağ köyünden çıkmış, Türkçe bilmeyen bir çocuk diliyle, yatılı okulda okuyan bir çocuk olarak (düşünün ne kadar zor olduğunu bu şartların), o şartlarda tabi ki daha çok anneye ve aileye bir özlem duyuyorsunuz, bu özlemim de ortaokul yıllarında anne özlemi, anne hasreti, o özlem ve gurbetle beraber yavaş yavaş istem dışı kâğıda dökülmeye başladı. Daha çok derdimi kâğıtla paylaşırken farkına varmadan şiir yazdığımı lise yıllarında fark ettim ve lise yıllarında yavaş yavaş profesyonel bir anlamda artık şiir yazmaya başladım. Çeşitli dergilere, gazetelere şiirlerimiz gitti hatta o dönemde Türkçe öğretmenimiz kitap çıkarmak için çaba sarf etmişti.
ŞİİRLERİNİZDE NE TÜR KONULARI İŞLİYORSUNUZ?
Şiir deyince aslında insanın vicdanı devreye girer, şiir deyince insanın kendi iç hesaplaşması devreye girer, bu da, kendi öz benliğinizdeki duygularınızla başlar, toplumda gördüğünüz ağır aksak giden işlerle devam eder. Benim için şuan şiir nedir derseniz; şiir benim vicdanım olmakla beraber, toplumda bir muhasebe yaptığımda, toplumda ağır aksak giden unutulmuş insanlığın, bugünkü tefecilik diyebileceğimiz, küçük yaşta evlendirilen kız çocukları, uyuşturucu ve madde bağımlılığı, yoksulluk ve buna da bağlı olarak çaresizliğin olduğu bir yerde, ben toplumsal olarak vicdanımın sesini nakşetmeye çalışıyorum.
KAÇ KİTABINIZ VAR VE İLK ŞİİR KİTABINIZ NE ZAMAN BASILDI?
Şiir kitaplarım antolojilerle beraber 3 tanedir, Ay Işığında Mavi Düşler, Ah Kanaviçe üçüncüsü ise bizim son derlediğimiz Yaşayan Şairler ve Yazarlar Antolojisi. Bunun dışında şuan basıma hazır 3 tane kitabımız var; Neva roman kitabı, Şerna şiir kitabı, birde Sofi’nin Aşk Nefesi diye bir şiir kitabımız var. Benim ilk kitabım 2017 yılında Ay Işığında Mavi Düşler 4 imge üzerine yazılmış bir kitap ve Altay Yayınlarından çıktı. Bu kitabım inanç, sevgi, saygı ve hat olgusunu işlediğim bir şiir kitabı. Daha çok o çocukluğumdan beri ortaokul yıllarından başlayıp, ta ki 2017 yılına kadar olan serüvenimizi anlatan bir şiir kitabı oldu.
BUGÜNE KADAR KAÇ ADET ŞİİR YAZDINIZ VE EN ÇOK SEVDİĞİNİZ ŞİİRİNİZ HANGİSİ?
Bugüne kadar kaç şiir yazdığımı saymadım ama tahminimce 2 bine yakın şiir, yazı ve derleme yazdığımı söyleyebilirim. Benim en çok sevdiğim, yani daha doğrusu ben tüm şiirlerimi seviyorum, şiirler insanın çocuğu gibidir, kitap yine insanın çocuğu gibidir, öyle bir özveri ile yazıyorsunuz. Benim en çok sevdiğim şiirim “Şerna” kitabıma ismini verecek olan şiirimdir. Şerna “kötülüğe hayır” anlamını taşır, Farsça bir kelime, Kürtçe bir kelime de artık dilimize nakşolmuş, kötülüğe hayır anlamına geliyor.
Bir dörtlüğü şöyledir:
"Bozguna uğramış bir ordunun
Damla damla dökülen gözyaşlarına
Yedi renk bedenlerin siyah beyaz kalbiyim
Dilini bilmeyen deli bir süvari
Gözlerini kör etti şerna"
Özel Röportaj: M. Selim KURT
|
