|
Bazen tek bir fotoğraf, sayfalar dolusu yazıdan çok daha fazla şey anlatır. Görsellik, özellikle kentlerin tanıtımı noktasında olmazsa olmazlardan kabul edilir. Bu gerçekle yola çıkan bir grup insan, Van'ı fotoğraflarla tanıtma çabası veriyor.
2012 yılında kurulan Van Fotoğrafçılar Derneği (VANFOD), bünyesindeki üyeleriyle elde fotoğraf, Van'ın güzelliklerini ölümsüzleştiriyor. Van’ın tarihi dokusunu ve doğal güzelliklerini fotoğrafçılık sanatıyla tanıtmak amacıyla kurulan derneğin Yönetim Kurulu Başkanlığını ise Tayfun Çiftçi yapıyor. Çiftçi, fotoğrafçılığı, fotoğrafı ve derneklerini gazetemize anlattı.
Çiftçi, Van’ı fotoğraflarla tanıtmak adına dernek olarak bugüne kadar ciddi anlamda projeler yaptıklarını söyledi. Çiftçi, "İlk projemizde, 2013 yılında 60 ilden 100 fotoğrafçıyı Van’a getirtirdik. Çok ciddi ve Türkiye’de o ana kadar yapılmış en büyük projeydi bu. 60 ilden 100 fotoğrafçı gelip Van’ı fotoğrafladılar, Van’ı sosyal medyada paylaştılar. Daha sonra Van Valiliği ile ortaklaşa, Sırbistan Fotokulüp 202’nin fotoğrafçılarını Van’a getirttik. Akabinde Sırbistan’da Van sergisi açıldı. Yine yarışmalar düzenlendi, geziler düzenlendi, bir çok fotoğraf kulübüne ve derneğine geziler düzenlettirdik. Tanıtım için önemli işlere imza attık” dedi.
“AMACIMIZ, VAN’I FOTOĞRAFLARLA TANITMAK”
Kendisinden ve kurdukları dernekten söz eden Çiftçi, amaçlarının Van'ı fotoğraflarla tanıtmak olduğu söyledi. Çiftçi, şunları söyledi; “1980 Van doğumluyum. Van Fotoğrafçılar Derneği (VANFOD) kurucusuyum. 2012 yılı Mayıs ayında arkadaşlarla bir araya gelip Van Fotoğraçılar Derneği'ni kurduk. 2012 yılından bugüne kadar da faaliyet yürütmekteyiz. Derneği kurmaktaki amacımız; fotoğrafla Van’ı tanıtmak, Vanlı fotoğrafçıları bir pota altında buluştumak, Van’ın tanınırlığına ve Van’ın görünmesi gereken yüzüne fotoğraf sanatıyla hizmet sunmaktır. Bu amaçla arkadaşlarla bir araya gelip derneği kurduk. Daha sonra eğitim çalışmaları gerçekleştirdik. Van’da fotoğrafla ilgilenen fakat fotoğrafçılık eğitimi alması gereken insanları dernekle buluşturduk. Derneğimiz, fotoğraf eğitimlerinden sonra geziler düzenledi, Van’ın her köşesine gittik. Bu etkinlikler, hem sosyal medyada bir tanıtıma vesile oldu hem de Van’ımızın hak ettiği değeri görmesi amacıyla, verimli geçti. Bu etkinlikler bittikten sonra farklı projelere yol açtık. 25’in üzerinde ulusal ve uluslararası proje gerçekleştirdik. Van Fotoğrafçılar Derneği olarak ilimizde, Van'ın tanıtımını amaçlayan 9’un üzerinde yarışma düzenlemiş bulunuyoruz. En son bir belediyeyle yarışma düzenlediğimizde il dışından katılım sayısı 1013 kişiydi. Bu ciddi anlamda Türkiye rekoru. Şuan bir çok yarışma var ama 1013 kişinin katılımı hakikaten büyük başarıydı bizim için. İimizin tanıtılmaya ihtiyacı var çünkü başka illerle kıyasladığımız zaman çok daha farklı, çok daha güzel artılarımız var. Bunların tanıtımı gerekiyor.”
“GELİN, BU GÜZELLİKLERİ KEŞFEDİN”
Van'ın tarihi ve doğal bir çok güzelliği olduğunu, bu güzelliklerin doğa ve fotoğraf severlere inanılmaz fırsatlar sunduğuna dikkat çeken VANFOD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Çiftçi, en büyük zenginliklerden birinin de Urartulardan kalan tarihi eserler olduğuna vurgu yaptı. Çiftçi, şöyle devam etti: “Van, bir tarih merkezi. Urartulara başkentlik yapmış çok kadim bir şehir. Urartu yapıları zaten hiç bir yerde yok, Van’ı diğer illerle kıyasladığımız zaman ön plana çıkan ve Van’da olup da başka yerde olmayan en büyük eserlerden biri Urartu kaleleri. Ayrıca Çavuştepe Kalesi, keza sadece Van’da olan bir yer, Van Kalesi yine öyle, bunun yanı sıra Osmanlı’dan kalan Hoşap Kalesi var. Hoşap Kalesi, dünya üzerinde görülmesi gereken en güzel kalelerden biri ve son halini orta çağdan almış bir kale. Hoşap Kalesine baktığınız zaman bir kartal yuvası yapısı görüyorsunuz. Yine muazzam adalarımız var. Adaya geçiş süreci çok çok keyifli, Akdamar adası içindeki Surp Haç Kilisesi şuan dünyada bilinen bir kilise. Fotoğrafçıların bence gelip görmesi gereken bir yer. Adaya geçmeden önce Selçuklu Mezarlığımız var, Muradiye Şelalemiz var, dünyada sadece Van’da yaşayan Van Kedilerimiz var, Van Balığımız var, fotoğrafçı gözüyle baktığınız zaman hakikaten Van’ın muazzam derecede bir çok güzelliği var. Bu anlamda fotoğrafçılığa gönül vermiş, bu işi yapan tüm fotoğraf sanatçılarını sizin aracılığınızla Van’a davet ediyorum. Gelin bu güzellikleri keşfedin. Çünkü bir çok güzelliği bir arada görme şansını elde edeceksiniz...”
“VAN’A GELMEK İÇİN SEBEP ÇOK”
Van’ın coğrafi konumu, sahip olduğu tarihi dokusu, doğal zenginlikleri ve misafirperverliği ile adeta insanları buraya davet eden bir yanının olduğunu anlatan Çiftçi, “ Bizim insanımız herşeyden önce misafirperverdir. Hangi köye giderseniz gidin mutlaka sizi en iyi şekilde ağırlarlar. Çünkü bizim kültürümüzün en önemli taraflarından birisidir misafirperver olmak. Bunun yanında Muradiye Şelalesi, Akdamar Adası, Çavuştepe Kalesi, Van Kalesi gibi hem tarihle, hem görsellikle, güzellikle bütünleşmiş yerlerimiz var. En nihayetinde Van Gölüne baktığınız zaman, Van Gölü de dünya üzerinde başka yerde olmayan bir özelliğe sahip. Yine içinde Van Balığını barındıran ve şifalı olan sodalı suyu başka yerde yok. Güneş batımının en güzel izlendiği yerlerden bir tanesi de Van Kalesi'dir. Kıyaslanma yapıldığı zaman Van hakikaten diğer bir çok ilden, hatta dünyanın bir çok yerinden çok daha güzel, çok daha tarihi bağrında barındıran bir ildir. Van’la ilgili olarak, fotoğrafçılara bir çağrım da şudur; Van’a her mevsim gelmeleri, görmeleri gerekli, Van’a gelmek için insanların bir bahaneye ihtiyacı yok. Çünkü buraya her mevsim gelmek için sebep çok...” şeklinde konuştu.
“SADECE KAHVALTIYLA SINIRLI KALINMAMALI”
Van’ın tanıtımının kahvaltıyla sınırlı kalmaması gerektiğini kaydeden Çiftçi, tarihi ve doğal güzelliklerin daha fazla ön plana çıkarılmasının doğru olacağına inandığını vurguladı. Çiftçi, şöyle konuştu; "Kahvaltımız eyvallah ancak tarihi dokularımızı da ön plana çıkarmamız gerekiyor. Bu yönde tanıtımların yapılması ve doğa severlerin Van'a gelmeleri için reklam çalışmalarına ağırlık verilmesi şart. Kahvaltımız şuan dünya çapında meşhur, elbetti ki kahvaltı yapmak için bile olsa Van'a gelinmeli. Fakat Van kahvaltıdan çok daha fazlasıdır. Van, her mevsim görülmesi gereken bir il çünkü her mevsim ilimizin farklı bir güzelliği ortaya çıkıyor. Mesela şuan Muradiye Şelalesi akıyor ama kışın donuyor. Donduğu zaman başka bir cezbediciliği oluyor. Adamız özellikle ilkbahar aylarında badem çiçeklerinin açmasıyla beraber gelin gibi süsleniyor. Çavuştepe Kalesini istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz, Hoşap Kalesininin 4 mevsim ihtişamına kapılabilirsiniz, kedilerimizi her mevsim görebilirsiniz. Şunu da söylemek istiyorum; Van ulaşım olarak Türkiye’nin bir çok iline çok yakın aslında. İstanbul’a uçuşla 2 saatte geçebilirsiniz. Türkiye’nin her yerine ulaşımı çok kolay çünkü hava ulaşımı var ve Van’a gelip günübirlik geziler bile düzenlenebilir. Van'a gelip bir gün kalıp gidebilirsiniz de ya da sabah gelip akşam dönebilirsiniz. Bu nedenle Van’a gelmek isteyenlere çağrımız şu; muhakkak gelin, çünkü tarihi, medeniyeti, kültürü, doğal güzellikleri aynı yerde, aynı anda görebileceksiniz.”
“ŞEHRİMİZİN GÜZELLİKLERİNİ BAŞKALARI İLE PAYLAŞMAK LAZIM”
Van’ın tanıtımıyla ilgili dernek çatısı altında yapmış oldukları çalışmalara da değinen Çiftçi: “Bugüne kadar daha önce de dediğim gibi 25’in üzerinde projemiz oldu kentimizin tanıtımı noktasında. Şuana kadar ilimizde 30’un çok üzerinde sergi yapmış durumdayız. İl dışında 20’nin üzerinde sergimiz var. Tanıtım gösterilerimizin sayısını hatırlayamayacağımız kadar çok. Van'ın tanıtımı adına gerçekten çok şey yapılabilir. Dernek olarak biz ne yaptık? Van’ı tanıtmak adına dernek olarak bugüne kadar ciddi anlamda projeler yaptık. İlk olarak 2013 yılında 60 ilden 100 fotoğrafçıyı Van’a getirtirdik, çok ciddi ve Türkiye’de o ana kadar yapılmış en büyük projeydi o. 60 ilden 100 fotoğrafçı Van’a gelip Van’ı fotoğrafladılar, Van’ı sosyal medyada paylaştılar. Daha sonra Van Valiliği ile ortak Sırbistan Fotokulüp 202’nin fotoğrafçılarını Van’a getirttik. Sırbistan’da Van sergisi açıldı. Bunun yanında yarışmalar düzenlendi, geziler düzenlendi, bir çok fotoğraf kulübüne ve derneğine geziler düzenlettirdik. Geçen yıl Bursa Foto Festivalindeydik. 'Çobanlar ve Berivanlar' diye bir sergim oldu, en son bu sene Malataya’ya gittik, Malatya’da Van’ı tanıttık. Malatya’da yaptığımız anlaşmalar gereği bir çok fotoğrafçıyı Van’a getireceğiz. Bu bizim için mutluluk verici bir olay. En nihayetinde Van’ı tanıtmak gerekli çünkü şehrimiz bu kadar güzelliğe sahipken bu güzellikleri başkaları ile paylaşmak en doğru şey. ” dedi.
“VAN’I HEP BERABER KUCAKLAYALIM”
Dernek çatısı altında yaptıkları çalışmalar için yeteri kadar destek alamadıklarını da dile getiren Çiftçi, "Van'ı tanıtmak çabasında olduğumuz halde, açıkçası projelerimize çok fazla destek alamıyoruz. İl Kültür Turizm Müdürlüğünün bu konuda zaten yeteri kadar bütçesi yok, her hangi bir odadan ya da sendikadan da destek görmedik. Şuana kadar lakin kendi projelerimizi yaptığımız zaman Van Valiliğinden proje ortaklığı aldık, Van Büyükşehir Belediyesinden proje ortaklığı aldık, Kalkınma Ajansından teknik destekler aldık. Açıkçası Van, destek konusunda biraz daha gelişmeli diye düşünüyorum. Van’ımız çok güzel, Van’ımızı her şekilde desteklemek gerekli, bence Van siyaset üstü olmalı. Van'ın tanıtımı siyaset üstü tutulmalı çünkü her düşünceye hizmet eden, her kültüre hizmet eden bir şehir burası. Van Urartulara, Osmanlı'ya, Selçuklulara hizmet etmiş bir yer. Ve şuan bize hizmet ediyor. Van’ı hep beraber kucaklayalım ve hep beraber tanıtımını gerçekleştirelim” ifadelerini kullandı.
“GURUPLAR HALİNDE GELECEKLER”
Van Fotoğrafçılar Derneği (VANFOD) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Çiftçi, son olarak Malatya'da düzenlenen ve 30 ilden 30 dernek yöneticisi ve 80 akademisyenin katılım sağladığı fotoğraf çalıştayı ve uluslararası kampa da değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Malatya’da iki etkinlik gerçekleştirildi aynı tarihler içerisinde. 1-3 Temmuz tarihleri arasında Türkiye çapında bir fotoğraf çalıştayı düzenlendi. Çok verimli oldu. Bu çalıştaya 30 ilden 30 dernek yöneticisi ve 80 akademisyen katıldı. Türkiye Fotoğrafçılar Federasyonu Başkanı da oradaydı. Biz başkanla Van iline yapılması gerekenleri konuşma fırsatı bulduk. Van'ın tanıtımı ve ön plana çıkarılması gerektiğini müşahade ettik. Bir çok dernek yöneticisiyle görüştük. Ve Van’a geziler düzenlenecek, özellikle önümüzdeki ilk baharda guruplar halinde fotoğrafçıları Van'da ağırlayacağız inşallah. Yine katıldığımız bir başka fotoğraf kampında Van'ın tanıtımını gerçekleştirdik. Ve aslında Van'da da benzeri bir kampı nasıl yapabilirizi araştırdık. Van ili kampa çok uygun. Van’da kampçılık olayı çok gelişmediği için bunu nasıl ve kiminle destekleyebilirizin peşindeyiz şuan. Eğer Van’daki diğer derneklerle iletişim sağlayıp destek alabilirsek, uluslararası kamp değil de, nispeten daha küçük, ulusal bir kampı Van’da kurabiliriz ve bunun için de bizim şuan gerçekten çok güzel mesire yerlerimiz var. Mesela şuan St Thomas Manastırı'nın (Altınsaç Kilisesi) bulunduğu Gevaş’ın İn Köyü muazzam bir kamp alanı olabilir. Kampçılar doğayı kirletmeyen, zarar vermeyen, doğaya faydası olan insanlar. Aslında kampın eğlenme kültüründen ziyade tanıtım kültürü olduğunu, daha önceki kamplardan öğrendik. Kamp çerçevesinde çok güzel etkinlikler düzenleniyor, her gün farklı bir ilçeye gidip orayı fotoğraflıyorsunuz. Bizim de çok güzel doğaya sahip ilçelerimiz var. Eğer böyle bir şey yapabilirsek, biz de dışardan gelecek olan misafirlerimize ilimizi, ilçelerimizi tanıtıp, çekilen fotofraflarla şehrimizi Türkiye medyasında taşımak isteriz...”
Özel Haber: M.Selim Kurt
|
