Büyükşehir belediyesinden hizmet beklerken karşımıza çıkan borç 750 milyon. Zaman zaman makalelerimde belediyelerin asıl amaçlarının hizmet olduğunu bunun dışına çıkmanın ise orada yaşayanlara hakaret olduğunu söylerim.
Hiç kimse özellikle yerel yönetimlerde kendilerine tevdi edilen yerel yönetimleri ideolojik amaçlar için kullanamaz, kullanmaya da hakkı yoktur.
Hizmet belediyeciliği ile ideolojik belediye anlayışının ne kadar farklı olduğunu aşağıda kısmen değineceğim öncelikle büyükşehir belediye başkan yardımcılığına atanan kayyumun uzun süredir süren sessizliğini bozan açıklamasının bir iki bölümüne değineyim.
Göreve geldikleri süre içinde bulunulan durum ile ilgili gerekli tespitler yapıldıktan sonra açıklamaya kamuoyunu bilgilendirmeye gerek duyduklarını ifade edilen açıklamada ilk olarak belediyenin halka yapacağı hizmetlerde tarafsız şeffaf eşit bir şekilde vatandaşlara hizmet sunulduğuna değinilmiştir.
Açıklamada “Belediyemizin personel ve mali durumu ile ilgili tespit çalışmaları başlatılmış, ödemeler durdurulmuş bankalardaki mevcut durumun tespiti istenmiştir. Personel ödemeleri ve kanuni süreli ödemeler yapılmaya devam ettirilmiştir. Mücbir sebep nedeniyle yıllardır ödenmeyen vergilerin yapılandırılması için son günler olması nedeniyle 94 milyon TL vergi borcu yapılandırılmıştır.”
Küçük esnaflara olan borçlar konusunda “öncelikle küçük esnafa olmak üzere belediyeden alacaklı olanlara 34 milyon 7 bin 258 TL ödeme yapılmıştır. Belediyenin VASKİ ve diğer şirketlerde dâhil olmak üzere insan kaynakları ve mali durumu üzerinde yapılan çalışmalarda aşağıdaki bilgilere ulaşılmıştır” deniliyor.
“Belediyeye iş yapmış kişilere olan borçlar: 197.493.030 TL.
Kurumlara olan borçlar: 550.466.953 TL
Personel alacaklarından kaynaklı borç: 1.206.008 TL
Toplam borç miktarı: 749 milyon 166 bin TL. Başka bir ifadeyle 750 trilyondur.”
Tablo bu. Asıl amacının halka hizmet olması gereken belediyeciliğin asıl amacının dışına nasıl çıkarıldığını bir kez daha gördük. Burada bu açıklamayı yapan mevcut belediye yönetiminin hiçbir siyasal hesabının olduğunu söyleyemeyiz. Tamamen devlet ciddiyeti içinde kaynakların nasıl kullanıldığını ortaya koyan bir açıklamadır.
Yapılan açıklamanın sonunda “”vatandaşlara en iyi hizmeti üretmek için eldeki bütün imkânları seferber etmek ana ilkemiz olacaktır. Denilmiş.
Bu açıklamayla ve bu ilkeyle yola çıkmış bir yönetim anlayışının ilimizi şehircilik ve hizmet anlayışında daha ileri bir seviyeye getireceğinden şüphemiz yoktur. Geçenlerde bir makalemde devletin eli büyükşehir belediyesinde diyerek hem kayyum olarak atanan valinin ve genel sekreter olarak atanan Mehmet Yaşar beyin bunu en iyi şekilde yerine getireceklerine Van halkının güveni tamdır.
İdeolojik saplantılar içinde olan bir anlayışla halka güvenen imkânları halkın hizmetine sunan bir anlayış hiçbir zaman bir olmaz. Belediyecilik alanında kayda değer hizmetler yapmak yerine mali kaynakların neredeyse tamamına yakınını personel gideri olacak şekilde yönetmek ve böyle bir anlayışa sahip olmak bu halka yapılabilecek en büyük bir kötülüktür.
Yerel yönetimler merkezi idareye rağmen halka daha fazla yakın oldukları bilinen bir gerçektir. Ancak ortaya konan belediyecilik anlayışına bakıldığında halktan uzak, halka yabancı bir belediyecilikle yıllardır idare edildiğimiz ortaya çıkmaktır. Yazık günah değil mi, bu halka halkçı geçinenlerin bu halka bu halka reva gördükleri belediyecilik anlayışı bu mu olmalıydı? Diye sormadan edemiyor insan!..
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
