İnsanlık düşmanı şer güçlerin ve işbirlikçisi çete anlayışının darbe hareketini başlattığı dakikalarda Türkiye genelinde olduğu gibi Van'lının da evinde tartışılan şey ne oluyor sorusu oldu.
Durum netleşince darbe olduğu anlaşılınca çocuklarının evlerinden dışarı çıkmasına izin vermeyen aileler hemen ne duruyorsunuz haydı çıkalım dışarı diyerek başkomutan Erdoğan'ın çağrısına destek vererek sokaklara dolup taştılar.
Halk sokaklardaydı, hani makarnacı çoban garson işçi vs. diyerek küçümsenen insanlar. Gözlerini kırpmadan tankların önlerine yatıp üzerlerine çıktılar. Hem de, havadan ve karadan gözü dönmüş canilerin kurşunlarına aldırmadan. Dünyanın özellikle Ortadoğu halklarının, zaman zaman karşılaştıkları darbe manzaralarına Türkiye'de yaşayan halklar birkaç kez karşılaşmıştı.
Ancak Türkiye değişmiş insanlarımız darbecilere geçit vermemişti. Dün yüzükoyun yere yatırılan sivil halk bu sefere darbecileri etkisizleştirerek yüzükoyun yere yatırmıştı. Ortadoğu'daki halkların adeta kaderi haline getirilen darbe görüntülerinin başında hiç şüphesiz büyük şeytan ABD ve onun hamisi İsrail'in olduğunu bilmeyen yoktur.
Bu kez de öyle oldu ilk dakikalardaki açıklamalarına bakıldığında ihanetlerinin izlerini görmemiz mümkündür, ilerleyen dakikalarda halkın darbeye mukavemetini ve başkomutan Erdoğan'a sahiplenişini görünce darbe karşıtlığı konusunda açıklamalarda bulunmaya başladılar.
Batılı devletlerin ve yerli Kemalist solla, Kürt solunun ikiyüzlü halleri darbe girişimi nedeniyle bir kez daha ortaya çıktı. Darbeye karşıyız deyip evlerinden dışarı çıkmayanları bu toplum bir kez daha gördü. Ortalık durulduktan sonra Kemalist sol CHP'nin ve Kürt solunun yaptığı meydanları gericilere bırakmamak lazım açıklamaları halk nazarında inandırıcılığını yitirdi.
Türkiye'deki darbelerin tamamında en fazla zarar görenlerin başında hiç şüphesiz Müslümanlar gelir. Bununla birlikte Kürt halkının darbelerden gördüğü insanlık dışı darbeleri, bizzat darbeleri yaşayanlar çok iyi bilirler. Onun için bizi ilgilendirmiyor diye Kürt aydınlarının açıklamalarına itibar etmediler, çünkü samimi olmadıklarını bu halk bir kez daha gördü.
Bütün bunlar olurken içerideki kıvrak düşünceliler de boş durmadı, ne zamanki darbenin seyrinin değiştiğini ve ortamın sakinleştiğini görünce endamlarıyla göbekleriyle platformdaki yerlerini almaya başladılar. Dolayısıyla Türkiye'de yaşayan halklar darbeyi duyar duymaz çıkanlarla hayat normalleştikten sonra sokağa çıkmaya başlayanların bir olmadıklarını çok iyi biliyor.
Kendisine dışarı kaçıp başka bir ülkeye sığınma imkânı olmasına rağmen ölümü göze alıp halkıyla beraber ihanet çetelerine karşı mücadele eden Erdoğan'ı çok iyi biliyor. Yine Türkiye'de yaşayan halklar İslam coğrafyasının son umudu olduklarını, halk iradesiyle seçilmiş olan en kötü bir yönetimin darbeci vesayetçi yönetimden yöneticilerden çok iyi olduğunu biliyor ve onun için meydanlara çıkıyor.
Her ne kadarda halkı küçümseyen dışlayan kitap yüklü sözde aydınlar açıklamalarda bulunsalar bile, halk onların samimi olmadıklarını çok iyi biliyor. Darbe akşamı makarnacı dedikleri halkın tanklara karşı duruşlarıyla ilgilenmeyip makarna almak için marketler koştuklarını bu halk çok iyi biliyor.
Allah ümmet coğrafyasına ve ülkemize yönelik her türlü hain yıkıcı ve bölücü şer odaklarına fırsat vermesin. Darbelerle sindirilen halkların darbecileri derdest etmeleri dönemine geçişimiz bundan sonrakilere ders olsun inşallah.
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.
