Abdulhalim Almalı


KİM BU İŞ-KURLULAR?..

KİM BU İŞ-KURLULAR?..


 KİM BU İŞ-KURLULAR?..

“Kim bu iş-kurlular?” evet, bu insanlar kim, ne istiyorlar, dertleri ne, neden yürümek istiyorlar?..

Herhalde uzaylı diyemezsiniz, vatan haini, provokatör bunları düşünüyor olabilirsiniz fakat söyleyemezsiniz, Söyleseniz bile kimseyi inandırmazsınız!..

Çünkü onlar bu memleketin evlatları istedikleri şey, şu anda kendilerine yukarıda saydığım bir takım suçlamaları yapanların ellerindeki imkânlar kadar bir imkân değil sadece bir iş!.

Herhalde bu istekten daha makul bir istek olamaz!.

Verilemez mi?

Verilmemesi için sebep yok sadece mevcut çalışma şartları içinde 9 aylık bir çalışma yerine, yeniden işe alınıp 12 aylık çalışma şansı verilmesi. Şimdi bu talebin neresi provokatörlük, neresi bölücülük?..

Onlara copla, gazla müdahale emri verenler bu emri verdikleri saatlerde çocuklarının ellerini tutup konfeksiyon ve kırtasiyeleri gezdirirken hiç bu insanların da çocuklarının olduğunu, onlarında ihtiyaçlarının olduğunu bunu gidermek yerine yollarda biber gazına ve polis şiddetine maruz kalmamaları gerektiğini bilmiyorlar mı?..

Bu insanlar uzun bir süredir mücadele ediyorlar, Feqîyê Teyran parkında yatıp kalkıyorlar, herhalde kimse keyiflerinden yatıp kalktıklarını  söyleyemez!.

Bu insanların çok dertleri var ama tek istekleri var sürekli geliri olan bir iş!.

Bu istek çok tabii bir istektir…

Hatta şu anda onlara dertlerini anlatmaları için yola çıktıklarında karşı koyan ama şiddeti sözüm ona güvenlik tedbiri olarak alanlar da, bu işi bulabilmek için olanca çaba harcadıklarını unutmuş olacaklar ki, en acımazsıca müdahalede bulunuyorlar.

Bu insanlar, kendilerine devlet tarafından verilen işlerine yeniden dönmek istiyorlar, dün seçim dönemi olduğu için olmadık vaatlerde bulunan siyasilerden verdikleri sözleri yerine getirmelerini istiyorlar.

Karnı tok, sırtı pak olan birtakım kesimlerin karaladıkları gibi hiçbir siyasi ve ideoloji taraftarı olmadıklarını, tek dertlerinin bir ekmek alabilmek için işlerine dönmelerini istiyorlar. Eğer bu istekleri terörize ederek kapatılmaya çalışılacaksa bu insanlar ne yapacak, nasıl yaşayacaklar da, en temel ihtiyaçlarını karşılayacaklar ve onlarda insanca yaşayacaklardır.

Kendimizi bir anlık onların yerine koyacak olursak(empati).

Çalışan bir bayanın intihara teşebbüsünün yaygınlaştırmayacaklar mı, dilenciliğin had safhada olduğu günümüzde bu kafileye birde bunlar katılıp kapı, kapı dilenilmeyecek mi, Cami avlulularında mendil açılmayacaklar mı, Çalıp, çırpmayacaklar mı, Dolandırıcılık meslek edinilmeyecek mi?

Kimilerinin yaptıkları gibi herkes tarafından devleti trilyonlarca lira dolandıramayacaklarına göre bunları yapanlara nasıl bakmamız lazım. Eğer fakir ve işsiz olan bu insanlarımızda maneviyat duygusu olmazsa onları intihar eylemini gerçekleştirmekten kim engel olabilecek?.

İnsan olarak, komşu olarak, vatandaş olarak böylesi müdahale ve davranışlara göz yummaya hakkımız var mı?

Bizler aynı duruma düştüğümüzde böyle şeylerin kendimize denmesine razı olabilir; hayatın acımasızlığı karşısında çaresizliğimiz insanların vurdumduymazlığını ve neme lazımcılığını kabul ederek içimize sindirebilir miyiz?..

Evet, “kim bu iş-kurlular?” Sorusunun tek cevabı vardır insanımız, arkadaşımız, anamız, babamız, kardeşimiz, akrabamız vs. lerden biri yabancı değillerdir!.

İstekleri makul mu? Evet, bundan daha makul hiçbir şey olamaz!.

Yürümek istedikleri yer merkezi hükümetin bulunduğu siyasi kararların merkezi Ankara, oraya gitmekle Ankara’ya bir şey olmaz.

Çare olur mu, bu tartışılır ama en azından dertlerini makro paşalara anlatır ve rahatlarlar!.

Onlara müdahale etmekten vazgeçin, onları şu gurup veya yapılanmalarla irtibatlandırmaya son verin, gazı copu reva görmeyi bırakın, bırakın yollarını yürüsünler!...

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.