Van’ın en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olan Van Ticaret ve Sanayii Odası’nın seçimlerine aylar kala birçok yeni aday boy göstermeye başladı. Bu sene de seçimlerin kıran kırana geçeceği gözüküyor. Ancak bu yolculuğun yani ipi göğüslemenin mantığının artık mutlaka değişmesi gerekmiyor mu? Yani aday olacak kişilerin her şeyden önce neye talip olduklarını bilmesi ve buna göre karar vermesi gerekmiyor mu?
Adayların kendisine sorması gereken ilk soru şu:
-Siz, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığına mı talipsiniz? Amacınız başkan olmak mı? Yani kendinize itibar alanı mı yaratmak istiyorsunuz? Benim için başkanlık her şeyden önce gelir mi diyorsunuz?
Bu soruların olumlu cevabı esasında bir göreve değil örgüt üzerinden itibar kazanmaya yöneliktir. Yani siz çalışmaya değil başkanlık makamını kullanmaya adaysınız…
Belki de içinizden bu da geçiyordur ama artık dönem o dönem değil…
Yani başkan olayım da nasıl olsa işler yolunda gider deme devri bitti…
En azından bu çağ bunu kaldırmıyor.
Yapay zekânın her şeye hâkim olduğu bu dönemde koltuk hırsı devri de kapanmış demektir.
Bu kabulü diğer tüm sivil toplum örgütlerine söylemekte yarar var. Bakın, her ay onlarca dernek kuruluyor ama ortada aktif olan ancak birkaç sivil toplum örgütü var. Onlar da çalışmayı yani topluma yararlı hizmet sunmayı bıraktıkları andan itibaren tepe taklak aşağı doğru yuvarlanıyorlar.
Bunun sebebi toplumun boş sözlere karnının tok olduğu… Her şeyin apaçık ortada olduğu ve bilginin çok seri bir şekilde yayıldığı.
İş yapamadığınız anda o koltuk ayağınızdan kayar ve bir müddet sonra örgütünüz sadece e-devlet arşivinde ufak bir bilgi notuna dönüşür.
Yapay zekâ çağı artık şu anlama geliyor. Bilgiye, birikime ve araştırmaya dayanmayan hiçbir şeyin ömrü uzun olamaz.
Van Ticaret ve Sanayii Odası’na aday olacak kişiler de öncelikle bu hususları dikkate almalı. Hatta şunu söylemek gerekir ki, eskisinden daha çok bilgiye, birikime, araştırmaya ve ortak akla ihtiyaç duyulan bir çağdayız.
Van TSO’ya aday olan kişi her şeyden önce büyük bir dosyaya sahip olmalı. Ve bunun içinde Van’ın ekonomik envanteri, sosyal ve siyasî yapısı, nüfus ve göç durumu, kültürel ve turizm potansiyeli gibi birçok konu olmalı. Bir de en önemlisi üyelere giderken projeleriyle gitmeli…
Evet, Van TSO’ya aday olan kişinin ajandasında zengin bir proje potansiyeli olmalı.
Bu husus oldukça önemli…
Gelecek artık projelerle şekilleniyor…
Nasıl ki, proje olmayınca binalar yapılamıyorsa Van’ın en büyük kuruluşuna sahip olmayı arzulayan bir aday da bu hususa dikkat etmelidir.
Çünkü diğer türlü köye ev yapmaktan öteye geçemezsiniz.
Devir köylü olmak ve dam yapmak devri değil…
Bence üyeler de bu hususa dikkat etmeli. Projesi olmayan veya gerçekçi bulmadığınız bir adaya asla destek olmayın…
Bir dahaki yazım hep unutulan ve unuttuğumuz üyeler için olacak..
