Yemen’e Bir Çift Söz

Hasan Değirmenci

VAN 7.12.2018 09:33:58 0
Yemen’e Bir Çift Söz
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Yemen’e Bir Çift Söz

Orta Doğu’da Umman denizi kıyısında bulunan Suudi Arabistan’ın güneyinde yer alan, Arap denizi, Aden Körfez’i ve Kızıldeniz’e bakan sahillere sahip ülke.
 

Yemen; Eski çağlarda zenginliği ile bilinen, insanlığın en eski medeniyet ve ticaret merkezlerinden biri olarak öne çıkan, masallara konu olmuş, güzeller güzeli, adil ve yardımsever Kraliçe Belkıs’ın ülkesi

Yemen; Romalılar burayı fethettikten sonra (müreffeh ve bereketli) anlamına gelen Arabia Felix ismi verilen ülke.
 

Yemen; kahveleri bizim türkülerimize konu olmuş, türkülerimizde hüzünle, içimiz sızlayarak, duygulanarak adını andığımız, çocuklarımıza isim olarak verdiklerimizin ülkesi
 

Yemen; Afrika, Asya ve Hint yarımadası arasındaki ticaret yollarını besleyen önemli güzergahlardan olan petrol, balık, kaya tuzu, mermer, kömür altın, kurşun, nikel ve bakır gibi zengin yeraltı kaynaklarına sahip olup da ekonomik açıdan ciddi sıkıntılarla uğraşanların ülkesi.
 

Yemen; Miladi 7. yüzyılda Muaz bin Cebel’in Hz. Muhammed tarafından buraya yönetici olarak gönderilmesiyle İslam beldesi olan, 1517’de Osmanlı tarafından fetih edilmiş, 401 sene Osmanlı’nın hakimiyetinde kalan Veysel Karani’nin ülkesi.
 

Yemen; bizler toplumsal hafızamızı canlandırınca Saba Melikesi Belkıs tüm asaletiyle gözümüzün önüne geldi.
Sonra mimarisiyle bir masal şehrini andıran San’a’ya kaydı hayallerimiz.
Belki de tâ Yemen’den geldi diye bir fincan kahveye kırk yıllık hatır yükledik. Sonra Veysel Karani’nin peygamber sevgisiyle anne öğüdü arasında kalışını hatırladık.

 

Ve 1. Dünya savaşı yılları ve bizden koparılan Yemen.
O günden beri yüzü bir türlü gülemeyen Yemen.
Her bölgeden binlerce evladını Yemen çöllerinde kaybeden Türkiye.
Ve Âh ile hatırladığımız, uğruna türküler yaktığımız âh o Yemen.
Artık sıra size geldi, kardeşlik hukuku gereğince bizim size bir kaç kelime söz söyleme hakkımız olduğunu zannediyorum. Toplumsal hafızanızı canlandırın. Sizler Peygamber tarafından terbiye edilmiş, sahabe görmüş, medeniyetler kurmuş, harika ve modern şehirler inşa etmiş, dünya ticaretini yönlendirmiş, cömert ve cesur dedelerin torunlarısınız.

Size ne oldu da on yıllardır birbirinizi katlediyorsunuz, kardeşler arasına fitne, fesat ve kin sokuyor, bir hiç uğruna çocuklarınızı yetim, eşlerinizi dul ve kimsesiz bırakıyorsunuz. Emperyal güçlerin menfaati uğruna ülkenizi savaş alanına, şehirlerinizi harabeye, çocuklarınızı açlığa ve susuzluğa, kadınlarınızı yokluğa ve yoksulluğa mahkum ettiniz. Koca bir ülkeyi bir birine düşman ettiniz.Bir mezhep uğruna emniyetinizi,can güvenliğinizi, kardeşliğinizi, dostluğunuzu, ülkenizi kaybettiniz.

Artık yeter bu size, uzaklardan dedelerimizin hatırası olan ve sizi gönülden seven bir ülkenin çocukları olarak bir sitemdir ve çağrıdır; Açın Kur’an’ı anlayarak bir daha okuyun, Peygamberi rehber edinin, mezhebinizi din edinmeyin, aranızdaki renkleri, mezhepsel farklılıkları bir ayet olarak görün, kardeşliğinizi bozacak, kendi kendinizi yok edecek, fitne fesata sokacak ihtilaflara son verin, uzak durun.

Emperyalizmin ve onun uşaklarının sizi kullanmalarına, birbirinize düşman etmelerine artık izin vermeyin. Ülkenizin yerle bir edilmesine, jeopolitik olarak sömürülmesine asla izin vermeyin. Birbirinize sımsıkı sarılın, ortak aklı önceleyin,kendi ellerinizle kendinizi yok etmeyin. Ey akıl sahipleri; akledin, aklınızı kullanın.
“Başınıza gelen her müsibet
kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur. Üstelik o bir çoğunu da affetmektedir.” Şura suresi 30

 

Son söz; uyarılarımız hem size hem bize hem de tüm islam aleminedir.
 

Hasan Değirmenci