Van gibi büyüyen şehirlerde sürdürülebilir kalkınma vizyonu benimsenmezse, büyüme; çevre kirliliği, trafik keşmekeşi ve enerji krizine dönüşebilir. İnşaat Mühendisi ve kentsel dönüşüm uzmanı Şeyda Demir, Bölge Gazetesi’ne verdiği röportajda, Van için sürdürülebilir şehircilik modelinin detaylarını anlattı.
Van son yıllarda büyüme ivmesini hızlandıran, yeni yapılaşmalarla genişleyen ve nüfusu artan bir şehir. Ancak bu büyümenin sürdürülebilir bir şekilde yönetilmemesi durumunda, çevresel ve sosyal krizlerin kaçınılmaz olacağı uyarısı geliyor. İnşaat Mühendisi ve kentsel dönüşüm uzmanı Şeyda Demir, Bölge Gazetesi’ne yaptığı değerlendirmede hem risklere hem de çözüm yollarına dikkat çekti.
“Sürdürülebilirlik sadece çevre değil; aynı zamanda ekonomi, toplum ve kültür meselesidir”
Sürdürülebilirlik kavramının yanlış anlaşıldığını belirten Demir, bu konunun sadece çevreyi korumakla sınırlı olmadığını vurguladı:
“Sürdürülebilirlik; ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayla çevresel korumayı bir arada düşünmektir. Van gibi hızla büyüyen şehirlerde bu denge hayati öneme sahiptir. Aksi hâlde; enerji yetersizliği, su kıtlığı, trafik yoğunluğu ve hava kirliliği gibi sorunlarla karşı karşıya kalırız.”
Demir’e göre Kayseri ve Eskişehir gibi şehirler raylı sistem yatırımlarıyla bu konuda öncü adımlar attı. Van’ın da benzer bir vizyonla ilerlemesi gerekiyor.
Van’da şehir planlamasının yeniden ele alınması gerektiğini belirten Demir, kompakt kent modeline dikkat çekti:
“İnsanların yaşadığı yere yakın çalışabildiği, eğitim alabildiği, alışveriş yapabildiği mahalle odaklı bir kent modeli uygulanmalı. Bu hem enerji tüketimini azaltır hem de sosyal hayatı güçlendirir.”
Kopenhag gibi şehirlerde kent içi ulaşımın yayalaştırma öncelikli hale getirilmesi sayesinde karbon emisyonlarında ciddi düşüş sağlandığını ifade eden Demir, Van’da da benzer bir dönüşümün mümkün olduğunu söyledi.
Van gibi sert iklim şartlarına sahip bir şehirde yeşil bina uygulamalarının hem çevreci hem de ekonomik olduğuna dikkat çeken Demir, uygulanabilecek adımları şöyle sıraladı:
“Ankara’daki TOBB Üniversitesi’nin yeşil kampüsü %40 enerji tasarrufu sağladı. Van’da neden olmasın?” diye soran Demir, bu tür yatırımların uzun vadeli ekonomik kazançlar sağladığını vurguladı.
Van’daki mevcut ulaşım sisteminin neredeyse tamamen minibüslere dayalı olduğunu, bunun da hem trafik hem çevre açısından sürdürülemez olduğunu belirten Demir, ulaşımda önerilerini şöyle sıraladı:
Van gibi deprem riski yüksek bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin büyük bir fırsat olduğunu belirten Demir, “Eğer doğru yapılırsa hem güvenli hem sürdürülebilir bir şehir kurabiliriz” dedi. Ancak dönüşüm projelerinin sadece fiziksel yenileme olarak görülmemesi gerektiğini vurguladı:
Demir’e göre sadece yerel yönetimler değil, bireyler de sürdürülebilir şehir için sorumluluk almalı. Belediyelerin görevleri arasında sürdürülebilirlik vizyonunun planlara yansıtılması, uzmanlarla iş birliği yapılması ve çevreci projelere destek verilmesi gerekiyor.
Vatandaşlara ise şu çağrıyı yaptı:
· Enerji tasarruflu cihazlar kullanın
· Geri dönüşüm kurallarına uyun
· Toplu taşıma, bisiklet, yürüme gibi çevreci ulaşım yollarını tercih edin
“Herkesin yapabileceği bir şey var. Küçük adımlar, büyük değişimlere yol açabilir.”
Röportajın sonunda önemli bir mesaj veren Şeyda Demir, sürdürülebilirliğin sadece Van için değil, Türkiye'nin tüm şehirleri için ortak bir mesele olduğunu söyledi:
“İzmir, Gaziantep, Eskişehir gibi şehirlerde umut verici örnekler var. Ancak hâlâ yolun başındayız. Geleceğe dayanıklı, yaşanabilir şehirler inşa etmek istiyorsak bugünden harekete geçmeliyiz. Bu hepimizin ortak sorumluluğu.”
Muhabir: MURAT BARIN