Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü'nde kirlilik, Sentinel-3 uydusu tarafından kaydedilen verilerle bir kez daha teyit edildi. Bilim insanlarının yaptığı incelemeler, göl çevresindeki yerleşim alanlarına yakın noktalarda kirliliğin ciddi boyutlara ulaştığını ortaya koydu.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş’un öncülüğünde yürütülen çalışmada, göle ait uydu görüntüleri analiz edildi. Araştırmada, Van şehir merkezi, Erciş, Tatvan ve Muradiye-Çaldıran’dan gelen Bendimahi Çayı’nın döküldüğü bölgelerde klorofil-a oranının 17-18 miligram/metreküp seviyelerine kadar çıktığı belirlendi. Yerleşimden uzak, açık alanlarda ise bu oran sadece 0,2 miligram/metreküp civarında seyrediyor.
Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, yaptığı değerlendirmede Van Gölü’nün oldukça kırılgan bir yapıya sahip olduğuna dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu:
“Her sucul ekosistem kendisine ulaşan kirliliği belli ölçüde tolere edebilir. Ancak bu sınır aşıldığında ‘ötrofikasyon’ yani aşırı besin yüklemesi başlar. Van Gölü’nde biyolojik döngü çok yavaş ilerlediği için bu süreç daha uzun sürer, dolayısıyla kirliliğin etkileri gölde çok daha kalıcı olur.”
Uydu görüntülerindeki klorofil-a verilerinin birincil üretimin göstergesi olduğunu vurgulayan Akkuş, özellikle azot ve fosfat yükü fazla olan atık suların döküldüğü bölgelerde bu oranın ciddi şekilde arttığını söyledi.
Kirliliğin boyutlarının ekosistem üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu belirten Akkuş, “Şehir merkezlerine yakın bölgelerde klorofil-a seviyesi 17-18 mg/m'ye ulaşmış durumda. Bu, Van Gölü'nün bize verdiği çok net bir uyarıdır. Arıtılmadan bırakılan atık sular, yosunlaşma ve kötü kokuya yol açmakta, zamanla göl ekosistemini çökme noktasına getirmektedir. Bu şekilde devam ederse önümüzdeki yıllarda şehir önlerinde yosun adacıkları oluşacak, göl tabanı yosunla kaplanacak ve canlı yaşamı tamamen sona erecektir” dedi.
Van Gölü’nün artık kirliliğe karşı dayanma sınırının kalmadığını vurgulayan Akkuş, “Gölün geleceği için artık tek bir damla kirli suya bile tahammülü yok. Göl kenarındaki tüm arıtma tesislerinin hiçbir maliyet hesabı yapılmadan, tam kapasite ve sorunsuz biçimde çalıştırılması zorunludur. Eğer bugün önlem almazsak, Van Gölü'nü gelecek nesillere miras bırakmak mümkün olmayacak” diye konuştu.