Çocukluğumda ağzı dualı güngörmüş teyzelerin, bebekleri ve çocukları severken pek de çirkinmiş, kırk bir kere maşallah diyerek okuyup üflemesini anlayamazdım. Hem çirkinmiş derler hem sevmelere doyamazlardı.
Pek çirkinmiş diye sevilen bebekler genellikle kız bebek olurdu.
'Gelinlik çağı'na gelmiş genç kızlara… Evet, evet bizim gençliğimizde kızların bir gelinlik çağı vardı, eş dost bu çağın geçmemesi için seferber olurdu. Komşu teyzeler 'gelinlik çağındaki' genç kızlara her vesileyle nişan, düğün pastalarını keseriz inşallah diye dua ederdi.
Mesela annenin kaş göz hareketi ile sinir yumağı olarak mutfağa gidilip kahve pişirildikten sonra, komşu teyzeye ikram edilir o da kahveden bir yudum alıp pek güzel olmuş evladım inşallah nişan kahvelerini de içeriz derdi. Gelişme çağındaki kızlar için en sinir bozucu cümle idi. Bu sinir bozucu cümle için hazırda tutulan 'Ben evlenmeyeceğim' cevabı olurdu olmasına ama bu cevabı kimse umursamazdı. Çocuk işte aklı ermiyor gibisinden hoşgörü ile bakılırdı.
Bu temenni bazı teyzelerin dilinde temenni olmaktan çıkar, genç kızın vereceği cevaba, yüzünün alacağa renge bakarak gönlünü birine düşürüp düşürmediğine karar verilecek tuzağa dönüşürdü.
Bazen de bu dua bilmem kimin kızına kimin oğluna bağlanır, Allah herkese çirkin talihi versin diye nihayetlendirilirdi.
Çirkin talihi nedir?
Geçen gün bir okuyucum sizin öykü kahramanlarınız güzel ama talihsiz kadınlar dedi.
Kahramanlarımın fiziki tasviri gözümün önündedir, lakin güzel olduklarına dair en fazla bir iki cümle ya geçmiş ya geçmemiştir öykü boyunca. O halde nasıl oluyor da okuyucunun zihninde güzel ama talihsiz olarak kayıtlı kalıyorlar? (Okuyucunun alt metni ile yazarın alt metninin buluşması mı söz konusu?)
İslam hukukunda, evlenilecek kıza nikâh akdi olarak mehir verilmesi şartı vardır. Ancak bu şart pek çok bölgede daha düne kadar başlık âdetinin gölgesinde kalmıştır. Yahudi, Hıristiyan ve bazı Hindu mezheplerinde kızın ailesi damada drahoma veriyor. Bu parayı erkek istediği gibi kullanma hakkına sahip.
Bizim başlık parası kazanmak için odundan ocağından ayrılıp bir daha kendisinden haber alınamayan delikanlılara dair yakılmış türkülerimiz var. Onların drahoma biriktirmek için el kapılarına hizmetçi ya da mürebbi olarak giden genç kızlara dair hikâye ve romanları.
Soru şu: Üniversite mezunu kızların diploması bu durumda çeyiz midir drahoma mı?
