Tarih: 08.08.2015 19:27

SÖZLE BARIŞ OLUR MU?

Facebook Twitter Linked-in

 Haber: Fazıl ERÜŞ

Musa Anter Parkı'nda düzenlenen 'barış' mitingine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile birlikte HDP il ve bölge milletvekilleri ile HDP ve DBP'li yöneticiler katıldı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği miting öncesi geniş güvenlik önlemleri alındı.

Sahneye ilk olarak HDP Van İl Eş Başkanı Derya Hayva çıktı. Hayva yaptığı kısa konuşmada; “Tüm dünyaya sesleniyorum; barışa hasret tüm halkları selamlıyorum. HDP kardeşliğin çatısıdır. HDP özgürlüktür. Bizim için özgür olmak, bir olmak, kardeş olmak demektir. Bu noktada Sayın Öcalan'a çok şey borçluyuz. Biz barışın sözünü verdik. Bu topraklar, bu güneş buna şahittir.” dedi.

Ardından kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş mitingde barış mesajları verdi. Demirtaş konuşmasında şunları söyledi; “Hatırlarsınız seçim öncesi hangi koşullarla, ne zorluklarla seçim kampanyasını yürüttük. Seçim kampanyası boyunca adaletsizlik yaptılar, YSK kararlarını çiğnediler, devletin imkanlarıyla, Cumhurbaşkanlığının imkanlarıyla bize karşı bir kampanya yürüttüler. Milyonlarca sosyal medya, gazete, televizyonlarla bize saldırdılar. Partimizi itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Bunlarla yetinmediler. 176 yerde il ve ilçe örgütlerimize saldırdılar. En son Diyarbakır mitinginde büyük bir katliam girişimi yaptılar. Biz bütün bunlara karşı ne yaptık peki? Bu provokasyona gelmeyeceğiz, savaşa izin vermeyeceğiz dedik ve çıkıp kardeşlik mesajları verdik. Bugün 'HDP savaş istiyor, savaşı kışkırtıyor' diyenlere sesleniyorum; Diyarbakır mitinginde benim kardeşlerimin, yoldaşlarımın yanmış cenazeleri benim önümden götürüldü, ben onların acısını yüreğime gömdüm, çıkıp yine barış dedim. Bu durum başka birinizin başına gelse ülkeyi kan revana çevirirdiniz. Bundan büyük bir alçaklık var mı? Buna rağman sandıktan barışı çıkardık barışı.”

“SANDIKTAN ÇIKAN SONUCU HAZMEDEMEDİLER”

Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü; “Türk, Kürt, Çerkez, Abaza vs. demeden kardeş olacağız dedik. Saldırılara rağmen biz bunu başardık ve hazmedemedikleri de budur. Çünkü şöyle düşündüler; Biz bu kadar paraya, imkana, güce rağmen bunları ezemediysek tek yol kaldı diye düşündüler; savaş. Yüzde 13 almamızın bedeli olarak savaş istediler. Ne diyor AKP sözcüleri, 'bunlar yüzde 13 aldılar diye süreç bitti' dediler. 'Taraflar yoktur, Kürt sorunu bitmiştir, daha size ne vereyim' diyen ben miyim yoksa ülkenin Cumhurbaşkanı mı? 'Bundan sonra görüşme olmayacak, kimse İmralı adasına gitmeyecek' diyen ben miyim Cumhurbaşkanı mı? HDP süreci nerede engellemiş peki?”

“İMRALI GÖRÜŞMELERİ ŞEFFAF OLMALI”

Sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için ellerinden geleni yaptıklarını ve asla kimseyi aldatmadıklarını söyleyen Demirtaş; “Utanmadan, sıkılmadan biri çıkmış diyor ki; 'HDP'liler Öcalan'ı aldattılar, kandırdılar o nedenle HDP heyeti bundan sonra İmralı'ya gitmeyecek.' Peki resmi tutanaklar yok mu? Bu tutanaklar devletin de elinde var, bizim de elimizde var. Ben bunu savunuyorum; O görüşmeler şeffaf olmalı, kamuoyu bilmeli. Çağrı yapıyorum; İmralı'da ne konuşmuşuz, ne tartışmışız, resmi devlet tutanaklarını açıklayalım. Kim ne demiş bunu açıklayalım. Bunun gizlisi saklısı olmaz. Yok eğer tutanaklara güvenmiyorsanız bir gözlemci, bir izleme kurulu heyeti ile devlet ve HDP heyeti buyursunlar İmralı'ya gitsinler. Bir bakalım kim kimi kandırmış? Bu geçici hükümet ve geçici başbakan ve sarayın sahibi, HDP'ye öfkeli. Çünkü bizden ne istediler biliyor musunuz? Saylın Öcalan'ı aldatmamızı istediler. Biz dürüst davrandık diye öfkeliler. Biz süreç boyunca ne Kandil'i, ne Öcalan'ı, ne hükümeti, kimseyi aldatmadık. Kimseyi kandırmadan alnımızın akıyla bu günlere geldik.” ifadelerini kullandı.

“HDP'NİN İKTİDARINDAN KORKTUKLARI İÇİN SAVAŞ BAŞLATTILAR”

Demirtaş şöyle konuştu; “Eğer sizler halk olarak bütün bu olup bitenlerin bir iktidar sevdası olduğundan kaynaklandığını görüp, biliyorsanız bunu durdurmak mümkündür. Oy verenler zaten HDP sevdalısı ama oy vermeyenler de HDP'yi kendi partisi gibi görüyor artık. HDP'nin söylemlerine, politikalarına güveniyor. HDP etrafında dayanışma mesajları geliyor. HDP'nin iktidara doğru yürüyüşünden korktukları için bir savaş başlattılar. Bu kanı HDP'nin üzerine sıçratmaya çalışıyorlar. Bugün Van'da, yaşamını yitiren bir askerin taziyesine, bir YPJ'linin taziyesine gittim. İkisi de bizim canımız. Ankara'da tuzu kurular siz boğazınıza kadar değil, alnınıza kadar kana bulaşmışsınız. Kanla beslenmişsiniz. O kadar heyecanlılar ki bu günlerde, onlara yakın gazeteciler televizyona çıkıp 'oylarımız biraz arttı ama daha tam değil' diyorlar. Yani cenazeler henüz yetmiyormuş onlara. Oyları henüz artmamış. Biraz daha kana ihtiyaçları varmış. Biraz daha genç bedenlerin omuzlarda taşınma görüntülerine ihtiyaçları varmış. Bu savaştan beslenenler, günlerdir HDP olarak biz çağrı yaparken sessiz kalanlardır. Silahlar sussun diyoruz, hayır son terörist kalıncaya kadar devam edeceğiz diyorlar. Müzakere masası tekrar kurulsun diyoruz hayır diyorlar. Ben küçük bir çocuktum, son terörist kalıncaya kadar laflarını o zamanki başbakanlar da söylüyordu. Ta 80'lerden beri bu lafları duyuyoruz. Kökünü kazıyacağız, efendim bitireceğiz, bunu yapacağız. Bak biz büyüdük, milletvekili olduk, 80 vekille parlemantoya girdik. Senin bitireceğiz dediklerin bitti mi, bak halkın özgürlük mücadelesi nereye geldi. İnsan biraz yakın geçmişinden utanır. Yazık değil mi? Gerillanın, polisin, askerin annesinin eli yüreğinde. Bizim ne hakkımız var bunlara bu acıyı çektirmeye. Her biri gece uykusuz, huzursuzlar. Üniforması ne olursa olsun her biri bir can. Koltuklarımız, makamımız, mevkimiz batsın ama tek bir insanımız dahi ölmesin. Dertleri HDP'yi barajın altında bırakıp tek başına iktidarın keyfini sürmektir. Bilsek özgürlük olacak, barış olacak, özgürlük olacak inanın ki seçime bile girmeyiz seçime. Biz sizin gibi haysiyetini koltuklar uğruna pazarlayanlardan değiliz. Biz koltukları uğruna halkın geleceğini, ülkenin geleceğini felakete sürükleyecek kadar ucuz politika yapacak parti değiliz. Biz halkımız için, demokrasi için kurulmuş bir partiyiz. Milletvekillerimiz olur olmaz, dokunulmazlığımızı kaldırabilirsiniz ama bu mücadele bitmez. Milyonların dokunulmazlığını nasıl kaldıracaksınız? Birazcık aklınız kalmışsa bu felaketin kıyısından dönmek için geç değil. Suriye'de iç savaşı böyle başlattılar. Çılgın bir devlet başkanı halkın taleplerine bombalarla cevap verdi. Sonra bir baktık ki Halep'te, Şam'da, Humus'ta heryerde iç savaş başlamış. Bugün maalesef Suriye artık insanların yaşamayacağı bir harabeye döndü. Bir savaş olursa bütün ülke kaybeder. Bu nedenle derhal silahlar susmalı diyoruz.”

“İNSANLAR ÖLÜRKEN, SİYASETÇİ SESSİZ KALAMAZ”

Demirtaş şunları söyledi; “İmralı'da kurulan müzakere masası halkın umududur. HDP elbetteki çözümün muhatabıdır. Bizler müzakerenin sonuçlarını parlementoya getirip bir daha da çatışma ihtimalinin olmaycağı bir durumu 15 – 20 günde hazırlayabiliriz. Yeter ki insanlarımız 'savaş istemiyoruz' desin. Barışa dair asla umutlarınızı yitirmeyin. Yarın barışı sağlarsak, yarın ölme ihtimali olanları kurtarırız. Siyasetçinin işi budur. Göz göre göre gencecik insanlar ölürken siyasetçiler sessiz kalamaz. Siz bunun için bize oy verdiniz. İş bulalım, ekmek bulalım, özgürce toprağımızda yaşayalım dediniz. Biz de sizin iradenizin arkasında duracağız. Kesinlikle bu savaşın kimseye hayrının olmadığını, herkese zarar vereceğini bütün dünyaya haykıracağız. İl il, ilçe ilçe dolaşıp barışın kıymetini anlatacağız. Önümüzdeki birkaç gün çok kıymetlidir. Eğer ülkenin her yerinde güçlü bir şekilde barış çağrısı yükselirse yeni bir sayfa açılır.”

“BU VATAN HEPİMİZİN”

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, Van mitingindeki konuşmasını şöyle sürdürdü; “Birilerinin iktidar, koltuk hırsına bu süreci heba etmeyeceğiz. Biz gerçekten koltuk sevdalısı olsaydık yerimizde otururduk. AKP kendi savaşında kendisini bitirecek zaten. Bu ülkenin evlatları feda edildikçe zaten halk AKP'yi sandıkta cezalandıracak. Bu toplum aptal değil. Bu savaşın neden yapıldığını biliyor artık. Bu vatan hepimizin vatanıdır. Bizim ortak vatanımızdır. Eğer ülkemiz, vatanımız tehdit altında olursa biz göğsümüzü gere gere ülkemizi koruruz. Ama saray savunmasını vatan savunması diye bize yutturmasınlar. Ortada AKP iktidarının, AKP koltuğunun savaşı var. Bunu ülke savunması diye yutturanların oyunlarına gelmeyeceğiz. Biran önce ateşkes, müzakere koşullarına dönülmesi için daha çok haykırmak zorundayız. 'Dualırımız barış için olsun' diye ellerini Allah'a açanlar sizler gönülden bunu istiyorsanız emin olun barış olacak, başka yolu yok. Biz de bugün Van'dan bu sözü vererek ayrılacağız. Burayı dolduranlar bilsinler ki, tahrik etmeye, provoke etmeye, katliamlar yapmaya çalışacaklar, sizler ama asla onurunuzu çiğnetmeden, dik bir duruşla barış savunucusu olacaksınız. Böyle olursak bunlara savaş yaptırmayacağız ve HDP'nin rüzgarıyla inşallah erken seçimle bunlardan kurtulacağız. Barış için bu meydanı dolduran bütün Van halkından allah razı olsun.”

Miting sonrası akan kanın durması için Demirtaş ve beraberindekiler barış güvercinleri uçurdu. Demirtaş akşam saatlerinde de kentteki bir otelde sivil toplum örgütü temsilcileri ile biraraya gelecek. Görüşme basına kapalı olarak gerçekleşecek.Kaynak / Editör: Prestij Haber Merkezi - Fazıl Erüş




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —