Seyfullah (Kane Muhammed Mustafa) Röportajı‏

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde dünyaya geldi… Bestelerinde insan sevgisi ve İlahi Aşk’ı işledi çoğu zaman… Ritim eşliğinde okudu mevlidi ilk kez. Bu mevlit milyonlar tarafından dinlendi… Başta Türkiye olmak üzere birçok ülkede de dinlenilen ‘’Seyfullah’’  en büyük beğeniyi de Kané Muhammed Mustafa adlı ilahisi ile topladı… Seyfullah özel yaşantısını ilk kez Adnan Deniz’e değerlendirdi…


Röportaj: Adnan DENİZ

Bilinmeyen yönleri ile ‘’Seyfullah’ı’’ nasıl tanımlar mısınız?

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Alaca köyünde dünyaya geliyorum. Henüz 6-7 yaşlarımda iken Batman’a yerleşiyoruz. 1997’ de Batmandan ayrılıp Tarsus’a oradan da Mersin’ e yerleşiyoruz. Mersin’de 2,5 yıl kaldıktan sonra da İstanbul’a yerleşiyoruz… 2001 yılından bu yana da İstanbul’da yaşıyorum… Müziğe olan ilgim 10 yaşlarımda iken başlıyor… Mahalli düğünlerle önemli yerel isimlerle çıkıyorum ilk…Daha sonraları 600’e yakın beste yapıyorum… 2004’te Kané Muhammed Mustafa eserimin de içinde bulunduğu İlah-ı Alem Allah-ı Allah adlı albümle büyük bir çıkış yakalıyorum… Başlarda müzikle ilgili temel bir bilgim yokken daha sonra Allah vergisi olarak bu özelliği kendimde görmeye başlıyorum…

Peki daha sonra nasıl işliyor süreç…

15 yaşıma geldiğimde bende artık bir grubun, ekibin solisti oluyordum… Ve aynı zamanda çok da seviliyordum… Çok sevilmemin nedeni de yasak olmasına rağmen eserlerimi Kürtçe okuyor olmamdı… Defalarca polisler tarafından gözaltına alınıp bırakılıyordum… Tabi herhangi bir siyasi görüşe ya da fikre sahip olmama rağmen eziyetli zorlu bir süreç yaşamak durumunda kalıyordum… Sadece rabbimin verdiği ve gururla kabul ettiğim anadilimi rahatça konuşabilmemdi tek arzum… Rabbimizin bize verdiği dili, dini korumak borcumuzdur… Çünkü dilimizi ve ırkımızı kendimiz seçmedik… Ona sahip çıkmak zorundayız…

BİR SORU İLE HAYATIM DEĞİŞTİ

Hayatınız da dönüm noktası olarak kabul edebileceğiniz gelişmelerden bahseder misiniz?

Barlarda ve birahanelerde söylemeye başlamıştım ilk eserlerimi… Çok iyi bir yaşantım yoktu… İlerlememi gören bazı arkadaşlarım ya da yakın çevrem de bu ilerlememi kabullenmeyip önümü kesmeye çalışıyorlardı her defasında… Bu da fazlasıyla yıpratmaya başladı beni ve Binlerce zorluklara rağmen Allah’a ve halkıma güvenip yapmaya çalışıyordum eserlerimi… 25 yaşıma geldiğimde tabiatım gereği şu soruları sormak zorunda kaldım kendime; Ben kimim, nereden geldim, kime hizmet etmeliyim, bu dünyadaki tek vazifem yemek ve içmek mi? Yoksa yaradanım benden bir şeyler mi istiyordu? Bunu uzun uzun düşünmeye başladım... Bunun sonucunda da ciddi bir karar alıyorum… Ve hayatımın dönüm noktası olarak sayabildiğim bu süreç ilginç ayrıntılarla gelişmeye başlıyordu…

Nedir bu ilginç ayrıntılar…

Bir gün kumar masasında kumar oynuyoruz… Çok yakın bir arkadaşım gelip yanımıza oturmak istediğini söylüyor. Bende kendisine dışarıda beklemesini oyunun bitmesinin ardından görüşebileceğimizi söylüyorum… Ancak o ısrar edip yanımıza oturuyor… Tabi pırıl pırıl bir insan olduğundan bizde utanç duymaya başlıyoruz kendimizden… Bu arada ezan okunduğun da kalkıp namazımızı kılıp tekrar kumar masamızın başına geçip devam ediyoruz kumar oyunumuza… Derken bir gün Yakup dediğimiz arkadaşımızla birlikte bir çay bahçesinde oturup sohbet etmeye başlıyoruz… Bu sohbet sonucunda da önemli bazı kararlar almaya başlıyoruz kendi kendimize… Bir daha kötü işlere bulaşmayıp, dinimizin gerekliliklerini yerine getirecektik… Ve o günden sonra da bambaşka bir hayat başlıyordu artık bizim için…

ALBÜMLERİM UMMADIĞIMDAN DA FAZLA SATTI

Albümlerinizden biraz bahseder misiniz?

Yaklaşık 26 adet albüm yaptım. Yaptığım albümlerim on binler sattı. Gerçekten ben bile bu kadarını beklemiyorken, böylesi bir başarıya ulaşmam olsa olsa ancak Allah’ın takdiri ile mümkün olurdu…

Peki ya Kané Muhammed Mustafa eseriniz…

2004 yılında yaptım bu eseri… Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen halen tazeliğini koruyor ve dünya var oldukça da tazeliğini koruyacak… Şimdi bile yeni çıkmış bir albüm gibi satılacağına inanıyorum… Eserde geçen şiir AhmedeXani’ye, bestesi ise bana ait bir eser… Bir defasında bir arkadaşım bu eser tutmaz demişti. Ben de bunun üzerine eğer bu eser tutmazsa artık ömür boyu senin yanında müzikten bahsetmeyeceğim diyerek bu iş te ne kadar iddialı olduğumu göstermiştim. Allah’ın takdiri bu eser bizim dahi beklemediğimiz bir başarı yakaladı… Arap ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkede de bu albüm dinleniyor…

Ya Mevlitler…

Okumuş olduğum mevlitler halkımızın büyük beğenisi ile karşılandı. Mevlitleri okurken halkın tepkisi ile karşılaşacağımı düşünürken tam tersi olarak çok olumlu bir şekilde karşılandık. Çünkü ilk defa ritim eşliğinde mevlit okuduk… Ertoşi,ve ézdari mevlitlerinden sonra Heyderi mevlidini okudum. O da kısa bir zaman sonra dinleyicilerimizle buluşacak. Bu mevlitler içinde en fazla beğeni alan mevlit Ertoşi mevlididir… Yine Türkiye’de bir ilk olacak bir Kürtçe set ile halkımızın karşısına çıkacağız. Bu sette önemli birçok albüm ve mevlitlerimiz yer alacak…

Müzik’in haricinde uğraştığınız başka alanlar var mı? Mesela Şiir, beste gibi…

600’e yakın oluşturduğum bestelerim var… Şimdilik değil ama ileriki süreçler için düşündüğüm bir şiir kitabım var…  Ancak bu şiir kitabımız çok farklı olacak… Son birkaç yıldır söz de yazmaya başladım…

İmam olduğunuz yönünde de söylentiler var bu doğru mu?

İmam değilim… Halkımız öyle biliyor ancak öyle değil… Kendimizi idare edebilecek kadar bilgimiz var ama imam değilim…

Gündemin dışından bir soru ile devam etmek istiyorum… İnsanları heyecana getirecek, onların siyasi duygularını kabartacak eserler yaptınız mı hiç…

Elbette yaptım… Mesela Piroz be eserim bahsettiğiniz türden bir eserdir… Halk marşı gibi görülen bir eser… İnsanlar bu eseri dinlediklerinde bambaşka duygular içerinde buluyor kendini…

Tekrar gündemin içine dönerek neler söylemek istersiniz son olarak…

Diyebileceğim tek şey; İnsanlar artık ölmesin… Halkımız yeterince eziyet çekmiş zaten, binlerce bedeller ödenmiş… Ne olur artık insan olarak birbirimizi sevelim… Akan bu kan dursun artık…Bu Sizler aracılığınızla Tüm herkesin Ramazan Bayramını kutlarım…