Tarih: 23.06.2012 15:10

Şevval Sam'ın Hatırlattığı; Hangi Başörtüsü?

Facebook Twitter Linked-in

Şevval Sam geçenlerde Van’da bir söyleşisinde “başörtüsü benim için bir tekstil malzemesidir” demiş.

Anadolu’nun yeni afyon gündemini şimdilerde bu polemik oluşturuyor.

Sam’ın Van’da söyleşi esnasında başörtüsü ile alakalı olarak sarfettiği sözler İslami kesimler tarafından olumsuz bir tepki ile karşılanırken, başörtüsü karşıtlarının yüreğine su serpiyordur şimdilerde.

Örtünmenin doğal olmadığı(!) ile alakalı olarak“İnsan dünyaya çıplak gelir” gerekçesi ise Şevval Sam’ın hayvanlarla insanlar arasındaki farkı yeniden öğrenmesi, bu konuda uzun uzadıya düşünmesi ve ikisi arasında bir tercih yapması gerektiği zorunluluğunu ortaya koyuyor. Bu ayrı bir tartışma konusu.

Bir iddia ortaya atıldığı zaman, bu iddiayı ortaya atan kişinin zihnindeki sosyopsikolojik etkileri ve yaşadığı ortamı ve yetişme tarzını göz ardı etmememiz ve iyi analiz etmemiz sonra yapıcı bir eleştiriye geçmemiz gerekiyor.

Ani çıkışlar ve tepkiler vermeden, Şevval Sam’a örtünmenin felsefesini anlatmakta gerekiyor onu eleştirmeden önce.
Peki ya nedir bu örtünmenin felsefesi ?

Cevabını Muhammed İkbal’den dinleyelim;

“Avrupalılar (buna bizim Avrupai düşünenlerimizde eklenebilir m.b) bizim geleneklerimizin pek çoğunu yanlış anlamışlardır. Örtü’nün kökeni, erkeklerin kıskançlıkları değil, aksine, kadının kutsal olduğu inancıdır; hem öylesine bir varlık olmasıdır ki, yabancı birinin bakışının onun üzerine yoğunlaşmasını sağlamak esastır. “Mahrem” kelimesinin Arapça’da ki anlamı, hiçbir yabancının giremeyeceği “kutsal yer”dir.

Kadın, hayatta çok belirgin bir şekilde yaratıcı bir unsurdur ve tabiattaki bütün yaratıcı güçler, gizli ve gizemlidir.
Doğuluların, tabiî ki özellikle de Müslümanların, kadınlara karşı duydukları veya gösterdikleri bu büyük saygının yegane kaynağı ve sembolü işte bu örtü’dür.” (1)

İkbal’inde belirttiği gibi örtünmek farazi, amaçsız bir durum değildir.

Kadının hiçbir ehemmiyetinin olmadığı, daha gençlik çağına ulaşmadan diri diri gömüldüğü, mal gibi alınıp satıldığı barbar bir toplumdan kurtuluşunun nişanesini temsil ediyor başörtüsü.

Cahileyeden yani bilgisizlikten ve cehaletten, bilgiye ve erdeme kavuşmanın simgesini temsil ediyor başörtüsü.

Müslüman kadının özgürlük belgesini başında dalgalandırmasının pratiğini temsil ediyor başörtüsü.

Bu yüzdendir ki Fransız sömürgeciler, Cezayirli kadının "örtüsünden", savaşçıların silahından daha çok korkmuşlardı.(2)

Ama hangi başörtüsü ?

Geleneğin bir “kült” haline getirdiği ve içini boşalttığı başörtüsü mü ? Yoksa Kur’an’ın emrettiği ve bir ahlaki ödev bir duruş olarak takılmasını istediği başörtüsü mü ?

Eğer Şevval Sam tekstil parçası olarak geleneğin kült haline getirmiş olduğu başörtüsünü kastediyorsa haklıdır.

Fakat Kur’an’ın emretmiş olduğu başörtüsünü kastediyorsa yanılıyor.

Kur’an’ın emretmiş olduğu başörtüsü, Allah’ın, İslam devriminden sonra, devrim öncesi Arap cahiliyesinde horlanan ve ayrı bir sınıflandırmaya tabi tutulan kadının kurtuluşunu ilan maksatlı takmasını emrettiği bir simgedir. Tabi bu başörtüsünün sadece bir boyutudur.

Merhum Roger Garaudy İslam ve İnsanların Geleceği isimli önemli eserinde başörtüsü meselesinde gelenekle hesaplaştıktan sonra şunları söyler;

...”Kur’an’ın temel mesajı şudur: Bir kadın ister yüzüyle, ister boyuyla, ister göğsüyle, ister bacaklarıyla olsun, fiziki çekiciliğini, bir erkeği ödevlerini yapmaktan alıkoyacak şekilde ayartmak için kullanmamalıdır. Bu edep, belli bir ülkeye özgü bir “moda”yı değil, aksine şu veya bu kıyafete bağlı olmayan bir ahlaki davranış kuralı gerektirir.” (3)

Gelelim şu tekstil malzemesi polemiğine.

Sözün coğrafyası her zaman önemlidir. Tıpkı Marx’ın “Din Afyondur” sözünde olduğu gibi Şevval Sam’ın da “Başörtüsü bir tekstil malzemesidir” iddiası, sözün coğrafyası dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Başörtüsü, tekstil malzemesidir diyen Şevval Sam'a tepki göstermeden önce, başörtüsünü bir tekstil malzemesi, bir marka, bir imtiyaz alameti, bir sınıfsal simge haline getiren neo-müslümanları ve şirketleri kınamalıyız. Başörtüsünün şu günlerde, bir tekstil malzemesi haline getirildiği gerçeği gözden kaçmayan bir husus.

Vakko gibi Armine gibi markalaşmış, kapital ve abdestlikapital köklü şirketlerin cirosunu yükselttiği bir tekstil malzemesi haline getirilen başörtüsüne karşı gelen bu tür eleştirileri yadırgamamalıyız. Bir zamanlar müslüman kadının özgürlüğünü ve modern dünyaya karşı haysiyetli duruşunu simgeleyen başörtüsünün, Ala gibi dergilerde modernizme uydurulan bir paçavra malzemesi haline getirilmesi Şevval Sam’ı bu sözü söylemeye iten etkenlerden biri olabilir. Neden olmasın (?)

(1)İslam Düşüncesi; Muhammed İkbal s;96-97
(2)Bu sözü Ali Şeriati nakletmektedir
(3) İslam ve İnsanlığın Geleceği; Roger Garaudy s;186-187





Şevval Sam'ın Van'da söylediği "Başörtüsü Benim İçin Tekstil Malzemesidir" videosunun 13 dakikalık kısmını montajsız yayınlıyoruz.









Orjinal Habere Git
— HABER SONU —