Bu gün 1 Mayıs, işçinin, emekçinin, ezilenlerin bayramı... 1 Mayıs alanı da eşitlenme, bir olma, kenetlenme, derdini haykırma alanı... Antikapitalist Müslümanlar, bayramlarını kutlamak için mazlumun sesi olmak için, ilahi kelamı haykırmak için, devrim için oradaydılar, demek isterdim ama olamadılar.
Ana akım medya Antikapitalist Müslümanları nasıl algılıyor sorusuna, bu hareketin sesini ciddi anlamda duymaya başladığım geçen yılki 1 Mayıs kutlamaları öncesinden beri dikkat etmeye çalışıyorum. Geçen yıl ki kutlamalar bildiğiniz üzere oldukça renkli, “sorunsuz”, polissiz, gazsız, bayram gibi bir bayram havasında geçmişti.
Antikapitalist Müslümanlar, ilahi kelamı hüsrandan kurutulamayan insanoğlunun sağırlaşmış kulaklarına haykırmak için, haykıran ağızlardan çığlığa güç vermek için 1 Mayıs’a katılmaya karar vermişlerdi. Kendilerini Müslüman olarak tanımlamaları, Müslüman kimliklerini ön plana çıkarmayan yada kendilerini Müslüman olarak tanımlamayıp da, bu güne kadar 1 Mayıs alanına çıkan insanların oluşturduğu “devrimci” kitle ve örgütlerle yan yana yürümelerine engel değildi.
"Antikapitalist Müslümanlar" grubu Galata Köprüsü'ne geldiklerinde büyük şaşkınlık yaşadı.
Bakın bu cümleyi kopyala yapıştır gibi nerdeyse haber yapan medya kuruluşlarının çoğu kullandı. Medya tarafından Antikapitalist Müslümanlar, Galata Köprüsüne vardıklarında ağızları açık, şaşkın şaşkın bakan, ama, ama olamaz... bana ne bana ne bende gitmek istiyorum şeklinde kamuya yansıtılıyorlardı.
Haberlerin devamına da bakalım, bu haberleri yapanların bazıları kendilerini bağımsız medya kuruluşu olarak da tanıtıyor. Bunların içinde hiç şüphesiz doğru haberleştirenler de var; ancak çoğunluk bahsettiğim şekilde komik bir şekilde haberleştirme yapmışlar.
Anti kapitalist Müslümanlar köprüye tırmanmaya kalktılar, bunun üzerine de polis müdahale etti.
Bak sen şu Antikapitalist Müslümanlara, yahu hem şaşkınlar, hem de azgın!!!
Oysa olan biten şöyle gelişmişti: Günler önce, tıpkı geçen yıl olduğu gibi, 1 Mayıs’ı Taksim’de alanlarda kutlama kararı alınmış, yasaklama kararına karşın, 1 Mayıs’ta Fatih’ten Kazancı yokuşuna yani ülke tarihinde emekçilere yapılan en ciddi saldırılardan birisi olan 1977 yılı kanlı 1 Mayıs’ının sembolik değeri olan sokağına kadar gitmeye karar vermişlerdi.
Fatih Camii’nde, hayatını emek mücadelesi verirken kaybeden işçiler için gıyabi cenaze namazı kılan grup, İhsan Eliaçık’ın ses kullanımı açısından olmasa da her zamanki gibi gür anti kapitalist duruşunu ifade ettiği konuşması sonrasında yola düşmüşler ve daha yola düşerken engellere aldırmayacaklarını, zulme boyun eğmeyeceklerini ifade etmişlerdi. Galata Köprüsüne gelindiğinde ağzı açık, salyaları o açıklıktan sızan keratalar durumu yok yani...
Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir, dilleriniz ve renkleriniz Allah’ın ayetleridir, zulmedenler nasıl bir devrimle devrileceklerini yakında görecekler, vb.. bir çok sloganları ilahi kelamdan alıntılıyorlar, kendilerine emanet edileni kibirlenip biriktirdikçe biriktirenlere, her gün yüz milyonlarca insanın aç sabahlamasına seyirci kalanları eleştiriyor, ezilenlerin yeryüzünde önderler olması için çalıştıklarını söylüyorlar, insanları sınıflara ayırıp bir cendereye hapseden kapitalist düzene karşı sınırsız ve sınıfsız bir toplumu talep ediyorlardı. Ve daha neler, neler...
1 Mayıs’a katılmayı ibadet olarak gören Antikapitalist Müslümanlar engellendiler. Tıpkı bu gün yollara düşerek ibadet eden diğer tüm 1 Mayıs katılımcıları gibi...
Bunları açıkladıktan sonra gelelim şu yayınlara... Bana göre bu yapılan yayınların küçük kısmını bilgisizliğe – ki bundan kastım, gerçekten de bilgiye birinci elden sahip olmamaktır ve ki bu en basit tabiri ile tembelliktir- geriye kalan büyük bölümü ise cehalettir.
Bilgiye sahip olma şansı varken sırf tembelliğinden bilgiye ulaşıp aktarmayan medya kuruluşları aptal konumuna düşmüşlerdir. Bunlara tembelliklerinden, dolayısı ile aptallıklarından vazgeçmelerini tavsiye ediyorum.
Bir gerçeği açıklığı ile bilip de bunun aksini gösteren ise kötü niyetlidir ve yöntemi de cahilliktir. Marx’ın deyişiyle cehalet, ayrıcalıklı sınıfların ustaca kullandığı bir silahtır. Bana göre Antikapitalistler o silah ne kadar ustaca kullanılırsa kullanılsın buna direnç gösterecek güçtedir.
Siz, onların arkasında kim var biliyor musunuz?
Fırat Kuyutar