Mustafa AKMAN YAZDI!

KİTAB-I MUKADDES / KUTSAL KİTAB'A DAİR -I

VAN 8.06.2012 09:42:39 0
Mustafa AKMAN YAZDI!
Tarih: 01.01.0001 00:00
KİTAB-I MUKADDES / KUTSAL KİTAB'A DAİR -I
 
AHD-İ ATİK/ ESKİ AHİT
 
Bilindiği gibi hiçbir peygamber, insanların ilahî bir rehbere ihtiyaçları olmadan, toplumlar doğru hayat tarzına uyuyor ve dosdoğru inançlara sahip durumda iken görevlendirilmemiştir. Nitekim İsa'nın (a) temsilciliğini yaptığı çağrı (İslâm) da şöyle veya böyle bir tahrife maruz kaldığı içindir ki Muhammed (s) peygamber olarak gönderildi.
Hıristiyanlık tarihinde Pavlus olarak bilinen karanlık kişi yine dinî emellerle durumdan vazife çıkarıp bu çağrıyı tahrif ve tebdil ameliyesine tabi tutmuştur.[1] Ne var ki müntesipleri, duygularının esiri olduğu için bu tahrifatı fark edememiştir. Dahası bunların kendilerine verileni olduğu gibi sindirdiği malumdur. Bu müntesiplerin Pavlus'un peşine takılması ve onun çabaları neticesi, çehresi değiştirilen bu tevhid dininin özü tersyüz edilerek envaitürlü murdarlıklar[2] ihdas etmenin yanında dinî metinleri (Ahd-i Cedid/ Yeni Ahit), çağrının esprisine muhalif teslis muamması,[3] aslî günah,[4] kutsal/ mukaddes insanlar[5] gibi çeşitli sapkınlıklarla dolduruldu.
Hıristiyanlığa biçim veren bu öncüler, Kutsal Kitab / Kitab-ı Mukaddes’in birinci kısmı olan Ahd-i Atik/ Eski Ahit kitabının çeşitli cümlelerine atıfla böylesi iddialarını doğrulama çabasına girmişlerdir. Hâlbuki bu iki kitap arasında hitap açısından önemli bir fark vardır: Ahd-i Atik çağrıyı Yahudi ırkına, onların zürriyetlerine münhasır kılarken Pavlus marifeti ile aynı hitap, mahiyeti de değiştirilerek bütün halka teşmil edilmiştir. Oysa tevhit çağrısı, Âdem’den (a) itibaren münhasıran bu zürriyetlere değil, Allah'ın (c) dilediği kimselere olmuştur. Muvahhitlik vasfının devamı ise gereğine göre inanıp davrananlara aittir. Çünkü bu vasıf, mirasa ve mülke konu değildir şüphesiz.
Esasen bilahare ‘İttur’[6] adıyla ıslah amaçlı çeşitli müdahaleler yapılmış ise de söz dizimi yani edebî açıdan düzenli bir ifadeye sahip olmayan[7] vak'anüvislerce yazıldığı intibaını uyandıran, tekrar ve ayrıntıya olabildiğince yer veren Eski Ahit bütün bölüm/ sureleriyle bir İsrailoğulları ya da İsrail Kralları Tarihi'nden ibarettir.[8] Bu kralların tahta geçmeleri, peygamberlerle ilişkileri, savaşları gibi konular işlenirken bu meyanda rableri olan Allah'ın kendilerine yönelik tutumu, kendilerini tercihi ve önemlisi dünyevileşen mantıklarına uygun olarak genelde suça karşılık, bir nevi ‘Sırlar Dünyası’ gibi programlardakine benzer biçimde dünyada hem de kısa sürede maddi cezalar takdir etmesi bahis konusu edilir. Allah'a yakışmayan ve peygamberlere iftira olan bir kısım gayri ahlakî ifadeleri[9] ve daha önemlisi Allah'ın bu ırka bitmez tükenmez bağımlılığı ise cabası.[10]
Eski Ahit'e, yaşayan kişilerin olumlu yöndeki tasarruflarının karşılığını zürriyete mükâfat,[11] ebedi kâhinlik,[12] mülk[13] ve pay[14] şeklinde sonraki nesillere teşmil[15] mantığı hâkimdir. Keza babaların günah[16] ve iyiliğini[17] de ta dördüncü nesle kadar etkilemektedir. Tevrat'a göre 'Rab', onların hayatı ile o denli içiçedir ki onları bütün nesiller boyunca aktif olarak yönlendirmektedir.[18] Öyle ki Allah bir kere bunları Mısır'dan çıkarmış ve artık bunlara gözcülük etmek zorunda kalmıştır. O, başkaları yanlış anlamasın, kendisi bunların yüzünden mahcubiyet duymasın diye ismi uğruna onları her şeye rağmen korumaktadır.[19]
Ne hikmetse bu ‘seçilmiş’[20] kavim, her tür kötülüğü etmekte ve bu nedenle şiddetle cezalandırılmakta ama yine de seçilmiş olarak kalabilmektedir.[21] O kadar ki Tevrat'a, sürekli itaatsizlik, uyarı ve cezalandırma[22] tarihidir dense yeridir. Böyle iken yine de bütün kavimler onlara feda ve acınmaksızın her tür kötülüğe müstahak[23] olmaktadır. Hatta onlarla hısımlık etmek bile yasaktır.[24]
Ahd-i Atik’te İsrailoğulları bütün yaptıklarına[25] rağmen yine de Allah'ın kavmi[26] sayılmakta ve Allah da İsrail'in rabbi[27] olarak geçmektedir. Bu kavim bozulup sapmakta,[28] onların bu bozulması rabbin öfkelenmesi ve cezalandırması[29] ile sonuçlanmaktadır. Derken bunlar tekrar dönüş (tövbe) ile yardım için feryat[30] etmekte ve 'Rab', önceki yaptıklarına binaen kendilerini kurtarmayacağını söylediği halde canı daralmakta, onların bu haline ve feryatlarına dayanamamaktadır.[31] Sözgelimi kavim, bir seferinde putperestlik etmiş ve bunun neticesinde ‘Rab’ onlara öfkelenmiştir. Ancak, kendi kavmine önceden verdiği ‘zürriyetlerine mükâfat’ sözünü hatırlatan Musa’nın (a), kavmine bu kötülüğü yapmaması uyarısı ile nadim[32] olmaktadır. Esasen ‘Rabb’in nedameti bununla da sınırlı değildir. O’nun daha birçok pişmanlığı olmuştur.[33]
Eski Ahit’te Musa (a), Rabb’i sorguya çekmekte ve Allah'ın, kendilerine yaptığı ve verdiği sıkıntıya karşılık Onunla çekişmektedir.[34] Ne hikmetse Mısırlılara yapmakta oldukları kulluğa razı olduğunu ifade eden ve rahatına son derece düşkün bu kavme, Allah'ın sonsuz bir toleransı vardır.[35] Oysa bunlar, hidayeti minnet sayıp eski durumu arzulamakta ve bu arada sitem de etmektedirler.[36]
Öte yandan Ahd-i Atik’in, ‘kavimlere doğrulukla hükmeder’[37] fantezisine çelişik olarak Rab, yine bu kitabın beyanına göre sadece İsrailoğullarının rahatı için her şeyi düşünmekte, statülerini koruyup yüceltmektedir. O kadar ki sınırlarını belirlemekte, onlar için emre amade cenk etmekte ve onların hizmetinde kavimlere karşı onları korumaktadır. Eğriliklerine rağmen onların hizmetinde olmaktadır.[38] Bunun gerekçesi açıktır: “Senin atalarını sevdiği için onlardan sonra onların zürriyetini seçti.”[39] Bu zürriyet ise rabbi ve onun ‘İsrail için yaptıklarını’ bilmeyen bir nesil türeyince, atalarının ilahını bırakıp etrafındakilerin ilahlarının peşine takılmaktadır.[40] Demek ki Ahd-i Atik’e göre kavimlere doğrulukla hükmetmek böyle bir şeydir. Çünkü bu taraftaki mukaddes bir kavim[41] iken berikiler bundan mahrumdur. Dahası diğer kavimler kovulacak, mülkleri onlara olacak ve bu mülkün sınırları “çölden, ve Libnandan, ırmaktan, Fırat ırmağından garp denizine kadar olacaktır.”[42]
Esasen tarihinin bir dönemi için: “O günlerde İsrailde kıral yoktu; herkes gözünde doğru olanı yapardı.”[43] denilen bu kavim de yol gösterenlerinin saptırıcılığından[44] ve geçmişin sünnetinin başına gelmesinden[45] yana uyarılmıştır. Fakat yine de bu kavmin farklı konumu dualarında bile belirginliğini sürdürmüştür: “Ey Allah, İsraili bütün sıkıntılarından kurtar.”[46]
Öte taraftan bu kitaba “Rab Musa ile, bir adam arkadaşı ile söyleşir gibi, yüz yüze söyleşirdi.”[47] derecesinde Allah'ı cisimleştirme, insanî özelliklerle (Antropomorfizm) donatma inancı hakimdir.[48] Allah'ı gördü, Allah göründü,[49] bulut ve ateş direğinde yol gösterdi,[50] kasırgada konuştu,[51] Allah'ı yendi[52] şeklinde takdim edilen rab aynı zamanda o denli kızgın bir öfkeye sahiptir[53] ki emzikteki çocuğu ve yaptıklarına binaen hayvanları dahi cezalandırır.[54] Bu rab o kadar insanîdir ki altı gün çalışmış ve yedinci gün olan sebt’te dinlenmiştir. Ve bu nedenle de adı geçen bu gün tatil edilmiştir.[55]
Bu bağlamda Eski Ahit’e yaygın bir şekilde dünyevileşme hakimdir. Kural ve direktiflere uymama karşılığı olarak genelde uhrevi yerine dünyevi cezalar,[56] keza dini yaşantıya karşılık tabiat olayları,[57] ölmemek ve uzun yaşamak[58] şeklinde dünyevi mükâfat[59] öngörmektedir. Ancak bu arada ahireti de tümüyle saf dışı tutmamakta, sınırlı da olsa ona da yer vermektedir.[60] Nitekim bunun etkisiyle olacak ki ölene 'uyudu'[61] ve bu uyuduğunu belirttiği kişinin 'gömüldü'ğünü[62] belirtmektedir. Bunlar ahiret inancından kalma argümanlar olsa gerektir.
Hile,[63] kıskançlık[64] ve öcalma[65] duygularının hâkim olduğu Kutsal Kitab’ta kâhinlik esaslı bir kurumdur.[66] Mukaddes bir kavim olma[67] ve bu arada mukaddeslik, takdis etme[68] ile mübarek kılma[69] anlayışının egemen olduğu bu Kitap’ta mukaddes şeylere[70] dokunmak ve bunları görmek ölüm getirir[71] denilmektedir.
“Çok hikmette çok keder var; ve bilgi arttıran dert arttırır.”[72] ifadesiyle bilgilenmeye sıcak bakmayan Kitabı Mukaddes dikkatli bir okuma ve bütünsel bir değerlendirilmeye tabi tutulduğunda vak'anüvislerce yazılmış genel bir ‘Ben-i İsrail Krallar Tarihi’ olduğu görülecektir.[73] Nitekim bu kitapta peygamber krala rabden bilgi aktarmakta ve uyarısını iletmektedir.[74] Bundan olacak ki yazıldıkları dönemlerin hadiseleriyle beraber o dönemlerin kültür izlerini de taşımaktadır. Bu çerçeveden olarak münferit de olsa boşanmaya karşı çıkmakta,[75] kadının kaburga kemiğinden yaratıldığını ve ağaçtan yediği için kadının suçlu olduğunu,[76] hilekâr yılanın onu kandırdığını[77] belirtmektedir. Esasen o, kadına yarım bir değer vermektedir.[78] Kurbanı takdime diye ateşte yakmak,[79] kanını etrafa sürmek, kavme ve mezbaha serpmek,[80] insanı ateşle yakıp cezalandırmak[81] ve takdime olarak su dökmek[82] onun yaygın olarak işlediği konular arasındadır. Ayrıca insanı doğum,[83] cüzzam,[84] akıntı,[85] meni[86] ve hayız[87] gibi şeylerden dolayı murdar[88] saymaktadır. Mü'minlerine mayasız ekmek[89] yediren Kutsal Kitab abartılı rakamlar[90] ve olayların kahraman, mekân ve sayılarını ayrıntılı olarak ön planda tutmaktadır.[91] Bu tafsilat ve detay da, onun adı gibi kutsal bir kitap olmadığının aksine ya insanlarca müdahaleye maruz kalmış ya da doğrudan onlar tarafından yazılmış metinler olduğunun alametidir.
 
Not: Bu makalede ‘Kitabı Mukaddes-Eski ve Yeni Ahit Tevrat Zebur (Mezmurlar) ve İncil (Kitabı Mukaddes Şirketi/ Ohan Matbaacılık, İst. 1997) isimli kitabın ‘Ahd-i Atik/ Eski Ahit’ bölümü, olabildiğince yine kendi sözcükleriyle değerlendirilmiştir.


[1] M. Fatih Kesler, Kur'an-ı Kerim’de Yahudiler ve Hıristiyanlar (Kur'an-ı Kerim’de Ehl-i Kitab), T. Diyanet Vakfı yay. Ank. 1995, 33, 40-42; Ali Osman Ateş, İslam'a Göre Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, Beyan yay. İst. 1996, 262 vd., 303; Barnabas İncili, Trc. Mehmet Yıldız, Kültür Basın Yayın Birliği, İst., (Önsöz) 34-35, 37; M. Ebu Zehra, Hristiyanlık Üzerine Konferanslar, Trc. Akif Nuri, Fikir yay., İst. 1978, 53-57; Kürşat Demirci, Dinlerin Dejenerasyonu, İnsan yay., İst. 1985, 86, 92-94; krş. John Stott, Tarihsel Gerçeklere Dayanan Mesih İnancı Tablosu Hıristiyanlığın Temelleri, 3. Baskı, Yeni Yaşam Yay., İst. 1998, 59-60; Lütfi Ekinci - John Gilchrist, Evet Kitabı Mukaddes Tanrı Sözü’dür (Kitap Ehli’nden Sorulara Yanıtlar), Müjde yay. İst. 1993, 11, 20, 74-77, 137-138, 238; Bruce Mılne, Tanrı Öğretisi Hristiyan İnancının El Kitabı, Trc. Levent Kınran, Yeni Yaşam yay. İst. 1995, 31, 148-150.
[2] Markos 6/7, 7/2; Luka 6/18, 8/29; Yuhanna 18/28; Resullerin İşleri 8/7; I. Timoteosa 1/9; krş. Ateş, 208.
[3] Stott, 138; Ekinci- Gilchrist, 32-33, 192; Mılne, 51-52, 55, 146, 196; Ebu Zehra, 62-63, 65-66, 199, 234-236, 241, 262; krş. W. Montgomery Watt, Hz. Muhammed'in Mekkesi, Trc. Mehmet Akif Ersin, Bilgi Vakfı yay. Ank. 1995, 12-13, 71, 84.
[4] Romalılara 5/12, 18-19; I. Korintoslulara 15/22; Josh McDowell, Marangozdan Da Öte, Trc. Levent Kınran, Kaya Basım Yayın Dağıtım, İst. 1997, 82-84; Barnabas, 129-130; Mılne, 103-105; Sadık Kılıç, Kur'an'da Günah Kavramı, Hibaş yay. Konya 1984, 93 vd., 206, 207, 296.
[5] Matta 27/52-53; Yuhanna 12/28; Romalılara 8/15-17, 12/13; I. Korintoslulara 1/2, 3/16-17, 7/34, 16/15; II. Korintoslulara 13/13; Efesoslulara 1/1, 15, 2/19, 3/9, 18, 4/12; Koloselilere 1/2, 12, 23; I. Selaniklilere 4/3, 8, 5/23; II. Selaniklilere 1/11; I. Timoteosa 1/9, 2/15, 5/10; II. Timoteosa 2/21; I. Petrus 2/9; Yahuda 1/3; Vahiy 5/8, 13/7, 10, 14/12, 18/20, 20/6; ayrıca bkz. Mılne, 208.
[6] Bkz. Baki Adam, Tevrat’ın Tahrifi Meselesine Müslüman ve Yahudi Cephesinden Bir Bakış, Ankara Ü. İlahiyat Fak. Dergisi, cilt: 36/1997, 393-394.
[7] Demirci, 83; krş. Rudi Paret, Kur'an Üzerine Makaleler, Derleme ve Çeviri: Ömer Özsoy, Bilgi Vakfı yay., Ank. 1995, 106.
[8] Krş. Yeşu 4/9 10/27; Hâkimler 11/40 17/6; I. Samuel 1/1 vd., 9/9, 10/12, 13/1; II. Samuel 15/7, 17/23, 20/24; I. Kırallar 10/21; II. Kırallar 18/18; I. Tarihler 18/15, 27/23-24; II. Tarihler 6/13, 34/8; Ezra 7/11-12; Ester 1/1 vd.; Süleymanın Meselleri 25/1, 30/1, 31/1; İşaya 36/3, 39/3; ayrıca bkz. Ekinci- Gilchrist, 136-137; Demirci, 43.
[9] Tekvin 9/20-22, 19/31-32, 36, 38/16; Hâkimler 16/1 19/2; II. Samuel 11/2-5, 13/2, 11-14, 16/21-22; I. Kırallar 1/2-4; Neşideler Neşidesi 1/13, 3/3, 5, 10, 7/1-4, 7.
[10] Çıkış 8/1; İşaya 41/8-17, 43/1, 4; Yeremya 2/32, 30/22, 31/1; Hezekiel 11/20, 34/30-31; Yoel 2/26-27.
[11] Tekvin 12/7 13/15 14/21 17/8, 16, 19 26/3, 35/12.
[12] Çıkış 40/15; Sayılar 25/13; Mezmurlar 110/4.
[13] Tekvin 48/4; II. Tarihler 20/7, 11; İşaya 34/17.
[14] Levililer 6/18, 7/34, 10/15; Sayılar 18/8, 11, 19.
[15] Tekvin 3/15, 12/7, 15/21, 17/8, 16, 19, 21/12, 26/3; Sayılar 14/18; Tesniye 4/40, 5/9, 23/2, 28/46; II. Kırallar 5/27; II. Tarihler 13/5; Mezmurlar 18/50, 89/28-29, 36; İşaya 14/20, 35/10, 59/21; Yeremya 2/9.
[16] Çıkış 20/5.
[17] II. Kırallar 10/30.
[18] I. Samuel 9/15, 10/18, 13/13-14, 15/10, 28/15-19, 28/8; II. Samuel 5/19, 7/15, 17/14, 24/1; I. Kırallar 11/34-35, 38, 18/36-37, 20/13, 42-43, 21/28-29, 22/23; II. Kırallar 3/11, 8/8, 20/1, 22/15-16; I. Tarihler 14/10; II. Tarihler 1/10; İşaya 38/1, 5; Yeremya 13/1, 28/15-16, 32/7.
[19] Hezekiel 20/5-22, 36/20-29, 39/7; Yoel 2/17-20.
[20] “Sen Allahın Rabbe mukaddes bir kavmsın; Allahın Rab yeryüzünde olan bütün kavmlardan kendine has kavm olmak üzre seni seçti. Rabbin sizi sevmesi ve sizi seçmesi bütün kavmlardan daha çok olduğunuz için değildi; çünkü bütün kavmlardan az idiniz; fakat rab sizi sevdiği, ve atalarınıza ettiği andı tutmak istediği için Rab sizi kudretli elle çıkardı, ve kölelik evinden, Mısır kıralı Firavunun elinden sizi kurtardı.” Tesniye 7/6-8 ayrıca bkz. 14/1-2, üstelik bu kavim sürekli asilik etmiş, ‘rab’ tarafından uyarılmış ve “sert enseli bir kavmsın” diye nitelenmiştir: Tesniye 9/4-7, 29/25-26; I. Samuel 12/25; I. Kırallar 9/6-7; II. Tarihler 7/19-22; Nehemya 9/16.
[21] Tesniye 29/24-26; II. Kırallar 17/7-22, 33-41; I. Tarihler 21/7; Mezmurlar 33/12, 135/4-5, 12-13, 147/19-20, 148/14, 149/4; İşaya 14/1, 41/8-11, 43/4, 10, 21-24, 28, 44/1; Yeremya 5/26-31, 7/12, 16, 26, 28-30, 13/11, 15/7, 17/23, 18/15, 32/30-34; Hezekiel 43/1-9; Malaki 3/7-9.
[22] Tesniye 30/16-18; Hâkimler 13/1; I. Samuel 12/22; II. Samuel 24/13, 16; I. Kırallar 9/6-7; II. Kırallar 17/7-22, 23/26-27, 25/21; I. Tarihler 21/17; II. Tarihler 28/5-6, 29/6, 11; Yeremya 9/9, 13, 16/4, 9-12, 19, 22/8-9, 34/17, 42/18-22, 44/3-5; Hezekiel 2/3, 39/22-23; Amos 8/2-3; Mika 6/2-3; Tsefanya 3/20; Malaki 1/7-8.
[23] Tesniye 7/16, 22, 15/6, 20/10-11, 23/20; İşaya 41/8-11, 61/1-9, 63/6-11.
[24] Yeşu 23/12-13; I. Kırallar 11/1-9; Ezra 9/2, 12-14, 10/2-3, 10-11, 17; krş. I. Kırallar 3/1; Nehemya 10/29-31; ayrıca bkz. Stott, 164-165.
[25] Sayılar 14/4; II. Kırallar 17/7-22, 33-41; II. Tarihler 2/11; Yeremya 20/7-8.
[26] Çıkış 8/1; II. Samuel 7/7-8, 24; I. Kırallar 8/33-34, 51; I. Tarihler 17/10, 20-23; II. Tarihler 2/11, 6/32-33; İşaya 40/1, 41/8-17, 43/1, 4; Yeremya 2/32, 24/7, 30/22, 31/1; Hezekiel 11/20, 34/30-31; Yoel 2/26-27.
[27] I. Samuel 25/32; I. Kırallar 8/23, 26, 14/7; II. Kırallar 9/6, 19/15; I. Tarihler 16/36; İşaya 37/16; Yeremya 24/5.
[28] Çıkış 32/7-8; Tesniye 9/12; Hâkimler 2/11-14, 17, 19 Hâkimler 3/7, 12, 4/1; I. Samuel 8/3, 12/9; II. Kırallar 21/2-3; II. Tarihler 24/17-24, 33/2, 6, 34/21; İşaya 1/3-4, 31/6; Yeremya 1/16.
[29] Hâkimler 2/20-21 3/8, 12 10/6-7; I. Kırallar 11/6, 9, 11, 14/7-10, 15/26, 30, 18/18; II. Tarihler 12/1-7; Ezra 5/12; Zekarya 1/2; ayrıca bkz. Mılne, 165-166.
[30] Hâkimler 3/9 6/7 10/10; II. Kırallar 13/2-4; II. Tarihler 12/1-7, 15/4, 32/17-22, 33/10-13; Nehemya 9/26-28, 30-31; Mezmurlar 79/6, 9-10, 13; İşaya 63/10-18, 64/5-9; Daniel 9/14-17; Yoel 2/17-20.
[31] Hâkimler 10/13-16.
[32] Çıkış 32/1-14; Sayılar 14/16.
[33] Tekvin 8/21; I. Samuel 15/11, 35; II. Samuel 24/16; Yeremya 15/6, 18/8, 10, 26/3, 13, 42/10-11; Amos 7/6; Yunus 3/10.
[34] Çıkış 5/22-23; Sayılar 11/11, 16/22.
[35] Çıkış 14/11-12, 16/3; I. Tarihler 17/20-23; Mezmurlar 89/28-36; İşaya 1/3-4, 41/8-11, 43/1, 4, 10, 21; Yeremya 2/8-11, 3/11-122.
[36] Sayılar 20/5, 21/5; Mezmurlar 44/7, 23, 60/1-3, 74/1-2; İşaya 63/10-11.
[37] Mezmurlar 96/10, 98/9.
[38] Yeşu 1/4 4/23 10/14 23/3-5, 10 24/3-13; Hâkimler 13/5-6.
[39] Tesniye 4/37, 7/6, 9/4-5, 10/15, 14/1-2, 26/18-19, 28/1; krş. Tesniye 9/14; I. Kırallar 8/51-54.
[40] Hâkimler 2/10-14.
[41] Tesniye 7/6, 14/1-2, 14/21, 26/18, 28/9.
[42] Tesniye 11/22-25.
[43] Hâkimler 17/6 21/25.
[44] İşaya 3/12, 9/16; Yeremya 23/13, 50/6.
[45] Levililer 18/28, 30, 20/22-23.
[46] Mezmurlar 25/22.
[47] Çıkış 33/11; ayrıca bkz. Dücane Cündioğlu, Söz’ün Özü -Kelam-ı İlahinin Tabiatına Dair, Tibyan Yay. İst. 1996, 147.
[48] Tekvin 1/26-27, 2/2, 3/8, 5/1, 22, 24, 6/6-7, 8/1, 21, 11/5 17/22 18/1, 33 21/1 32/28-30; Çıkış 3/8, 19/20; Sayılar 11/17; II. Samuel 22/16; Mezmurlar 18/15, 78/65-66; İşaya 6/1, 7/18, 20; Yeremya 20/11; Hoşea 12/2-5; krş. 157-158; ayrıca bkz. Ekinci- Gilchrist, 164-165.
[49] Tekvin 35/7, 9, 48/3; Çıkış 3/16 24/10-11; Levililer 9/23-24; I. Samuel 3/21; II. Tarihler 1/7, 7/12; Hezekiel 1/1, 8/1.
[50] Çıkış 13/21; Levililer 16/2; Tesniye 31/15; Nehemya 9/19.
[51] Eyub 40/6.
[52] Tekvin 32/28; Hoşea 12/3-4.
[53] Çıkış 4/14; Sayılar 25/4, 32/10, 13; I. Samuel 15/3; II. Samuel 24/1; I. Kırallar 14/7-12, 16/26, 33; I. Tarihler 13/10, 15/12-13; II. Tarihler 28/11, 13; Ezra 8/22; İşaya 34/2; Yeremya 4/26.
[54] Çıkış 21/28; I. Samuel 15/3, 22/19; II. Kırallar 2/24.
[55] Çıkış 20/8-11, 31/17, 35/1-3; Levililer 19/30; Sayılar 15/32-36; Tesniye 5/12; Nehemya 13/17-18; İşaya 58/13; Yeremya 17/21-22, 27.
[56] Levililer 26/14 vd.; Tesniye 6/15, 28/25 vd.; I. Kırallar 14/7-15; II. Kırallar 17/18, 21/12-15; I. Tarihler 2/3, 10/13-14; II. Tarihler 13/17-18, 21/12-15, 36/5-6, 12-17; Yeremya 25/7-11; Hezekiel 5/12-13, 20/5-22; Hoşea 8/14.
[57] Levililer 26/1-7; Tesniye 11/13-15, 30/9-10; Yeremya 3/2-3.
[58] Tesniye 5/33, 30/16-17, 32/47.
[59] Tesniye 4/1.
[60] Eyub 19/29, 30/23; Mezmurlar 71/20; Vaiz 12/14; İşaya 10/3, 26/19, 45/23; Hezekiel 37/13; Obadya 1/15; Malaki 4/5; ayrıca bkz. Matta 10/28, 12/36, 13/49-50, 18/8, 25/41, 46; Markos 9/44; Luka 8/31, 12/5, 14/14; Yuhanna 11/24; Resullerin İşleri 17/18, 26/8; Romalılara 2/5-6, 12, 14/11-12; I. Korintoslulara 15/12-14, 42, 52; I. Selaniklilere 5/2; I. Yuhanna 4/17; Yakub 3/6; Vahiy 2/7, 9/11, 11/7, 17/8, 20/1, 3; Barnabas, 76, 128, 133, 135, 137, 143-145, 249-254; ayrıca bkz. Mılne, 296; Ebu Zehra, 26.
[61] I. Kırallar 22/40, 50; II. Kırallar 13/13.
[62] I. Kırallar 22/37; II. Kırallar 9/28; II. Tarihler 9/31, 16/14.
[63] II. Samuel 11/14-16, 13/28; I. Kırallar 21/8-10; II. Kırallar 10/19-28.
[64] Tekvin 30/1.
[65] Tekvin 34/25, 27.
[66] Çıkış 28/1, 29/9, 29-30; Sayılar 18/7; Hâkimler 18/5-6, 19-20; I. Kırallar 1/32-34, 2/27.
[67] Tesniye 7/6, 14/1-2, 14/21, 26/18, 28/9.
[68] Levililer 6/18, 11/44, 21/7-8; Sayılar 16/3; Tesniye 7/6, 14/1-2, 14/21; Yeşu 5/15; II. Tarihler 29/34; Hezekiel 42/13-14.
[69] Tekvin 27/7, 10, 25, 27, 35, 41, 35/9, 48/3; Yeşu 14/13; İşaya 19/25.
[70] Kutsal’a ilişkin değerlendirmeler için bkz. Bahadır Tok, Müslümanlar ve ‘Kutsal’la İlişkileri, Haksöz, sayı: Mart/192, Tok’un ifadesiyle: Kutsal Allah'a ait olanı ifade eder ve somut, dokunulabilir, ölçülebilir değildir. Allah da Kuddus olduğundan, beşeri, arızi, geçici, etkilenebilen bir varlık değildir. Günlük hayatımızda ‘kutsal’larımız değil ancak ‘mahrem’lerimiz vardır. Bu anlamda bizi var kılan ve anlam dünyamızı bütünleyen ‘haram’ sınırlarımız, ‘hürmet’ gerektiren ilke ve değerlerimiz vardır. Bozulma, çiğnenme, kullanılma ve saptırılma yeteneği olan hiçbir şey kutsal olamaz. Bu başörtüsü de olsa, Kâbe de, Rasul'ün sancağı da, Kitab'ın sahifeleri (Kitab değil) de olsa değişmez. Bunlar ancak bir değerdir/ mahremdir ve biz onları tutup kaldırdığımızda yücelirler. Hem kutsallık atıfla değil, özünde buna sahip olmakla mümkündür. Aksiyolojik değil ontolojik bir durumdur. Müslümanın zarar görecek, sorgulanamayacak, neşter altına alınamayacak bir 'mukaddesat'ı yoktur, sahip çıkarsa yüceltip kendisiyle yüceleceği ilke ve değerleri vardır. Sıradan bir eleştiride çözülen, neşter vurulduğunda masada kalan bir inanç Müslümanın kutsalı olamaz. Kutsal, hiçbir nesne veya eşyanın kaldırabileceği bir sıfat değildir. Bu yüzden kutsal üzerinden yürütülen tartışmalar, arızî ve pragmatiktir.
[71] Sayılar 4/15, 20; Hâkimler 13/22; I. Tarihler 13/9-11.
[72] Vaiz 1/18, 2/15, 12/12.
[73] Krş. Yeşu 4/9 10/27; Hâkimler 11/40 17/6; I. Samuel 1/1 vd., 9/9, 10/12, 13/1; II. Samuel 15/7, 17/23, 20/24; I. Kırallar 10/21; II. Kırallar 18/18; I. Tarihler 18/15, 27/23-24; II. Tarihler 6/13, 34/8; Ezra 7/11-12; Ester 1/1 vd.; Süleymanın Meselleri 25/1, 30/1, 31/1; İşaya 36/3, 39/3.
[74] II. Samuel 12/1, 7, 9-15; I. Kırallar 20/13, 21/19, 22/8; ayrıca bkz. Matta 2/1, 19.
[75] Tesniye 22/19, 29.
[76] Tekvin 2/21-22, 3/12; ayrıca bkz. Barnabas, 111, 113, 226; Mılne, 87, 89.
[77] Tekvin 3/1, 4-5.
[78] Levililer 27/4-5; Hâkimler 14/15-18 16/18; Ester 1/17.
[79] Çıkış 29/14, 18; Levililer 1/6, 9, 13, 3/11, 8/17, 19/6; Sayılar 19/5; II. Tarihler 7/1; Ezra 6/9.
[80] Çıkış 12/7, 24/8, 29/20; Levililer 1/5, 11, 8/23, 30, 14/6-7; Hezekiel 45/19.
[81] Levililer 21/9.
[82] II. Samuel 23/16; I. Tarihler 11/18.
[83] Levililer 12/2, 5.
[84] Levililer 13/3, 11, 36, 45-46, 59.
[85] Levililer 15/2, 4.
[86] Levililer 15/16.
[87] Levililer 15/19-20, 18/19.
[88] Tekvin 34/5, 13; Levililer 11/24, 32, 14/46, 15/4-5, 16-20, 17/15, 18/20, 24, 27-28, 19/29, 22/6; Sayılar 5/2-3, 14, 19, 6/7, Sayılar 19/7-10, 13-15; Ezra 2/62; Nehemya 7/64; Haggay 2/13.
[89] Çıkış 12/15; Hezekiel 45/21.
[90] I. Kırallar 8/63, 11/3; II. Kırallar 19/35; I. Tarihler 5/21; II. Tarihler 2/2, 7/5, 13/3, 17, 25/11-12; İşaya 37/36; ayrıca bkz. Vahiy 7/4, 14/1; krş. Ekinci- Gilchrist, 145, 149, 153-154.
[91] Tekvin 10/15-31, 11/10-32, 35/23-26, 36/1-41, 46/8-27; Çıkış 6/14-26, 12/3-12, 25/10 vd.; Sayılar 1/1 vd., 7/1-89, 26/5-62; Yeşu 15/1-63 16/1-10 19/1-51; II. Samuel 18/1 vd., 23/24-39; I. Kırallar 4/7-19, 7/9-50; I. Tarihler 1/1 vd.; Ezra 2/2-61, 10/18-44; Nehemya 7/6 vd.; Hezekiel 40/5-16.