Tarih: 24.12.2017 10:19

Musıkî-cinsellik ilişkisi

Facebook Twitter Linked-in

Musıkî-cinsellik ilişkisi

Önce benim “Musıkînin her çeşidinin haram olduğunu” söylediğimi yazdılar, gerekli açıklamayı yaptım, İslam fıkıh mezheplerinin bu konudaki içtihatlarını naklettim, bana izafe edilen görüşün bana ait olmadığını, bu konuda en sıkı mezhep olan Hanefîler'e ait olduğunu, benim görüşümün ise Gazzâlî’ninki gibi olduğunu, yani musıkînin hükmünün 'tesirine bağlı' bulunduğunu yazdım.


Eski açıklamaları naklederken “Musıkî şehveti tahrik ederse caiz olmaz.” şeklindeki hükmü de nakletmiştim.

Bu defa mal bulmuş mağribî gibi bu cümleye sarılıp atıp tutmaya başladılar. Neymiş efendim, “Bu Müslümanların aklı fikri şehvette imiş, musıkî ile cinsel tahrikin ne alakası olurmuş, kul hakları çiğnenirken, yolsuzluklar, rüşvetler, zulümler almış başını giderken hocalar seslerini çıkarmıyorlar da sıra kadın ve cinsellik konularına gelince saçma sapan şeyler söylüyorlarmış…”



Bunları söyleyen ve yazanlara önce şunu soruyorum: “Siz hocaların konuşmalarını ve yazılarını dinliyor ve okuyor musunuz?”

Cevapları “Evet” ise, hocalar onların şikâyet ettikleri konularda devamlı konuştukları, haramı helâli açıkladıkları, yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık, kul haklarına riayet etmemek gibi davranışların haram olduğunu altını çizerek ve defalarca ifade ettikleri için –bunları

duydukları halde- hocalardan şikâyet edenler yalan söylüyorlar, iftira ediyorlar demektir.

Hocaları dinlemedikleri halde onlar hakkında dedikodu yapanlar ise zaten ahlâk ile alışverişleri olmayan taifedir, söylediklerini de kale almamak gerekir.

“Musıkî ile cinsellik arasında ilişki olabilir mi?” sorusunun cevabını bazı âlimler, “Evet, olabilir ve tahrik eden müzik çeşidi bu sebeple caiz olmaz.” şeklinde vermişler, ben de diğer görüşler yanında bunu da naklettim. Eğer tecrübeler bu hükmün aksini veriyorsa onlar yanılmış, vermiyorsa da doğruyu söylemiş olurlar. Şu halde İslâm’a, Müslümanlar'a ve hocalara hınçlarını boşaltmak yerine yapacakları şey 'bilim yoluyla' gerçeği tespit ve ifade etmek olmalıdır.



Unutmayalım ki, musıkî bazı hastalıkları bile tedavi edecek kadar etkili bir san’attır.

Genel olarak kadın-erkek ilişkisi konusunda İslâm’ın nerede durduğu konusuna kısaca temas edersek, maksadı bağcıyı dövmek değil de üzüm yemek (İslâm’ı ve Müslümanlar'ı anlamak) olanlara kolaylık sağlamış oluruz.

İslâm zinayı haram kılmıştır. Zina bir kimsenin nikâhlı eşi dışında kalan bir kimse ile cinsel ilişkisi demektir. Bakarak, dokunarak cinsel duygu ve düşünceye dalmak veya tatmin bulmak da bir çeşit zina sayılmış ve bunlardan uzak durulması kesinlikle istenmiştir.

Fukahânın (Şeriat âlimlerinin) dinlemek, bakmak, dokunmak gibi konularda hassas davranmalarını, sert ve dar sınırlar koymalarını, “İnsanı zinaya götürebilecek yolları ve kapıları kapatma gayreti.” olarak görmek gerekir. Bir din hem zinayı haram kılar, hem de insanı ona götürecek, tahrik ve teşvik edecek davranışları serbest bırakırsa mensuplarına zulmetmiş olur. Bu manada sınırlamaları zahmet değil, rahmet olarak anlamak da mümkündür.



Zinayı yasaklamayan hukuk ve ahlak sistemlerine göre bakmak, dokunmak, dinlemek, karışık yaşamak gibi ilişkileri sınırlamak saçma, anlamsız, gereksiz… olabilir; çünkü bunların sonu zina olacaksa kendilerine göre o zaten serbesttir.

Anlamak için meseleye bu karşılaştırma penceresinden bakmak gerekiyor; eğer maksat farklı olanları anlamak ise!

Birarada barış ve huzur içinde yaşamanın belki de ilk şartı farklı olanların birbirini anlamalarıdır.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —