Mavi Marmara ya da tarihi denizden yürütmek...

YUSUF KAPLAN

VAN 1.06.2014 14:38:43 0
Mavi Marmara ya da tarihi denizden yürütmek...
Tarih: 01.01.0001 00:00

Mavi Marmara ya da tarihi denizden yürütmek...

Mavi Marmara, herhangi bir gemi değil artık: İstanbul'dan yola çıkan, bütün insanlık limanlarına uğrayan, bütün vicdanları yoklayan, bütün kalpleri harekete geçiren, bütün yüzleri güldüren, bütün yüreklere su serpen aziz ve mukaddes bir varoluş yolculuğunun, Gazzelilerin şahsında aşağılanan insanlığı tutup ayağa kaldıran insanlaşma, insana insan olduğunu hatırlatma yürüyüşünün adıdır Mavi Marmara.

DİRENİŞİN, SİLKİNİŞİN VE DİRİLİŞİN ADI

İnsanın insanlığını ayaklar altına alan, gücü kutsayan, elindeki zorba ve smart silahlarla insanlığı sonsuza dek yalana mahkûm edeceğini sanan, insan türünün kökünü kazımakta ustalaşan zorbalara, azmanlara, gözüdönmüşlere, korsanlara, haydutlara, insan haysiyetini, onurunu, şerefini, izzetini korumak, yüceltmek için yola çıkıldığında aşılmaz sanılan duvarların, engellerin, bariyerlerin nasıl aşılabileceğini, Akdeniz'in dalgalı, fırtınalı sularında nasıl muhteşem bir şekilde yol alınabileceğini dünya âleme gösteren bir direnişin, bir silkinişin, bir dirilişin adıdır Mavi Marmara...

ZORBALARIN AKDENİZ'İN SULARINA GÖMÜLÜŞÜNÜN MİLADI

Mavi Marmara, herhangi bir gemi değil artık: Zorbaları, haydutları, korsanları, zâlimleri, insafsızları, vicdansızları dize getirmenin adıdır.

Gücü kutsayanların güçlerinin dünyanın dört bir kıtasından, ülkesinden, coğrafyasından, inanç haritasından koşup gelen bir avuç yürekli, fedakâr, cefakâr, vefakâr insanın yıkılmaz sanılan zorba güç söylemlerini nasıl yerle bir ettiklerinin, Akdeniz'in uluslararası sularına nasıl gömdüklerinin adı ve miladıdır Mavi Marmara...

Yalnızca İsrail'in zorbalıklarını, vicdansızlıklarını, kana susamışlıklarını fâş etmekle kalmadı Mavi Marmara; aynı zamanda, yalanlara, haksızlıklara, hukuksuzluklara, zorbalıklara dayanarak, masum insan kanına ve canına kıyarak hükmünü icra eden küresel zorbalık düzenini de Akdeniz'in sularına gömdü...

TARİHİN DENİZDEN DE YAPILACAĞINI GÖSTEREN AZİZ BİR GEMİ

Kimsesiz, masum insanların yardımına koşan silahsız, savunmasız, sadece Gazze'deki kardeşlerinin dertleriyle hemdert olan, halleriyle hemhal olan, yıllardır açıkhava hapishanesine çevrilen Gazze'yi bu insanlıkdışı açıkhava hapishanesinden özgürlüğüne kavuşturma hayalleriyle Akdeniz'in derin, fırtınalı ve göz gözü görmez sularında yola koyulan bir avuç insanın, insanın ve insanlığın aleyhine duran tarihi yeniden harekete geçirdikleri, insanın ve insanlığın kendi geleceğini zorbaların, korsanların, hegemonların değil bizzat kendilerinin belirleyebileceğini dünya aleme ilan ettikleri tarihî bir yürüyüşün adıdır...

Tarih, karada yapılır sanırdık biz. Ama Mavi Marmara, tarihin bu kez suda yapıldığını, Akdeniz'in sularında tarihin duran tiktaklarının artık tıkır tıkır çalışmaya başladığını gösterdi bize...

AKDENİZ'İN İSYANI...

Tonlarca merminin, silahın, uçağın, roketin yapamadığını, yüzyıllarca süren hesaplamaların, planlamaların, oyunların hepsini bir anda geçersiz kılacak bir tarihi yürüyüş başlattı insanlığa...

Uydu Arap rejimlerinin yarım asır boyunca yapamadığını 'Vira Bismillah' diyerek yelkenlerini açtığı ândan itibaren yapmayı başardı Mavi Marmara...

Osmanlı'nın Akdeniz'de bitirilmesinden bu yana, İngilizlerin, Fransızların, İtalyanların, Rusların babalarının çiftliği gibi cirit attıkları, Akdeniz'i belki de bir yüzyıl içinde bütün tarihi boyunca tanık olduğundan daha fazla kan gölüne çevirdikleri ve yalnızca kendi siyasî, ekonomik ve küresel çıkarlarını düşünen bu çok uluslu, çok suçlu küresel zorbalara, korsanlara, haydutlara, azman İsrail'in şahsında öfkesini ve nefretini kusarak tarihi yeniden başlattı...

Hem bu zorbaların, haydutların, korsanların nasıl ikiyüzlü bir dünya düzeninin ortasına bağdaş kurduklarını, hem de yorgun Akdeniz'in artık bütün bu zorbalıklara tahammülü kalmadığını bütün dünyanın gözüne soktu Mavi Marmara.

YOL'UN, YOLCU'NUN VE YOLCULUĞUN SEMBOLÜ

Evet... Tarih, yüzyıl önce, tek taraflı olarak Batılılar lehine durmuştu... Batılılar, kendileri dışındaki herkesin insanlığa kendince yapacağı katkıları dondurmuştu...

İşte Mavi Marmara, bu iki yüzlü, zorba, vicdansız, insafsız, çıkarperest, dünyaperest, güçperest küresel düzeni bir anda Akdeniz'in sularına gömmeyi başararak insanın, insanlığın, dolayısıyla adaletin, vicdanın, hakkın yeniden tarihe girmesinin, tarihî bir yürüyüşe soyunmasına imkân tanıyan yolun, yolcunun ve yolculuğun adı ve sembolü oldu.

Bu uzun yolculuğun kaptan köşkünde Bülent Yıldırımlar var...

Ölüm anında, saldırı anında, yok edilme anında bile düşmanının hakkını, hukukunu, insanlığını bir an olsun bile unutmayan nice Bülent Yıldırımlar...

Yürek, vicdan, cesaret, metanet, aşk ve şaşmaz bir iradeyle yola koyulan aziz ve nezih insanlar...

Tarihi denizden yürüten Mavi Marmara fikrini, adalet, hakkaniyet, ahlâk, estetik ve vicdan ilkeleriyle tarihte derin izler bırakan, gönülleri ışıtan ve açılmaz sanılan hakikat kapılarını açan aziz ve leziz 'fetih ruhu'yla donanan Selçuklu'nun, Osmanlı'nın çocukları icat edebilirdi ancak...

Bunu da bir yere kaydetmeli muhakkak...

NOT: Mavi Marmara'nın 5. 'filizlenişi' vesilesiyle yeniden...