Amerika’da özellikle hapishanelerde çeşitli çete (gang) mensuplarına rast gelebilmek mümkün oluyor. Özellikle hapishanelerde biraz da geçmişten kaynaklanan güvensiz ortam ve koşullar sebebiyle mahkumlar bir gruba mensup olmayı kolayca tercih edebilmektedirler. Hapishane içinde dini grupların da biraz çete havasında olması bu kanlı çetelerin varlığından kaynaklanıyor. Kimi zaman vuku bulan onlarca mahkumun birbirine girmesi filmlerden de bir çok kişinin aşina olduğu bir durum.
Amerikan hapishanelerinde özellikle Kanlılar (Bloods), Aryan Kardeşler, Crips gibi çeteler, uyuşturucu ticareti, soygun, cinayet, şantaj, kimlik hırsızlığı, kadın pazarlama gibi alanlarda Amerikan halkı’nın güvenliğini tehdit ediyorlar. İşte bu kimseler hapishane ortamına geldiklerinde de kendi aralarında örgütlenebiliyorlar. Kimileri tövbe ederek kendi akidelerince dinlerini hayatlarına geçirirken kimileri aktif olarak çeteciliğe devam ettiklerinden hapishane güvenliğini tehdit etmekteler.
İşte böyle bir ortamda bir mahkumla olan konuşmamı isim ve kimlik belirtmeden burada paylaşıyorum.
- Merhaba nasılsın?
- İyiyim teşekkür ederim.
- Ben dini rehber olarak çalışıyorum
- Biliyorum ben de daha önceleri müslümandım. Ailem müslüman.
- Şimdi değil misin?
- Ben bir çete üyesiyim. İkisi beraber gitmiyor. Birini tercih etmem gerekti.
- Çete üyesi olman müslüman olmana hangi noktalarda engel?
- Bu benim kimliğim. Çete üyeleri benim ailem.
- Anlıyorum. Peki ne zamandan beri çete üyesi olarak yaşıyorsun?
- Ben 16 yasında tanıştım. Ailemden ilgi görmedim. Çete ailem oldu.
- Peki bu Çete’den çıkmak istesen başın derde girer mi?
- Sanmıyorum bana bir şey yapmazlar ama çıkmak istemem. Çünkü burası benim ailem.
- Çocukların var mı?
- Evet iki tane.
- Kaç yıl kalacaksın içerde?
- 20-40 sene kadar.
- Hiç pişman oldun mu?
- Hayır. Dediğim gibi ailem onlar benim.
- Peki ya çocukların, özlemiyor musun onları? Onlar da ailen değil mi? Senin parçan kanın, evladın.
- (Bir an duraksadı) Evet özlüyorum. Lakin ne kazandıysam bana bu mensup olduğum çete verdi.
- Peki hiç sorguladın mı? Neden burdasın? Tekrar dünyaya gelsen yine çeteye mensup olur muydun? Yoksa bir aile kurup daha farklı bir işle mi iştigal ederdin?
- Ben Çete’ye mensup olmasam yaşayamazdım. Bu ülkede ırkçılık var.
- Peki ya yaşayanlar ?
- Haklısın bunu düşünmedim ama bilmiyorum.
- Madem müslümandın beraber seninle Kur’an okuyalım mı?
- Okuyalım ama nasıl?
- Bu Kur’an'ı al ben Arapça okuyacağım sen mealini okuyacaksın sonra ben açıklamasını yapacağım.
- Tamam
- Ben Arapçasından ilk ayeti okudum
- (O mealini) Hamd alemlerin Rabbi Allahadır.
- Hamd etmek yani teşekkür etmek. Bu konuda ne düşünüyorsun. Neden teşekkür ederiz. Sen kime ne zaman teşekkür ettiğini düşün. Ufak bir ikrama teşekkür edersin. Mesela hayatında bir örnek verirmisin?
- Mesela ailem olan çeteye teşekkür borçluyum. Onlar beni genç iken dayak yemekten kurtardılar.
- Bak bunu duymak çok güzel. Demek ki vefalısın. Vefa dinin özetidir. Peki sana bu şekilde yardımı olan çete için senin bir çok fedakarlık yaptığını tahmin ediyorum. Ya peki seni yoktan var eden Rabbin için ne düşünürsün. Sana el verdi, ayak verdi, dil verdi, kulak verdi. Mesela sana biri gelse dese ki gözlerini ver bana sana bir milyon dolar vereceğim. Kabul edermiydin?
- Etmezdim elbette.
- İşte onun için “Elhamdulillah” diyoruz. Hamd etmek ne büyük bir şey. Edememek ne büyük bir rahatsızlık verir insan vicdanına. Hamdetmek huzurdur.
Sonra devam ettik ve “Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım bekleriz” ayetine gelince sustum. Hiç ses çıkarmadan yüzüne baktım. O da yüzüme baktı. İçimden dediğimi duydun mu dedim? Hafiten duygulandı. Gözleri dolar gibi oldu. Sanırım duydum dedi. Bu Kur’anı sana veriyorum oku ve tefekkür et kardeşim dedim.
Bizi Sonsuz ni’metlere gark eden Rabbimizedir mutlak teslimiyet. Kula itaat ise Hakka itaatsizliğin başladığı yere kadardır. Hakka itaatsizliğin olduğu yerde kula itaat biter. Kimbilir belki de Amerika’nın en kanlı çetelerinden birine mensup bu genç Allah’ın kitabıyla birgün yeniden hidayet bulacak. Gözlerinde bunu hissettim. Rabbim bizlere istikamet versin.
Ne diyor şair : Bir dağ ne kadar ulu olsa bir kenarı yol olur - Buna bayram günü derler dostla düşman bir olur