Bazıları Allah’ı hükmünün mahkûmu görüyor, hükmünün hâkimi göremiyor.
Kimisi kaderciliğine mazeret olarak Allah’ın ilmini gösteriyor. Böyle yapanlar, Allah’ı kendi bilgisine mahkûm ettiklerinin farkına dahi varmıyor.
O, zatını tanıtırken buyuruyor ki:
“O Hallâk’tır, Alîm’dir” (Yâsîn 81)
Bazıları O’nun “her şeyi bilen” Alîm olduğuna inanıyor, fakat “her an yaratan” Hallâk olduğuna inanmıyor.
Hallâk demek, “yaratma işinden bir an bile çekmeyen” demektir.
Hallâk demek, “yaratma işini zatına meslek edinen” demektir.
Hallâk demek, insan beninin her an yeniden yaratıldığını insana haber vermektir. İnsanın “kendini değiştirebilme yeteneğini” (Ra’d 11) insana hatırlatmaktır
İnsanı, bu imkânı kullanmaya davet etmektir. Zaten Hz. Nebi’nin “İki günü bir olan ziyandadır” sözü, Hallâk isminin sırrına vakıf olan bir aklın vardığı sonuçtur.
Allah’ın Hallâk oluşuna iman etmek, O’nun her şeyi yazıp bir köşeye çekildiğini kabul etmemektir.
Zira: “O, her an hayata ve varlığa aktif müdahildir.” (Rahmân 29)
Allah’ın Hallâk oluşuna iman etmek, O’nun irade, akıl ve vicdan verdiği insanın hayatının ta içinde olduğuna iman etmektir.
Buna iman etmek ise, kulun iradeli fiillerinin, Hallâk olan Allah’ın bir sonraki yaratışına sebep teşkil ettiğine iman etmektir.
Buna iman etmek, ân’a mahkûm olmamaktır. Bu ân ister geçmişe, ister bugüne, ister geleceğe ait olsun; hiçbirine mahkûm olmamaktır.
Nefsine dönüp; “Eğer sen yaparsan, Hallâk olan Allah, senin yaptığına uygun bir yaratışla, hayata müdahale edecek, yaratışını yenileyecektir” diye inanmaktır.
Zira O, akıl ve irade ile imtihan ettiği insanın emeğine saygı duyandır: (Necm39).
Ey insan!
Allah sana emanet ettiği iradeye saygı duyuyor ve senin emeğini takdir ediyor.
Sen de kendi iradene saygı duy ve kendi emeğine saygısızlık etme!
Emeğine saygısızlık edersen, Allah’a saygısızlık etmiş olursun.
Zira sen, bizzat Allah’ın emeğisin.