İran’ın Kürt bölgesi ve gelişmeler konuşuldu

İran Araştırmaları Merkezi uzmanlarından Mehmet Koç, Zafer Burakmak’ın hazırlayıp sunduğu programda İran’ın Kürt bölgesine dair; Kürtçe’nin kullanımından, bölgesel gelişmelere kadar kimi konularda açıklamalarda bulundu.

VAN 16.05.2017 08:07:58 0
İran’ın Kürt bölgesi ve gelişmeler konuşuldu
Tarih: 01.01.0001 00:00
 Yöneliş Haber- Diyarbakır'dan yayın yapan Radyo Selam'da katıldığı programda konuşan İran Araştırmaları Merkezi(İRAM) uzmanlarından Mehmet Koç, bölgenin siyasal, kültürel ve güncel durumu yorumladı.

 İran’ın daha çok dış politika konularıyla anılmasına karşın içeride de etnik ve mezhepsel hareketlilik yaşandığını kaydeden Koç,  bu hareketli kesimlerden birinin de Kürtler olduğunu söyledi.  Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgenin Kurdistan olarak anıldığını kaydetti.

NÜFUS İSTATİSTİKLERİ ŞEFFAF DEĞİL; FARKLI RAKAMLAR SÖYLENİYOR

İran’da Kürtlerin çoğunluğunun Sünni olduğunu kaydeden Koç, istatistiklerin şeffaf olmaması nedeniyle Kürt nüfus oranının çok farklı rakamlarla zikredildiğini kaydetti; “Ülkede Kürt nüfus oranına %5-6 diyen de var %10-11 diyen de. Bu rakamlar da 4-5 milyon ila 10 milyon arasında bir değişkenlik gösterir.”

“KAMU ÇALIŞANLARI YEREL DİLLE HİZMET VERİYOR ANCAK ÜLKEDE ANADİLDE EĞİTİM YOK”

Kürtlerin  yada Azerilerin yoğun yaşadığı yerlerde halkın yanında kamu çalışanlarının da Kürtçe yada Azerice konuştuğunu belirten Koç, “Tüm resmi belgelerin Farsça olmasına karşın bölgede var olan yerel dille konuşulur.  Bu anlamda kurumlarda ‘resmi dil Farsça’dır, Farsça konuşulur’ tarzında bir dayatma yok. Fakat ilkokuldan üniversiteye kadar resmi dil üzerinden bir eğitim var.”

Cumhurbaşkanı Ruhani’nin 2013 yılında azınlıklara dair bir çalışmasının olduğunu kaydeden Koç, “Kurdistan Üniversitesi’nde Kürt Dili ve Edebiyatı ikinci yılında öğrenci alacak. Bu yıl aynı zamanda Tebriz Üniversitesi’nde de Azeri Türkçesi Dili ve Edebiyatı bölümü açıldı. Bir takım adımlar atılıyor. Kimi yerlerde pilot çalışmalar yapılıyor. Ancak anadilde eğitim tartışmaları açık bir şekilde ortaya konulmadı. Her seçim öncesi kimi vaatler verilir fakat seçimden seçime oy kaygılarıyla yapılan çalışmalardır bunlar. Buna karşın Ruhani, 2013’ten bu yana konuya ilişkin biraz daha sistematik bir çalışma yürüttü. Bunlar sadece Ruhani’nin çabalarının sonucu değil. Bölgenin içinde bulunduğu gerginliğin, ülke geneline yayılmasını engellemek ya da bu talepleri minimum bir düzeyde de olsa karşılayıp toplumsal bir rahatlama meydana getirmek için yapıldı. Ancak daha uzun zamanlı bir politika geliştirilmesi gerekiyor. 

ÇATIŞMANIN SEBEBİ: PKK'NİN BAŞKA BİR YAPIYI KABUL ETMEMESİ

Mehmet Koç, İran'da 19 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimini de yorumladı. “İran’da silahlı çatışmalarda da adı geçen kimi yapılar seçimleri boykot ediyor. Tabi bu boykot kararının ne kadar etkili olacağını seçimlerden sonra göreceğiz. Özellikle 2013 seçimlerinde katılım oranı Kürt bölgesinde %62 seviyelerindeydi. Bu oran, ülke ortalamasıyla hemen hemen aynı. Geçmişte boykotun pek bir fark yaratmadığı anlaşılıyor.” diyen Koç, PKK’nin uzantılarının olduğu birçok yerde farklı yapılara izin vermediği gibi İran’ın Kürt bölgesinde de aynı politikayı izlediğini kaydetti. İran dağlarında PJAK ile KDP-İ arasında yaşanan çatışmaların da bundan kaynaklandığını belirten Koç, “PKK bırakalım silahlı mücadele edenleri, demokratik ve barışçıl siyaset yürütenleri bile sindiriyor, çalışma yapmalarına izin vermiyor.”  ifadelerini kullandı.

PKK’nin İran yapılanması olan PJAK’ın, İran’a silah kullanmamasını taktiksel bir hamle olarak değerlendiren Koç, Suriye ve Irak'ta örgüte açılan hakimiyet alanları nedeniyle böyle bir kararın alındığını savundu. 

“İRAN’IN POLİTİKALARI, DİN İLE DEĞİL ULUSAL ÇIKARLARIYLA İLGİLİDİR”

İran'ın, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık söylemlerinden rahatsız olduğunu söyleyen Koç şöyle konuştu; “İran, bağımsız bir Kürt devletini, kendi toprak bütünlüğü ve milli güvenliği için ciddi bir tehdit olarak görüyor. İran gibi ‘İslam Cumhuriyeti’ olduğunu iddia eden bir ülke,  YNK, Goran ve PKK gibi solcu/komünist ideolojilere yakın gruplarla işbirliği içerisine girebiliyor. Hem de kime karşı; bunlara göre daha muhafazakâr/mütedeyyin olan bir Barzani’ye karşı. İran’ın politikaları din ile değil daha çok milli menfaatleri ve ulusal çıkarlarıyla değerlendirilmeli. Bu nedenle PKK ya da Haşdi Şabi gibi yapılarla Barzani üzerine baskı uygulamaktadır. Şunu da görmek gerek; bağımsızlık referandumundan evet çıkması halinde İran, bu yapılar üzerinden her türlü sıcak çatışmayı da yürütebilecek bir manevraya sahip.”