İNSANLAR BU SİLUETİN İÇİNDE NASIL VE KİME GÜVENEREK YAŞAYACAKLAR?..

Israrla halka dayatılan birtakım yapılanmalar

VAN 20.08.2014 21:38:29 0
İNSANLAR BU SİLUETİN İÇİNDE NASIL VE KİME GÜVENEREK YAŞAYACAKLAR?..
Tarih: 01.01.0001 00:00
 VANIN SİLUETİ

Zaman zaman tarihi yapıların görüntülerini bozan büyük devasa binaların siluet tartışmalarını metropol şehirlerde olduğunu basın aracılığıyla duyardık.

Ancak bu sefer tam tersi oldu basından duyarlı bir arkadaşın gözünden kaçmayan Selçuklular tarafından 700 yıl önce yaptırılan Halime Hatun Kümbeti'nin arkasına 7 yıl önce inşa edilen yurt binası görüntüsü medyaya düştü.

Bu heyulâlık Gevaş ilçesinin belediye başkanına sorulmuş başkan haklı olarak "Bu görüntü, tarihi katleden bir görüntüdür. Bana göre bir cinayettir. Bunun mutlaka ortadan kaldırılması lazım" demiş.

Tarih ve tarihi eserler sadece bulundukları toplumların değil tüm insanlığın ortak değeridir, dolayısıyla tüm insanlık bu değerlere sahip çıkmalıdır. Evet, tarihe dokunmak cinayettir, insanlık için felakettir.

Ancak ne acı ki, kendine sahip olmayı başaramayan insanlık eserlerine nasıl sahip çıkacak sorusu akıllara gelmektedir…

İnsan ister istemez sormadan edemiyor, bulunduğu şehirdeki birtakım sosyal gelişmelere, bireysel bir takım sapkınlıkların topluma dayatılmasına ne oluyor, nereye sürükleniyoruz?..

Bırakın doğal silueti, tarihi eseri şu anda Vanın misyonu, vizyonu, geleneği, ekonomisi, insan potansiyeli, insanların birbirlerine bakışı, komşuluk ilişkileri, yardım ve dayanışma geleneğinin yıkıldığı bütün bu siluetler bence halime hatun siluetinden bence daha önemlidir.

Daha önemlidir çünkü insanın siluetinin bozulduğu, maneviyatın linçe tabi tutulduğu bir yerde insan için var edilen eserlerin siluetlerinin bozulması gayet normal geliyor.

Çünkü insan eserler için değil eserler insan için vardır, olmalıdır…

İNSANLAR BU SİLUETİN İÇİNDE NASIL VE KİME GÜVENEREK YAŞAYACAKLAR?..

Şu anda Vanda yüzlerce sorular ortadayken bir şehrin sahip olduğu siyasal, sosyal, kültürel, coğrafi, tarihi hemen hemen tüm siluetlerin yok olduğu bu şehirde insanlar kaçmak için çareler ararken nasıl bir iyileşme nasıl bir büyükşehir olma yolu nasıl bulunacak?

Bir milyondan fazla nüfusa sahipliğimize rağmen, bir taraftan pragmatist “faydacı” diğer taraftan ideolojik siyasetle ikiye bölünmüşlük şehrin ve içinde barındırdığı insanların siluetlerinin bozukluğu değil mi?

Bu şehirde yaşayan insanları anlamayan anlamak istemeyen bir takım bürokratların ısrarla şehirde yaşayanları germek için Şehrin merkezinde ve kimi kenar mahallelerde panzerlerin, TOMAların, polis barikatlarının olması bu şehrin siluetine vurulan en büyük darbe değil mi?

İnsan hayatının ve sosyal hayatın ana damarı durumunda olan enerji konusunda sürekli elektrik kesintilerinin olduğu, birçok esnafın, sanayicinin, tüccarın elektrik kesintileri konusunda iflas etme noktasına geldiği ve bu yüzden birçok insanın tezgâhını kapatmakla karşı karşıya kaldığı bir ortam siluet bozukluğu değil de nedir?

Her akşam kenar mahallelerde “kör ebe oyunu”  oynar gibi çocuklar ve polisin karşı karşıya gelip, danışıklı dövüş içerisinde havai fişeklerin ve gaz bombalarının kullanılması ile ailelerin evlerinde bile oturamaması acaba bu şehrin siluetini bozmak için yeterli değil mi?

Bu memlekette esnaflık yapan, iş adamı olan, tüccarlık yapan birçok insan fısıltı gazetesi denen ayaklı gazete yoluyla korkutularak işinden evinden yaşadığı mahallesinden ilinden soğutulmaktadır.

Silueti ısrarla korku üzerine kanalize edilen ve bütün bunların haberleştiği bir ile, yabancı sermaye gelir mi veya burada bulunan baba topraklarını kaybetmek istemeyen insanlar bu siluetin içinde nasıl ve kime güvenerek yaşayacaklar?..

HERKES KUŞKULU, HERKES KAYGILI, HERKES TEDİRGİN...

Israrla halka dayatılan birtakım yapılanmalar nedeniyle bırakalım şehrin fiziki görüntüsü içindeki siluetinin değişimini, insanlar öyle bir noktaya getirildiler ki, herkes kuşkulu, herkes kaygılı, herkes tedirgin bütün bu durumlar insanın insani siluetini bile değiştirdi.

Atmosferin bu olduğu şehrimizde herkesimden STKların toplumsal değişime öncülük etmek için kolları bir an evvel sıvamalı bir araya gelmeliler. Halkın içine yaygınlaştırılan korku sendromundan kurtulması için öncülük etmelidirler. Hiç kimse elindeki ateşi, başkasının üzerine atarak kurtulacağını sanıyor birlikte yaşadığı insanların yanmasından rahatsızlık duymuyorsa o insan kim olursa olsun bunalımdadır çıkmazdadır, buna her türlü düşüncelerde dahildir….

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.