İki Dernekten ortak çağrı; 'Van Gölü havzası markalaştırılmalı'

Van Gölü Havzası Turizm Derneği Başkanı Abdullah Tunçdemir ve Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel, söz konusu çağrının karşılık bulması için Van'dan başlayarak, havzadaki illerin ilgili kurumlarını ziyaret edeceklerini ve bu konuyu son derece önemsediklerini belirtti.
Konu ile ilgili olarak ortak açıklamalarda bulunan Van Gölü Havzası Turizm Derneği Başkanı Abdullah Tunçdemir ve Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel, “Van Gölü havzasını markalaştırmak istiyoruz. Buraya gelen yerli ve yabancı turistlerin havzada en az 4 – 5 gün kalmasını arzuluyoruz. Havzayı bir günde gezmek zaten mümkün değil. Havzadan kastımız Van, Ağrı, Hakkari, Muş, Bitlis. Amacımız bu havzamızı markalaştırmak, tur operatörlerinin havzayı  satmasını sağlamak, gelen misafirlerin de en az birkaç gün burada kalmalarını sağlamak. Turizmde geçiş bölgesi değil, kalıcı bir nokta olmayı arzuluyoruz.” diye konuştular.

“BÖLGESEL KALKINMA TURİZMLE OLACAKTIR”

Bölgesel kalkınmanın turizmle olacağına işaret eden Tunçdemir ve Özel, şu ortak ifadelere yer verdiler; “Beyin fırtınası ile yol haritasının belirlenmesi noktasında öncelikle bir çalıştay yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda valiliklere, üniversitelere, turizm müdürlüklerine, ticaret sanayi odalarına, belediyelere, basına, ilgili tüm kurumlara çağrıda bulunuyoruz. Çünkü bölgesel kalkınma hepimizi ilgilendiriyor. Bu bölgesel kalkınma turizmle olacaktır. Bunun da yolu Van Gölü havzasının markalaştırılmasından geçiyor. Van Gölü Havzası markalaşırsa bölgemizi ve ülkemizi ihya edecektir.”

“EN BÜYÜK ZARARI TURİZM SEKTÖRÜ GÖRMÜŞTÜR”

Konu ile ilgili olarak Van Gölü Havzası Turizm Derneği Başkanı Abdullah Tunçdemir ve Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel imzası ile yapılan açıklamada da, pandemi sürecinden en çok etkilenen kesimlerden birinin turizm olduğu kaydedildi. Açıklamada; “Kıymetli Van halkının ve kamuoyunun da bildiği üzere ülke olarak son birkaç yılda zorlu bir süreçten geçiyoruz. Dünya genelinde etkisini sürdüren koronavirüs pandemisi ile birlikte Van Gölü Havzasında büyük kayıplar yaşanmıştır. Birçok sektörün kayıp yaşadığı bu süreçte, en büyük zararı yaşayan kesimlerin başında da turizm sektörü gelmiştir. İki yıla yakın bir süredir devam eden pandemi koşulları, turizm sektörünün sadece belli dönemlerde kısıtlamalar dışında kalmasına sebebiyet vermiş, bu serbesti yet süreçleri ise ülkenin sadece belli kesimlerinin bir hareketlilik yaşamasına neden olmuş, birçok bölgenin ise tam anlamıyla kayıp olarak geçirdiği sürecin adı olmuştur. Bu kayıpları en çok yaşayan illerden birisi şüphesiz Van ve Van Gölü Havzası İlleri olmuştur.” denildi.

“TURİZMDE, SADECE İRAN'A BAĞLI BİR KENT OLMAMALIYIZ”

Sadece bir ülkeye bağlı bir turizm yerine, alternatiflerin olduğu bir turizmin önemsenmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada; “Şubat 2020 yılından başlayarak, Mayıs 2021’e kadar 14 ay boyunca kapalı kalan Kapıköy Sınır Kapısı kent ekonomisinin bir anda büyük kayıplar yaşamasına neden olmuştur. Her yıl yarım milyon civarında İranlı’nın geldiği sınır kapısının uzun süreli kapalı kalması neticesinde Van, turizmdeki en büyük kazanç kapısını yitirmiştir. Bu süreç de son dönemlerde turizme, bu sektörle ilintili onlarca kuruluşa büyük kayıplar yaşatmıştır. Turizm ile alakalı büyük yatırımların yapıldığı Van’da İranlı turistin gelmemesi sadece bu sektöre değil tüm kentin ekonomik işleyişinde durgunluk ve kayıplar yaşatmıştır. Kapıköy Sınır Kapısı açılmasına rağmen İran’ın Razi Kapısı’nı açmaması kaybın devamlılığına neden olmasına sebep olmuş ve bu durum halen de devam etmektedir.  Yaşanan tüm bu süreçler yıllardır vurguladığımız Van ve Van Gölü Havzasının turizm master planını belirlerken, sadece tek taraflı değil çok yönlü planlamalar yapılması hususunun önemini bir kez daha doğrulamıştır. Van kenti sadece İran’a bağlı kalmaması gereken, K.Irak, Ermenistan ve Avrupa gibi ülkelerin de içinde olduğu planları bulunan kent ve havza olmalıdır. Buna ek olarak son dönemlerdeki yerli turist hareketliliğini kente ve bölgeye çekmek de Van Gölü Havzası diye adlandırdığımız ve Tur programlarına girmesi için yoğun çaba harcadığımız bir alan olmalıdır.” ifadelerine yer verildi.

“VAN, İÇ TURİZMDE SÖZ SAHİBİ OLMALI”

Van Gölü Havzası Turizm Derneği Başkanı Abdullah Tunçdemir ve Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel, Van'ın iç turizde söz sahibi olması gerektiğinin altını çizerek, yaptıkları açıklamada; “Son dönemlerde Türkiye’nin birçok turizm bölgesi olumsuzluğu yaşarken ve tatil planları yapan insanlar ciddi bir destinasyon arayışı içindeyken Van şehri tüm güzellik ve zenginliklerini pazarlaması halinde bu anlamda önemli bir adım atmış olacaktır. Yerli turist akışında önemli bir alan kaplayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin yanında önemli bir alternatif olabilecek Van Gölü Havzası illeri ve Van şehri bu süreçte iç turizmde de söz sahibi olmalı. Bu kapsamda kent olarak tarihi, doğal güzelliklerinin yanında mevsimsel avantajları da çok elverişli durumda olan Van ve Van Gölü Havzası için hep birlikte çağrılar ve programlar düzenlenmelidir. Van Gölü Havzası adıyla turlara dahil etmek istediğimiz Van ve Van Gölü Havzası illeri için bu noktada kentteki tüm paydaşlarımızı, kurumlarımızı, kuruluşlarımızı bu süreçte Van ile ilgili çalışmalar yapmaya davet ediyoruz. Van Gölü Havzasının alternatif bir destinasyon olarak öne çıkabileceği, ardından da kalıcı bir merkez haline gelebileceği bir gerçektir. Bizlere düşen, Van Gölü Havzası ile ilgili uzun vadeli programlar yapmak ve geleceğini inşa etmektir. Bu vesileyle Van Gölü Havzası’nı bir cazibe merkezi haline getirme çağrımıza tüm kentin dahil olmasını ve destek vermesini rica ediyoruz.” diye kaydettiler.
Bu arada, söz konusu çağrıya destek bulmak üzere Van Gölü Havzası Turizm Derneği Başkanı Abdullah Tunçdemir, Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkanı Erdoğan Özel ve Van Gölü Aktivistleri Derneği Başkan Yardımcısı Ali Emrah Dağer, kurum ziyaretlerine başladı.