Ahmet Varol
Bizim bu yazımızın yayınlanmasının hemen ardından siyonist işgalcilere ait Israel Hayom gazetesi, Trump’ın “Yüzyılın Anlaşması” olarak öne sürdüğü anlaşma planına dört Arap ülkesinin destek verdiğine dair bir haber yayınladı. Bu ülkelerin de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Ülkeleri (BAE), Mısır ve Ürdün olduğu ifade ediliyordu. Bunlardan üçünün zaten destek verdiği biliniyordu. Haberin asıl amacı onlara Ürdün’ün de eklendiğinin gündeme getirilmesiydi. Bu da Suudi Arabistan’ın Kuveyt ve BAE ile birlikte vaat ettiği iki buçuk milyar dolar yardımı, Ürdün’ün söz konusu anlaşmaya destek konusunda herhangi bir engel çıkarmaması şartına bağladığı yönündeki tahminlerimizi teyit etti.
Bu anlaşma planı Filistin davasına yeni bir büyük ihanet planıdır. Bugün Filistin topraklarının işgal altında olmasının ve Filistin halkının içinde bulunduğu durumun gerçek sebebi ihanettir. İhanetin tarihteki örneklerinin ayrıntılarına girmeye gerek görmüyorum. Ancak Trump’ın tamamen siyonist işgal rejiminin hesaplarını hayata geçirmek amacıyla hazırlattığı ve “Yüzyılın Anlaşması” adını verdiği planın Filistin halkına zorla kabul ettirilmesi amacıyla Arap dünyasındaki ihanet rejimlerinin devreye sokulmasına çalışıldığına dikkat çekmek istiyorum. Bu ihanet rejimlerinin başını da Suudi Arabistan çekiyor.
Henüz anlaşmanın içeriğiyle ilgili ayrıntılar tam olarak kamuoyuna açıklanmadı. Fakat bu konuda kendisiyle pazarlık yapılan Filistin Yönetimi’nin kamuoyuna verdiği bilgiler nelerin planlandığını ortaya koyuyor. ABD’nin bu planı sadece Gazze’de sembolik anlamda bir Filistin devleti kurdurmayı, Batı Yaka bölgesinde ise yine işgal rejiminin kontrolünde bir özerk bölge oluşturulmasını istiyor. BM kararlarında belirlenen 1967 sınırlarında bir Filistin devleti kurulmasını ise kabul etmiyor. O yüzden Filistin Yönetimi, Yüzyılın Anlaşması’nın adeta bir Gazze Anlaşması’na dönüştüğünü dile getirdi. Gazze’de kurulacak devlet de gerçek anlamda bağımsız ve özgür bir devlet olmayacak. O da tamamen siyonist işgal rejimine mahkûm olacak ama sadece ismi devlet olacak.
Anlaşma planı Kudüs’ün doğusuyla batısıyla tamamen siyonist işgal rejiminin kontrolüne verilmesini, Filistin tarafının bu şehirde herhangi bir hakkının olmamasını istiyor.
Mültecilerin yurtlarına geri dönüş yollarının tamamen kapanmasını istiyor.
Filistin direnişi anlaşmayı tabii ki kesin bir şekilde reddediyor. Filistin Yönetimi de Filistin halkına böyle bir anlaşma planının dayatılmasından rahatsız ama Arap dünyasından gelecek baskılara direnme konusunda da kendini zayıf görüyor.
ABD böyle bir anlaşmaya zemin hazırlamak ve Filistin tarafını da taslağı kabul etmeye zorlamak için Suudi Arabistan’ın liderliğindeki ihanet çetesinden yararlanmaya çalışıyor. Trump’ın bu anlaşmayı hayata geçirmek için görevlendirdiği yahudi asıllı damadı Kushner son dönemde diplomatik faaliyetlerini daha da yoğunlaştırdı.