Hayra da şerre de meyleden insan!

Zafer Burakmak

VAN 11.05.2016 10:46:59 0
 Hayra da şerre de meyleden insan!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Dünü geleceğine ipotek, bugünü yarınına garanti değil…

İnsanlık tarihi, yarattığı güzelliklerle, oluşturduğu değerlerle mücadele tarihidir. İnsan, bir taraftan medeniyetler inşa ederken diğer taraftan inşa ettiği medeniyetleri yerle yeksan etmiştir. Tarihte döneminin en muazzam eserlerini ortaya çıkarırken, bir süre sonra en ağır saldırılar altında yok etmeyi bir vazife olarak görmüştür;

Koca koca kentleri kurup, moloz yığınlarına dönüştürmüştür.

Büyük bahçeler yetiştirip, tarlalar sürüp, çekirge sürüsü gibi üzerinden geçmiştir.

Dev barajlar kuracak kadar ilerleyip, barajları dolduracak kadar su bırakmayan durumlara düşmüştür. Devasa şehirler kurup, bu şehirleri biranda yok edecek bombalar üretmiş ve kimi şehirler üzerinde test etmiştir.

Uzak mesafeleri yakınlaştırıp, aynı ev içinde olanları teknolojik malzemelerle uzaklaştırmıştır.

Kilometrelik gökdelenlerin tepelerin galaksileri detaylandıran teleskoplar üretip, arka sokaktaki kimsizleri görünmez kılmıştır…

İnsanoğlunun bir tarafının yaptığı güzellikleri diğer taraf yakıp yıkmıştır. Çünkü varlığında, yapmanın yanında yıkmak vardır; zulme meylettiği anda bu iğrenç yanı ortaya çıkmıştır. Bunu insanda ve insandan olan her şeyde görmek mümkün. Bugünün adalet isteyen mazlumunu ertesi günün zalimi görmek şaşırtmıyor. Dünün “demokrasi” diyeninin bugünün “antidemokrat”ı olduğuna şahit olmak tuhaf kaçmıyor. Yada dünün “daha güzel bir yarın istiyoruz” diyeninin bugünün her şeyi yakıp yıkanı olduğunu izlemek dehşet vermiyor. Çünkü insanın bir eliyle yaptığını diğer elinin yıkmak istediğini biliyoruz. Vicdanından, merhametinden sadır olanın nefsine takıldığını ve galip tarafın işlerini yönlendirdiğini biliyoruz.  Gününü, ellerine hükmeden tarafın belirlediğini biliyoruz. Bu yüzden bir kişinin, örgütün, cemaatin, partinin, devletin yaptığı onca güzel işlerini bir anda yakıp yıkmasına şaşırmıyoruz. Yada kötülükle hemhal birinin gün gelip iyi işler yapmasına. Mutlak iyi yada kötünün insan ve ondan sadır olan hiçbir şeyde bulunmadığının farkındayız. Dününün, geleceğini ipotek altına almadığını bildiğimiz gibi bugünün yarınına garanti olmadığının bilincindeyiz.

Sağ yanımızın, sol yanıyla kavgada olduğunu ve skorun bize ad koyduğunu kendimizden biliyoruz.

Psikoloji, insanın tanımlayan bir ilim ve bu ilmin uğraştığı sorunlar, ontolojimizle birebir ilişkili. Psikolojik rahatsızlık sorunlardan en ilginçlerinden biri, sağ ve sol beyin arasında kontrolün sağlanamadığı vakalar herhalde. Bu vakalarda sol el ile sağ el arasındaki bağ kopuyor ve bir elin yaptığını diğer el bozabiliyor.Bir elin sürekli bozmaya meyilli olduğu bu vakalar bizim özümüzü yansıtıyor sanki. Bu hastalıkla beynin sol ve sağ taraflarına hükmedemediğinizde sağ elinizin bağladığı gömlek düğmelerini sol elinizin çözdüğünü düşünün. Açtığınız bilgisayarı diğer elinizin kapatmaya çalıştığını. Hatta daha korkuncu sol elinizin sizi boğmaya çalıştığını, sağ elinizin diğer elinizi boğazınızdan almaya uğraştığını. Bunlar kimi hastalarda yaşanmış örnekler.

Korkunç gelen bu durumu her gün yaşıyoruz, her gün... Her an bir yanımız inşa ederken diğer yanımız yıkmak istiyor. Bir yanımız iyi olmak isterken, diğer yanımız kötülük peşinde. Bir yanımız kurtuluşa götürürken diğer elimiz çukura çekme derdinde. Çünkü insanız; hani şu “fücuru (sınır tanımaz günah ve kötülüğü) ve ondan sakınma yeteneği” yaratıcı tarafından verilmiş olan insan. Hani şu “hayrı istediği gibi şerri de isteyen” insan.  Hayra da şerre de meyilli insan buyken; ona ve ondan sadır yapıların hayrına sahip çıkmak, şerrine karşı durmayı öğrenmek niye bu kadar zor?