Tarih: 24.03.2017 09:59

HAYAT KİTABIMIZ KUR’AN ÜZERİNE

Facebook Twitter Linked-in

 Bir Hadis:

Bütün güvenilir kaynaklarda ve Süneni Tirmizi Hadis Külliyatının Sevabul Kur’an bölümünde; Haris b. Aver’den(r.a) rivayet edilmiştir. Dedi ki: Mescide uğradım ve insanları boş sözlere dalmış olarak buldum. Sonra Ali b. Ebi Talib’in (r.a) yanına giderek:

Ey Mü’minlerin Emiri, dedim. İnsanların boş sözlere daldıklarının farkında değil misiniz?

Bunun üzerine Ali b. Ebi Talib (r.a) şöyle dedi.

Bakınız;  ben Rasulullah’dan (salat: destek ve selam: esenlik, emniyet onun üzerine olsun) şöyle buyurduğunu işittim:

“ Dikkat olunsun ki, gelecekte bir fitne çıkabilir.”

Dedim ki: “ Ey Allah’ın Rasulu ondan kurtuluş yolu nedir?”

Rasulullah(s.a.s) şöyle buyurdu:

“Yüce Allah’ın Kitabı’dır. O’nda sizden öncekilerin tarihi ve sizden sonrakilerin haberleri vardır. Aranızdaki olayların/sorunların hükmü vardır. O, Hak ile Batılın arasını ayıran ölçüdür. O’nda her şey ciddidir; gayesiz bir kelam yoktur. Kim akılsızlık edip onu terk ederse, Allah onu helak eder. Kim O’nun dışında bir rehber ararsa Allah onu delalete/ sapıklığa düşürür. O Allah’ın sapasağlam ipidir. O, hikmet dolu bir öğüt ve hatırlatmadır. O dosdoğru yoldur. Hevalar ancak onunla Hakkın dışına meyletmezler. Hiçbir söz ona benzemez ve karışmaz. Âlimler ona doyamaz. Çok tekrar edilmekten dolayı eskimez, tadı azalmaz; onun hayranlık uyandıran yeni yol göstericilikleri sona ermez. O öyle kitaptır ki, cinler O’nu işittikleri zaman şöyle demekten kendilerini alamamışlardır: “ biz, muhatabını doğruya yönelten acayip/hayretengiz bir Kur’an dinledik ve hemen O’na iman ettik.”:(Cin/1,2) Kim O’nu referans alarak konuşursa doğru yapar. Kim Onunla amel ederse ecir alır. Kim O’nunla hükmederse adaletle hükmetmiş olur. Kim O’na davet ederse, Sırat-ı Müstakime/Dosdoğru yola kavuşturulur.
Birkaç ayet:

 “ BİZ HER ELÇİYİ, mutlaka kendi halkının diliyle (vahyedilmiş bir mesajla) gönderdik ki, (hakkı) onlara açık (ve dolaysız) bir biçimde ulaştırabilsin; artık bundan sonra Allah (sapmayı) dileyeni sapıklık içinde bırakır, (doğru yolu tutmayı) dileyeni de doğru yola yöneltir, çünkü doğru hüküm ve hikmetle edip-eyleyen en yüce iktidar sahibi O'dur.” ( 14/İbrahim, 4)

“ Eğer bu (ilahî kelâmın) Arapça dışında bir dilde (indirilmiş) bir hitabe olmasını dileseydik, onlar, (şimdi onu reddedenler,) bu defa, "Neden onun mesajları anlaşılır bir şekilde ifade edilmemiş? Hayret! Arapça dışında bir dil(de indirilmiş bir mesaj bu) ve (tebliğ eden de) bir Arap (elçi)?" diyeceklerdi. De ki: "Bu (ilahî kelâm,) iman edenler için bir rehber ve bir şifa kaynağıdır; ona inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir sağırlık var ve bundan dolayı (Kur’an) onlara kapalı, anlaşılmaz gelir: onlar çok uzaklardan seslenilen (insanlar gibi)ler.” (41/Fussilet, 44)

“ Biz onu Arapça bir metin olarak indirdik ki, aklınızı kullanarak belki onu kavrayıp özümsersiniz.” (12/Yusuf,2) -Rabbimiz Arapça indirişinin hikmetini açıklamışken Arapçaya başka hikmetler yüklemek insanları Vahyin yaşanmasından uzaklaştırmak‘tan başka bir şey sağlamaz-
     
“Ha-Mim. DÜŞÜN özünde apaçık olan ve hakikati bütün açıklığıyla ortaya seren bu ilahî kelâmı!” (44/Duhan, 1-2)
        
" Rabbinizden size indirilen Kitaba uyun; ondan başka velilere de uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz.” (7/A'râf, 3)
           
“ (Ey Muhammed!) Sana indirdiğimiz bu kutsal ilahî kelâm(da her şeyi açıkladık ki) insanlar onun mesajı üzerinde iyice düşünsünler ve akıl-iz'ân sahipleri ondan ders alsınlar.” (38/Sad,29)

“ GERÇEK ŞU Kİ, bu Kur’an o dosdoğru olan yolu göstermekte; dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan müminlere, ödüllerinin çok büyük olacağını müjdelemektedir;” (17/İsra, 9)
           " Andolsun ki biz, Kur'an'ı anlaşılması; üzerinde düşünülmesi için kolaylaştırmışızdır. O halde bir düşünen (ibret alan) var mı?" (54/Kamer, 17)
           “ (EY İNSANLAR!) Gerçek şu ki, Biz size, akılda tutmanız gereken her şeyi kapsayan ilahî bir mesaj indirdik: hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?” (21/Enbiya, 10)
 “ (Ey Muhammed!) De ki: "Ben (Allah'ın) elçilerin(in) ilki değilim ve (onların tümü gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyuyorum: çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım". (46/ Ahkaf, 9)
           “ Öyleyse sana vahyedilmiş olan kitabın ayetlerine sımsıkı sarıl: çünkü sen dosdoğru bir yoldasın ve bu (vahiy) şüphesiz senin ve halkın için bir şeref ve itibar (kaynağı) olacaktır: ama zamanı gelince hepiniz ondan (içindeki hükümlere uyup uymadığınıza göre) hesaba çekileceksiniz.” (43/ZUHRUF:43,44)
          " Böyleleri, Allah'ın gözden çıkardığı, (hakikatin sesine karşı) sağırlaştırdığı ve (ışığa karşı) gözlerini körleştirdiği kimselerdir! Öyleyse, onlar bu Kur’an üzerinde hiç düşünmezler mi? Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?” (47/Muhammed, 23-24) 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —