Hamas Cuma günü ABD Başkan0 Donald Trump'ın, soykırımcı İsrail'in Gazze'deki terör saldırılarını sona erdirmeyi de içeren planına yanıt verdi.
Hamas, savaşın sona erdirilmesi, İsrail'in çekilmesi, İsrailli rehinelerin ve Filistinli tutsakların serbest bırakılması, yardım ve kurtarma çabaları ve Filistinlilerin bölgeden tehcirine karşı çıkılması gibi Trump planının bazı önemli kısımlarını kabul etti.
Daha fazla müzakere gerektiğini belirten Hamas, planın bazı kısımlarını ise kabul etmedi.
Hamas, Gazze'deki ölü ve diri İsrailli rehineleri "Trump'ın önerisinde yer alan takas formülüne göre, takasın uygulanması için gerekli saha koşullarıyla birlikte" serbest bırakacağını ifade etti. Grup, daha fazla detayı müzakere etmek üzere ara bulucular aracılığıyla derhal görüşmelere hazır olduğunu söyledi. Trump'ın planında Hamas'ın rehineleri 72 saat içerisinde bırakması gerektiği ifade ediliyordu.
Hamas, savaşın sona erdirilmesi ve İsrail'in bölgeden tamamen çekilmesine ilişkin çerçeveyi kabul ettiğini açıkladı. Hamas'ın açıklamasında İsrail'in çekilmesinin farklı aşamaları belirtilmedi ve İsrail işgalinin reddedildiği ifade edildi. Hamas, Trump'ın planında Gazze'ye yardımın artırılması çağrısı yapılırken Filistinlilerin bölgeden tehciri çağrısında bulunulmamasını memnuniyetle karşıladı. Trump'ın planında Gazze'ye 19 Ocak'ta varılan anlaşmaya uygun miktarlarda yardımın derhal gönderileceği belirtiliyordu. Ayrıca altyapının, hastanelerin ve fırınların rehabilitasyonu ile enkazların kaldırılması ve yolların açılması için gerekli ekipmanların girişini de içeriyordu.
Trump planında "Gazze, teknokratik ve apolitik bir Filistin komitesinin geçici yönetimi altında yönetilecek" deniyor ancak geçiş sürecinde yer alacak herhangi bir Filistinli kişi ya da grubun ismi belirtilmiyordu. Trump'ın planına göre bu kurul, Trump'ın başkanlığını yapacağı ve aralarında eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in de bulunduğu diğer üyelerin de yer alacağı yeni bir uluslararası geçiş organı tarafından denetlenecekti. Hamas, Gazze'nin yönetimini "Filistin ulusal mutabakatına dayanan ve Arap ve İslami destekle desteklenen bağımsızlardan oluşan bir Filistinli kurula" devretmeyi kabul edeceğini söyledi. Ancak burada Trump ve Blair gibi yabancıların varlığına ilişkin bir ifade yer almadı. "Filistin" vurgusu yapılarak, yabancıların bu kurulda varlığı üstü örtülü olarak reddedildi. Ayrıca Hamas, Trump planı kapsamında ABD'nin Arap ortaklarıyla birlikte çalışacağı geçici bir uluslararası gücün Gazze'de konuşlandırılması hakkında yorum yapmadı.
Trump planında Hamas'ın "Gazze'nin yönetiminde doğrudan, dolaylı ya da herhangi bir şekilde rol almamayı kabul edeceği" belirtiliyordu. Hamas verdiği yanıtta grubun kendisini "kapsamlı Filistin ulusal çerçevesinin bir parçası olarak gördüğünü" belirtti ve şu ifadelere yer verdi: "Başkan Trump'ın Gazze Şeridi'nin geleceği ve Filistin halkının doğal haklarına ilişkin önerisinde bahsi geçen diğer hususlar kapsayıcı bir ulusal duruşla bağlantılı olup ilgili uluslararası kanun ve kararlara dayanmaktadır ve Hamas'ın da bir parçası olacağı ve tüm sorumluluğuyla katkıda bulunacağı kapsayıcı bir Filistin ulusal çerçevesi aracılığıyla ele alınacaktır."
Trump'ın önerisindeki "Hamas'ın silahsızlandırılması" ve "Gazze'nin silahtan arındırılması süreci" de bu eksende değerlendirildi. Hamas bu ifadelerden doğrudan bahsetmedi ve bunların Filistinliler arasında görüşülecek konular olduğunu ima etti. Böylece söz konusu öneri de üstü örtülü bir şekilde reddedilmiş oldu. Trump'ın planında "Tüm rehineler iade edildikten sonra, barış içinde bir arada yaşamayı ve silahlarını bırakmayı taahhüt eden Hamas üyelerine af çıkarılacaktır. Gazze'den ayrılmak isteyen Hamas üyelerine kabul eden ülkelere güvenli geçiş imkanı sağlanacaktır." ifadesi yer alıyordu.
Trump'ın planında yer alan bir diğer ifade olan "dinler arası diyalog" konusuna da Hamas açıklamasına yanıt verilmedi. Gruba yakın kaynaklar, Hamas'ın bu gibi önerileri dolaylı olarak reddettiği görüşünde. Planda şu ifadeler yer alıyordu: "Barıştan elde edilebilecek faydaları vurgulayarak Filistinlilerin ve İsraillilerin zihniyetlerini ve söylemlerini değiştirmeye çalışmak amacıyla hoşgörü ve barış içinde bir arada yaşama değerleri temelinde dinler arası bir diyalog süreci oluşturulacaktır."