Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tek tipçi, yasakçı eski eğitim öğretim mantalitesini bir daha geri dönmemek üzere rafa kaldırdıklarını belirterek, “Ancak gerek altyapı gerek içerik konusunda hayata geçirdiğimiz politikalar, belli
"Bizden öncekilerin göstermesi gereken cesaret, dirayet ve kararlığı bizler gösterdik”
İktidara geldikleri dönemden beri eğitim öğretim konusuna büyük önem verdiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece eğitim ya da sadece öğretim demiyor. Biz eğitim öğretimi bütünleştirerek geleceğe yürüyeceğiz. Sadece öğretim ama pratiği yok. Eksik. Teori ile pratiği birleştirerek geleceğe yürümemiz lazım. 2002'de göreve geldiğimizde ülkemizi üzerinde yükselteceğimiz 4 sütunu eğitim, sağlık, adalet, emniyet olarak ifade etmiştik. Bu anlayışla eğitim sistemimizin eksikliklerini gidermek için son 16 yılda büyük adımlar attık. Eğitim öğretim gibi vatandaşın hayatını doğrudan ilgilendiren konularda reformalar imza atmak sadece vizyon değil, aynı zamanda cesaret işidir. Bizden önceki hükümetleri göstermesi gereken cesaret, dirayet, kararlılığı bizler gösterdik. Eğitim öğretim meselesinde ‘böyle gelmiş böyle gider' kolaycılığına kapılmadık" şeklinde konuştu.
"Eğitimde kimi güç odaklarının hışmını üstümüze çekme pahasına köklü reformlar gerçekleştirdik" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle tek tipçi, yasakçı, öğrencinin tekamülü yerine formatlanmasını esas alan eski eğitim öğretim mantalitesini bir dada geri gelmemek üzere rafa kaldırdık. Eğitim öğretim sistemimizi komplekslerinden kurtararak çok daha özgürlükçü, çok daha demokratik, çok daha sorgulayıcı bir yapıla kavuşturduk. Uzun yıllar ihmal edilen eğitim öğretim alt yapısının güçlendirilmesi noktasında ciddi çabalar harcadık. Ancak gerek altyapı gerek içerik konusunda hayata geçirdiğimiz politikalar, belli kesimler tarafından sürekli olarak engellenmek istedi. Fatih Projesi'nden seçmeli derslere, imam hatiplerin orta kısmının açılmasından 4+4+4 sistemine kadar attığımız her adım bir direnç ile karşılaştı. Bu direnç asla milletimizden, öğrencilerimizde, öğretmenlerimizden gelmedi. Daha çok eğitim öğretim konusunu ideolojik çekişmelerinin aracı haline getiren çevrelerde geldi. Eğitim öğretimin millileşmesine, milletin kadim değerleri ile barışmasına karşı en güçlü tepkiyi, eğitim öğretimi tekellerinde gören bu kesimler gösterdi. Bugün de zaman zaman aynı çevrelerin çağ dışı tepkileri ile karşılaşıyoruz. Biz bunlara aldırmadan yolumuza devam kararlılığı ile yürüyoruz."