Bugünlerde hükümete karşı yargı maşasıyla yürütülen operasyonu savunan yayınlar yapan Zaman’ın yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın üç yıl önce yargıçları diktatörlükle suçlayan bir yazı kaleme aldığı ortaya çıktı.
Dumanlı, yazısında yargıdan bir kısım militan kişilerin hakkı hukuku bir kenara iterek kendilerine verilen emri yerine getirdiğini belirterek yargı diktatörlüğüne
Gelinen noktada askeri vesayet gerilese de “militan yargıçların” sadece saf değiştirdiği görülüyor.
İşte Dumanlı’nın o yazısı:
Şu hale bakın; bir taraftan "sivil vesayet"i tartışıyoruz, öbür taraftan da "parti kapatma davası"nın yeniden açılıp açılmayacağını.
Bu nasıl bir sivil vesayetmiş ki her lahza kapatılmakla tehdit edilebiliyor? Bu nasıl bir "sivil dikta" tehlikesiymiş ki başının üzerinde mevhum bir giyotinle dolaşıyor? Bu nasıl bir "tek adam rejimine doğru" gidişmiş ki bir partinin genel başkanı haftanın neredeyse yedi günü medyadan "yüce divan" tehdidi alıyor ve bu tehdit
Aslında "sivil vesayet" tartışması ile AK Parti'nin kapatılacağına dair dedikoduların çıkarılması arasında çok sıkı bir bağ bulunuyor. Sivil vesayet tartışmasını başlatanların amacı buydu demiyorum, zira bu işin başlangıç çizgisinde yargı diktatoryasına kaldırım taşı döşeyeceğine ihtimal vermediğim insanlar var. Ancak mesele, maalesef, bambaşka bir mecraya kaymıştır ve artık göstere göstere suistimal edilecek hale gelmiştir.
Bugün bazıları "sivil diktatörlük"ten bahsederken resmen savcılara suç duyurusunda bulunmanın histerik coşkusuyla hareket ediyor. Yani, "bu partiyi kapat; yoksa sivil vesayet bir kâbus gibi üzerimize çökecek" derken aslında tartışmanın sebeb-i hikmeti (!) maksad-ı nihayeye dönüşüyor. Bir yönüyle ihbarmış gibi sarf edilen sözler ve yazılar, diğer bir yönüyle de "kapatma davası klasörlerine" delil haline getiriliyor.
YARGIÇ DİKTATÖRLÜĞÜ
Hâl böyle olursa bu tartışmaya talihsiz bir
KAPALI KAPILAR ARASINDA EMİRLERE UYARAK
Parti kapatmayı artık tarihe gömmek gerekiyor! Bunu tartışıyor olmak bile çağdışı, ilkel ve utanılacak bir durum. Hangi parti olursa olsun durum budur. Ergenekon davasından dolayı bir partinin lideri
YARGIÇ HEGOMANYASI KABUL EDİLEMEZ
Bu ülke hiçbir diktatörlüğe artık boyun eğmez; eğemez de. Ne askerî darbe yapılabilir ne yargıç hegemonyası kabul edilebilir. Sivillerin demokratik çizgiyi aşmasından korkanlar varsa şuna itimat etmeliler ki bu millet iradesini hiçbir partiye ipotek etmez. Halkın demokratik şuuruna ve seçme zekâsına güvenmeyerek yeni ve kirli yollar arayanlar başka bir diktatörlüğün peşinde. Millet bu gerçeği saniye saniye