Gerçekte Olan: FİTNE, BASKI VE ZULÜM ORTADAN KALKINCAYA ve dini sadece Allah'a ait kılıncaya dek onlarla mücadele edin/savaşın. DÜŞMANLIĞA son verirlerse, elbette Allah yaptıklarınızı görür. (Enfal Suresi, 39)
Ayet bütün olarak okudunduğunda, bir kısım insanın maksatlı olarak olumsuz bir algı oluşturmaya çalıştığı çok açık ve net gözlemlenebiliyor. İyi niyetten yoksun bu kişiler her ne kadar gerçeklerin üstünü örtse de, kurdukları tuzak ayaklarına dolanıyor ve gerçeklerin ortaya çıkışı ile güvenilirliklerini de yitiriyorlar.
Böylelikle ona bir tuzak hazırlamak istediler. Oysa Biz, onları alçaltılmışlar kıldık. (Saffat Suresi, 98)
"Hiç şüphesiz din, Allah Katında İslam'dır." (Ali İmran Suresi, 19) Başka din yoktur. Dolayısıyla din zaten Allah'ındır. O zaman zaten Allah'a ait olan dini, tekrar nasıl Allah'a ait kılabiliriz? Şimdi bu soruya cevap arayalım. Allah bir ayette "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. (Şura Suresi, 13) buyurmuştur.
Yukarıdaki ayeti dikkatli okursanız, tüm elçilere dinin dosdoğru ayakta tutulması, onda ayrılığa düşülmemesi emrediliyor. Dinin dosdoğru ayakta tutulması ve ayrılığa düşülmemesi ne demek?
Allah Ankebut Suresi 51. ayette "Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara YETMİYOR MU?" diye soruyor. Kaf Suresi 45. ayette ise "Benim kesin tehdidimden korkanlara KURAN'LA ÖĞÜT VER" diyor. Bir başka ayette ise "Biz bu Kur'an'da insanlar için HER ÖRNEĞİ gösterdik.." [Rum Suresi, 58] deniyor. Enbiya Suresi 10. ayette "Size (BÜTÜN DURUMLARINIZI KAPSAYAN) zikrinizin içinde bulunduğu bir Kitap indirdik." buyruluyor. Ve son olarak Zuhruf Suresi 44.ayette "Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (Kuran'dan) sorulacaksınız." deniyor. Bu ayetlerde emredilen nedir?
1- Allah kaynak olarak Kuran'ın bize yetmesini istiyor.
2- Allah, Kuran'la öğüt verilmesini istiyor, başka kaynakla değil.
3- Allah Kuran'da her örneğin verildiğini ve yaşam içinde ihtiyacımız olan bütün durumlarımızla ilgili hükümlerin yer aldığını bildiriyor.
4- Allah ahirette sadece Kurandan sorulacağımızı, başka kaynaktan sorgu olmadığını söylüyor.
Tüm bu emirlerin dikkate alınması, dinin Rum Suresi 32. ayetine göre mezheplere bölünmemesi, Kuran'da yeri olmayan rivayetlerin din olarak kabul edilmemesi ve hurafenin dinden temizlenmesi, dinin dosdoğru ayakta tutulması demektir. Ancak yukarıda eklediğim Şura Suresi 13. ayette de görüldüğü gibi, bunun müşriklere zor geldiği söylenir. Çünkü "Ne zaman onlara: "Allah'ın indirdiklerine (Kuran'a) uyun" denilse, onlar: "Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (geleneğe) uyarız" derler. (Peki) Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?" (Bakara Suresi, 170) Peki nedir bu atalarından öğrendikleri ama Kuran'da yeri olmayan şeyler? Bunu çok uzatmadan, en bilinen bir kaç örnekle anlatmak istiyorum.
1- Recm yahudi geleneğidir. İslam'da zinanın hükmü bellidir. Bu recm değildir. Ancak recm, pek çok kişi tarafından İslam'i bir emir zannedilir.
2- Dinden çıkanın öldürülmesi tamamen rivayet kültüründen gelen, Kuran'la bağdaşmayan bir şeydir. "Dinde zorlama (ve baskı) yoktur."(Bakara Suresi, 256) Nisa Suresi 137. ayette iman edip dinden çıkan, sonra tekrar giren ve tekrar çıkan kişilerden bahseder. Bu süreçte öldürülmelerinden bahsetmez.
3- Cihad çaba sarfetmek demektir. Eline silah alıp adam öldürmek demek değildir. İslam'da savaş, saldırı olursa yapılır. Ancak cihad, Msülümanların dini yaymak için yaptıkları savaş zannedilir.
Allah bu hurafeleri İslam'a yerleştiren kişileri, "Dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. "Bu Allah Katındandır" derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler." (Ali İmran Suresi, 78) diyerek ifşa der.
Bu ve benzeri pek çok konu rivayet kültürüyle yerleşmiş ve uygulanmıştır. Allah Kuran dışında hiç bir kaynağın kabul edilmemesini emrettiğine göre, karşılığı Kuran'da olmayan bu hurafelerin dinden temizlenmesi gerekir. Çünkü bu uygulamalar fitne ve zulüm ortamının oluşmasına sebep olur.
Şimdi konumuz olan ayeti tekrar okuyalım: FİTNE, BASKI VE ZULÜM ORTADAN KALKINCAYA ve dini sadece Allah'a ait kılıncaya dek onlarla mücadele edin/savaşın. DÜŞMANLIĞA son verirlerse, elbette Allah yaptıklarınızı görür. (Enfal Suresi, 39)
Fitne, baskı ve zulme neden müşriklerin bu uygulamaları son bulup, din Allah'ın indirdiği gibi özüne dönünceye kadar onlarla mücadele edin diyor Allah. Sonuç olarak mezheplerden, hurafelerden temizlenen din, artık Allah'ın dinidir.
Bu ayetin başını ve sonunu görmezden gelenlere soruyorum: Ayetin sonunda "düşmanığa son verirlerse" deniyor. Demek ki fitne çıkarıp düşmanlık eden birileri var. Bu fitne ve düşmanlığın ortadan kalkması için mücadele edenleri eleştirmek yerine, neden bizzat fitneye sebep olan ve düşmanlık edenleri eleştirmiyorsunuz?
Sonra da Allah cehennemi neden yaratmış diye soruyorsunuz...
Bir topluluğa olan kininiz, sizi adaletten alıkoymasın. Adalet yapın. O, takvaya daha yakındır. Allah'tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberi olandır. (Maide Suresi, 8)
buca escort