“BU PAKET İLE BU SÜREÇ YÜRÜMEZ“

7 Haziran seçimleri öncesi Van'a bir sıra ziyaretlerde bulunmak üzere gelen Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı İlhan İlbay, gazetemize konuştu. Ülkenin genel sorunlarından Van'ın yerel sorunlarına kadar önemli açıklamalarda bulunan İlbay, 7 Haziran seçimleri öncesi ezilen, ötekileştirilen, sömürülen tüm halkları birlikte ortak hareket etmeye davet etti.

"ORTAK MÜCADELEYİ ÖNEMSİYORUZ"
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile birlikte bir ittifak yaptıklarını belirten İlbay, "HDP çatısı altında seçimlere gireceğiz. 7 Haziran seçimleri emek ve demokrasi güçleri bakımından ve Kürt halkı ile ezilen bütün kesimler açısından son derece önemlidir. Bu bakımdan bizim için bu seçimler tarihi önemdedir. Güçlü bir ittifak ile bu seçimlere girmeliyiz. Bugün bu ittifak dışında kalan bütün kesimler bu seçimlerde ortak hareket etmelidir. Partimizden de adaylar olacak. Ama biz bunu çok önemsemiyoruz. Tek adam diktatörlüğüne giden bir süreçte ortak mücadele etmek bizim için önemlidir. Güçlü ittifaklarla girdiğimiz bu seçimlerde halkımızın mücadelesi ile barajı yıkacağız. Bu baraj ezilenlerin, işçilerin ve en önemlisi de Kürtlerin örgütlenmemesi ve meclise girmemesi için getirildi. Ancak artık HDP'nin barajı çok rahat geçebileceğini görüyorlar. Bundan korktukları için psikolojik bir savaş yürütmeye başladılar"dedi.

"ÖDP TUTUMUNU GÖZDEN GEÇİRMELİ"
Özgürlük Dayanışma Partisi'nin (ÖDP) tutumunu doğru bulmadıklarını ifade eden İlbay, "Yaptıkları açıklamalar ve geldikleri nokta kafa karıştırmaktan başka hiçbir şey değildir. CHP ve HDP'ye yapılan atıflar işte bilmem "sokakta desteklerim, seçimde desteklemem" gibi yaklaşımlar doğru değildir. Biz zaten sokakta yan yanayız. Bunun önünde bir engel yok. Bu ittifakın içinde olmamak AKP'ye yarar. ÖDP'li arkadaşlarımızın tutumlarını gözden geçirip bu ittifaka dahil olmalarını ümit ediyoruz"diye belirtti.

"BU PAKET İLE BU SÜREÇ YÜRÜMEZ"
Çözüm sürecini de gazetemize değerlendiren İlbay, şunları söyledi:
"Türkiye'de devlet yetkilileri ile PKK arasında uzun bir görüşme tarihi vardır. Bu görüşmeler her hükümet döneminde farklı şekillerde gerçekleşmiştir. Bunu son birkaç yıldır daha fazla görebiliyoruz. Son görüşmede ise, taraflar ilk kez bir masa etrafında bir araya gelerek ortak bir açıklama yaptı. Bu tarihi ve önemlidir. Yapılan açıklama her iki taraftan farklı yorumlanmaktadır. AKP'yi bu masaya oturtan zorunluluklardır. Bu nedenle müzakere sürecinin bir mücadele süreci olması gerektiğini savunuyoruz. Hükümet açısından değerlendirdiğimizde bu süreçten umutlu değiliz. Hükümet sadece bu sorunu konuşmaya çalışıyor ve hiçbir somut adım atmıyor. İnsanlar nedensiz eline silah alıp çıkmadı dağlara. Hükümetin uygulamalarında hiçbir değişiklik olmadı. Halkımızın en ufak bir talebi de hala kabul görmüş değildir. Cezaevlerindeki hasta tutsaklar ile ilgili bile hiçbir gelişme yok. Hükümetin demokrasi konusunda tutumu bile değişmemiş. 'İç Güvenlik' paketi de bunun göstergesidir. Bu paket ile bir çözüm ortaya çıkamaz. R. Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti geleceğini güvenceye almak için bu paketi çıkarmaya çalışıyorlar. Her türlü muhalif görüşü ve örgütlemeyi bastırmak için ortaya çıkarılmış bir pakettir. Bu paket ile bu süreç yürümez. Bu paketin geri çekilip ya da değiştirilmesi şart. Bir kısmının bile değil tümünün çöpe atılması gerekir."

"AKP'NİN HALKA SÖYLEYECEĞİ BİR ŞEYİ YOK"
İlbay, "AKP bu seçimlerde ciddi bir düşüş yaşayacaktır. Ancak şimdiden alacağı oyu kestirmek çok zor. Ancak AKP'nin halka söyleyeceği bir şeyi yok. AKP'nin seçim faaliyetlerini R. Tayyip Erdoğan yürütüyor. Birçok iş yerlerinde işçiler işten çıkarıldı. Gençler katledildi. Dış politika iflas etmiş durumda. IŞİD'i destekleyen bir ruh ortada. Kürt sorunu ve demokrasi açısından da bir açmaz var. AKP her açıdan ciddi bir bataklık içindedir. AKP kendi içerisinde de ciddi sıkıntılar yaşamaya başladı" ifadelerini kullandı.

"KOBANİ'DE BİR DEVRİM YAŞANDI"
Kobani sürecini çok önemsediklerini vurgulayan İlbay, "Kobani'de bir devrim yaşandı. Kobani ve Rojava'da yaşananlar Ortadoğu'da ilk kez farklı bir yolu ortaya çıkardı. Kobani ve Rojava'da yaşayan halklar emperyalist güçlere ve iç gericilere yaslanmadan bir mücadele yürüttü. Bu bakımdan farklı halkların ve inançların bir arada olduğu ortak bir mücadele ve ortak bir anayasa ile bir arada yaşayabileceğini gösterdi. Bağımsız bir tutum ortaya konuldu. Bu hem dünya hem de Ortadoğu için önemli bir gelişmedir. Bütün dünyada ilgi ile izlenmeye başlandı. Kobani sürecini çok önemsiyoruz" diye konuştu.

"DEVLET, VAN'A SAHİP ÇIKMADI"
Van'ın sorunları ile ilgilide açıklamalarda bulunan İlbay, son olarak şunları kaydetti:
"Van işsizliğin ve yoksulluğun yüksek olduğu bir kent. Depremden sonra Van'da işsizlik ve yoksulluk gibi sıkıntılar da arttı. Devlet bu konuda hiçbir şey yapmadı. İstihdam alanları yaratılmadı. Depremin yarattığı yıkıcı etkilerden dolayı şuan Van'ın ekonomisi bir çıkmaza girmiş durumda. Son dönemlerdeki İŞ-KUR eylemcilerinin mücadelesine bakıldığı zaman Van'da işsizliği net bir şekilde görebiliriz. Van'da üretimin olmadığını görüyoruz. Bu Van'ın ya da Vanlının suçu değil. Van'ı yöneten devletin suçudur. TOKİ Türkiye'nin başına açılmış en büyük beladır. Deprem mağdurları ve yoksullar için yapılan TOKİ konutları hem mimari hem de satıldığı fiyat bakımından tam bir fiyasko. Halkın çıkarları için yapılan konutlar değildir. Deprem mağduru bir kente bunlar ücretsiz verilmeliydi. Hükümet inşaat sektörünü canlı tutmak ve birtakım müttehitlerin burada nemalanmalarını sağlamak için yaptı. TOKİ meselesi tamamen ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle 7 Haziran seçimlerinde tüm halkları birlikte ortak hareket etmeye davet ediyorum. Demokratik mücadeleyi büyütmek adına bu mücadeleyi ilerletmeye çağırıyoruz."