OYNATMIŞIN AZ KALDISI OLMAZ...

Van Siyaseti Haber Sitesi Yazarlarımızdan Mehmet Bilici sizlere sunduğumuz yazısında Van'ın eğitim ve öğretim sıralamasındaki yerini konu aldı. Bilici, "OYNATMIŞIN AZ KALDISI OLMAZ..." adlı makalesinde eğitime dair tespitleri

EĞİTİM 18.07.2019 00:03:43 0
OYNATMIŞIN AZ KALDISI OLMAZ...
Tarih: 01.01.0001 00:00

                           

                                       OYNATMIŞIN AZ KALDISI OLMAZ...

   Kıymetli gazeteci dostum Baki Karaca bu haftaki yazısında “Oynatmaya az kaldı “ diye bir başlık atmış. Tabi başlığa bakınca herkesin aklına her şey gelmiştir. Sanırım bahse konu olan EĞITIM hiç kimsenin aklına gelmemiştir. Eski bir eğitimci olarak makaleyi okuyunca ne kadar haklı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim...

   Maalesef yine eğitim öğretim sıralamasında yerlerdeyiz. Bu husustaki liderliğimizi kimselere kaptıracak gibide görünmüyoruz. Lâkin o denli kanıksadık ki mevcut durumumuzu , sebep sonuç ilişkisinde her hangi bir çaba içinde de değiliz. Ne olmuş yani son sıralardaysak çocuklar aptal kalın kafalı beceriksiz. Yetkililer sorumlular amuda mı kalksın.  Kafalarını ayırıp içine zorla beyin mi soksun diyecek kadar pişkin rehavet içinde olanlar artık bu halka ve bu halkın çocuklarına hesap vermeli. Bizim çocuklarımız diğer kentlerin çocuklarından dezavantajlı olabilirler. Ama kesinlikle zeka ve beceri konusunda onlardan geri değiller. Uzun yıllar bu kentte öğretmenlik ve eğitim yöneticiliği yaptım. En son Van ‘ın  en eski en köklü benimde mezun olduğum Cumhuriyet İÖO da 10 yıl müdürlük yaptım. Bizim mezun ettiğimiz öğrencilerin büyük çoğunluğu Türkiye deki İyi Üniversitelerden mezun olarak hayata atıldılar. Bir çoğuyla iletişimimiz devam etmektedir. Onları o güzel makamlarda görünce mutlu olmamak mümkün değildir. M.Kemal Atatürk ‘ün  şu sözü çok manidardır. “Ürettiği eserin üzerinde imzası olmayan yegane sanatkar öğretmendir “..

    Evet dostlar bu kentte doğup büyümüş muhtemelen bu kentte ölecek eğitimci bir kardeşiniz olarak gözlemlediğim eğitim öğretim sıralamasındaki yerimizle ilgili tespitlerim ;

   1.Bizler elhamdülillah müslümanız .Dinimiz  işin ehline verilmesini emreder. Eğitim kurumlarının başına atananlar EHLIYET,LIYAKAT,TEMSILIYET hususlarındaki yeterliliklerine bakılmak yerine partisine sendikasına aşiretine bakılarak yapılmaktadır. Performans değerlendirmesi düşük bulunup müdürlük ataması yapılmayan bir çok idarecinin komisyonlar tarafından tanımadığına tanık olduk bu kentte. Daha öncesinden bu şehirde kaymakamlık yapan Sn. Valimizin bu komisyonlara müdahil olmasını arz ediyoruz. Sendika parti ve milli eğitim müdürlüğü nün kapalı kapılar arkasında listeleri düzenleyip komisyonların ellerine tutuşturmalarını istemiyoruz.

   2.Ben 30 yaşında Cumhuriyet IÖO na müdür olarak atandım. Nasıl oldu bu iş? Yapılan müdürlük sınavında ildeki en yüksek puanı aldığım için atandım. Sınavda yüksek puan alan kendini yetiştirmiş idareci adayları mülakatlar sonucunda elenmemeli. Adil olunmalı ki kendini dahi idare edemeyenler gelip okulları fitne yuvasına çevirmesin. Öğretmenini motive eden öğrencilerini anlayan, velileri ile sürekli iletişim içinde olan liderlere bu şans verilmeli ki sorunlar yerinde çözülsün.

   3.İl Milli Eğitim Müdürü atamaları her zaman bu kentte kangren olmuştur. Neden mi? Çünkü dönemin vekilleri il başkanları kendilerine yakın olacak biat edecek kişiler üzerinde kavgalar etmişlerdir. Kimse en iyisini getirelim çabası içinde olmamıştır. El pençe olmayan türlü vaatlerde bulunmayan dik duruşlu liderlerin hiç bir siyasi yüzüne bile bakmamıştır. Sonuç olarak kendi aralarında uzlaşamayan bu erkler  hiç birimizin dediği olmasın Ankara kimi isterse onu göndersin şeklinde çözümlerle uzlaşmışlardır. Aslında gönül isterdi ki bu siyasiler kavgalarını adamcılık üzerine değil de atanacak insanların geçmiş başarı referansları üzerine  yapmış olsalardı.

   4.Bu kente yapılan öğretmen atamaları hep yeni mezunlar olmuştur. Batıda doğup büyümüş adaptasyon sorunu yaşayan öğretmenlerimiz maalesef başarısızlığın bir başka sebebi. Ataması yapıldıktan sonra şehre gelen genç öğretmen kardeşimiz biran önce tayin  yaptırıp gitmek için efor harcamaya başlıyor. Evlilik, sağlık, eğitim, gibi mazeretlerle tayin yaptırıp gidebilmenin yollarını ararken aslı görev ve sorumluluğunu hep ikinci plana itmiştir. Hal böyle olunca ne de olsa gideceğim diyerek uzun vadeli planlar yapmamaktadırlar. Bununda faturası ne yazık ki geleceğimizin teminatı olan evlatlarımıza kesilmekte..

   5. Toplam kalite anlayışında başarının sağlanabilmesi için iç ve dış tedarikçilerin sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir.  Okulun müdürü öğretmeni hizmetlisi kadar; Velisi, servisçisi bakkalı, kırtasiyecisi de sorumluluklarını yerine getirmeli. Okul idaresinin öğretmenlerin yanında olmalı. Onları kamçılayıp motive etmeli. Sorunun değil  çözümün parçası olmalı.

   6. Derslik başına düşen öğrenci sayısının 20-30 arası olması için gerekli çalışmalar yapılmalı.

Malûm mevcut öğrenci sayısının fazla olması öğretmenin başarısını olumsuz etkiler.

   7.Önce ki yıllarda olduğu gibi başarı seviyesi düşük olan illere deneyimli öğretmenlerin gelip uzun süre kalabilmeleri için ek bir ücret ödenmeli.

   8.Belediyeler okulların altyapı ve fizikî sorunlarını çözme hususunda daha hassas olmalılar. Emniyet yetkilileri okul çevresinde öğrencileri çeldirip okuldan soğutanlara karşı daha etkili önlemler almalıdırlar. Kentin zenginleri muhtaç çocukları sahiplenip burs konusunda birbirleriyle yarışmalılar.

   Sonuç olarak şunu belirtmekte fayda görüyorum kıymetli dostlar. İmalattan kaynaklı her türlü defolu ürünü imha edip ondan kurtulabilirsiniz . Lâkin defolu bir eğitim alan çocuklarımız ve onlardan oluşacak yeni nesillerle birlikte yaşamak zorundayız. Öyleyse bu konudaki sloganımız şu olsun mu?  “GÜZEL VE MUREFFEH YARINLAR İÇİN EĞITIM ŞART “...