Sihri bozan Erdoğanın şüphesiz en önemli sözü 'Dünya beşten büyüktür' sözü oldu. Bu sözü zalimlere karşı, halkları sömürmelerine, girdikleri yerlerde kan gözyaşı akıtmalarına rağmen, kimse şimdiye kadar söyleyememişti!.
Hem de beş zalim devletin hegemonyasında olan BM'de!..
Dünya liderleri içerisinde fizik dilini en iyi kullanan lider olması hesabıyla da mimiklerine kadar, ayak ayaküstüne atışından, yürüyüşüne, dünyaya meydan okuyanların yanaklarını okşayışına kadar her toplantıda dünya medyası başta olmak üzere liderleri ve bu liderlerin halkları acaba Erdoğan ne söyleyecek nasıl davranacak diye bekleten başka bir lider yoktur.
Dolayısıyla halklarına öncülük eden etmekte olan herkesin lider olduğu olabildiği siyasal hareketlerin başarı şansları çok uzun sürmez. Uzun sürmediği gibi bıkkınlık verdiğine de şahit olursunuz. Ancak aynı siyasal harekete liderlik yapan birinin önderlik etmesi topluma heyecan veriyor yeniliyor toplumsal yönelişi, eklektikleştiriyor taraf olanlarla olmayanları…
İşte bu tür davranış ve sözleriyle dünya devlerinin sihrini de bozdu, bozguna uğrattı, cumhurbaşkanımız Erdoğan. Son olarak Obama'nın Çin'de içine düştüğü haller ve Erdoğana söylediği sözün karşılığında yaşadığı şaşkınlık.
“Münbiç’teki PYD’liler çekildi, sadece Suriye Demokratik Güçleri adlı yapının Arap unsurları kaldı” diyen Obama’ya kem küm etmek yerine “PYD çekildiğine göre Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri Münbiç’e çatışmasız girecek demektir.” İşte bütün mesele bu devin üzerindeki yorganı kaldırabilme cesaretini aklını ferasetini gösterebilmektedir. Bu sağlanıldıktan sonra gerçekten de dünyanın beşten büyük olduğu kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
'Zalimleri dev gibi gösterildiği dönemler artık Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından rafa kaldırıldı. Zamanın birinde, huzur ve sükûn adası olan devler ülkesinde, gücünü zorbalığından ve hilesinden alan bir kabadayı dev peyda olmuş.
Küstah mı küstah, hilebaz mı hilebazmış. (ABD; BM ve AB ülkeleri gibi)
Gücünün yettiğini zulmedere, yetmediğini de hileyle alt edermiş.
Cesaret, gücü, adaletiyle şöhret bulmuş olan devler ülkesi reisi, bu küstah devi cezalandırma vaktinin geldiğini düşünerek yola koyulmuş.
Küstahlık yapan dev, her ne kadar dayılansa da, büyük dev’e karşı koyacak ne gücü varmış, ne de cesareti. Olanca küstahlığına rağmen, ölüm telaşına düşmüş ve korkudan titremeye başlamış. Büyük dev’e karşı koyacak gücünün olmadığını en iyi bilen kendisiymiş.
Bir kurtuluş yolu, bir tedbir düşünürken, eşi onu kaçınılmaz sondan kurtaracak bir yol bulduğunu söylemiş. Ecel terleri döken küstah dev, naçar eşinin planına uymuş. Eşi, onu yatağa yatırmış üstüne de bir yorgan örtmüş fakat sadece ayaklarını açıkta bırakmış.
Bu arada, kendisine serkeşlik yapan haddini bilmezin yerini öğrenen büyük dev, gökler gibi gürleyerek kabadayının inine inmiş ve “nere de o!” diye haykırmış. Küstah devin eşi, olanca soğukkanlılığını takınarak elini dudaklarına götürmüş ve yatağı işaret ederek “SUS!.. Çocuk uyuyor!” demiş.
İşte o anda ve orada, o ana kadar özgüveni hakkında hiçbir kuşkusu olmayan, gücü kuvveti, celadet ve haşmeti, ikbal ve izzeti herkeste korkuya karşılık saygı hissi uyandıran büyük devin gözleri, yorganın alt ucundan görünen ayaklara takılmış. “o da nesi!...”
Bu ayaklar neredeyse kendisininki kadar büyük ayaklarmış. O anda zihninden “eğer çocuğu bu kadarsa, kim bilir babası ne kadardır.” Diye geçirmiş ve ilk defa içine bir ürperti düşmüş. Özgüvenini kaybedip, tüm planları suya düşmüş. Vücut kimyası bozulup içinde duyduğu korku yüzüne yansımış. Cesaretini ve özgüvenini yitirdiği için ne elini kaldırabilmiş, ne de bir adım atabilmiş. Gerisin geri dönüp adeta kaçarcasına orayı terk etmiş.'
Bu davranışı onu sadece cesaretinden ve onurundan değil, aynı zamanda iktidarından ve saygınlığından da etmiş. Oysa o devin yapacağı tek şey bardı yorganı kaldırmak. Yorganı kaldırmış olsaydı kendisine oynana oyunu görmüş olacak ve büyüyü bozmuş olacaktı. Dev bir anda özgüvenini unutup bilincini bilmediği bir olaya yönlendirdiğinden kendisini korku ve daha sonra da her şeyini kaybetmesine sebep olmuş.
Dünya beşten büyüktür deme cesaretini yüzlerine karşı söyleyen lider/önder olabilmeyi başaran biri olarak daha çok sihirler bozacak olan Erdoğan emperyalistlerin daha çok sihirlerini bozacak ve dünya mazlumlarının sesi olmaya devam edecektir. 'İnşallah'
Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.