Abdulhalim Almalı

Tarih: 06.01.2016 18:04

İŞE YARARLILIK FİLTRESİ!.

Facebook Twitter Linked-in

 İŞE YARARLILIK FİLTRESİ!.

Bu gün köşemde basın camiasında şu veya bu şekilde görev alan arkadaşlarıma seslenmek içimden geldi. Değerlendirmek istedim bizi hepimizi.

Basın bilindiği üzere toplumun sesidir, gözüdür ve kulağıdır, toplumu gelişmelerden haberdar eder, bilgilendirir. Mesleğine sadık kalarak haber yorum yapanlar yönlendirmeden ziyade haberdar etmeyi tercih ederler.

Haber toplayan haberci, yorum yapan yorumcu, köşe yazan yazar söylediklerini söylemeleri gerekirken söylemediklerinin, yaptıklarının ve yapmaları gerekirken yapmadıklarının sorumluluğunun farkında olarak görevini icra etmezlerse toplum gerilmiş olur.

Hiçbir insan tarafsız değildir, vardır mutlaka her insanın tarafı. Ancak haberi yaparken taraf veya taraftarlığını bir kenara bırakarak yapmalı. Yönlendirmeden ziyade bilgilendirme ve aydınlatmak için köşe yazısı yazanlar yazdıklarını söylediklerinin toplumda ne gibi bir iz bırakacağını çok iyi analiz etmeliler. Aksi halde hem kendi meslektaşları hem de halka ihanet etmiş olurlar ki, bu durum tuzun kokması gibi bir şey olur ki, toplum açısından asıl felaket o olur.

Kimi aydınlar ve köşe yazarları toplumu bilgilendirmek,  sorunları tespitte ve çözümlerde toplumun sesi ve kulağı olmak için düşünce ve fikirler belirtirler, belirtilen bu fikir ve düşünceler toplumdaki sosyal siyasal ve davranışsal aklı belirler.

Bizler için esas olan şey, kötülük ve şer nerede varsa ona karşı olmak, kimseyi karalamadan, iftira atmadan olayları olduğu gibi ele alıp varsa doğrularından istifade etmek, kötülerini almak, doğrularla beraber olmaktır.

Aynı meslekten olan arkadaşlar arasında ayrılıkların farklılıkların olmasından daha doğal hiçbir şey yoktur. Burada önemli olan bu farklılıkları düşünceleri silaha dönüştürmeden kullanabilmektir.

Unutmamalıyız ki, yapılan her haber, söylenilen her sözün mutlaka filtreden geçirilmesi lazım. Şöyle söyledi, bunu yazdı, benim için yazmış, falancayla kahvaltıda bulunmuş, falandan reklam almış vs. gibi basit söz ve eylemlerin hiçbirimize bir faydasının olmadığını bilmemiz lazım.

Aynı meslekten olup fakat mesleki olgunluğa ermemiş olanların varlığını normal görüp unutmamak lazım. Aktarılan sözün, sözü aktaranın, aktardığı sözün, aktardığı kişinin hâsılı tüm söylenilenlerin filtresini iyi yapmak lazım!. Bu konuda örnek olacak bir anekdotu burada aktarma istiyorum.

Bu konuda ünlü filozoflarından Sokrat, kendisine iletilen bir haberden dolayı haberi getireni bir teste tabi tutar ve adına da üçlü filtre der. Bir gün bir tanıdığı büyük filozofa rastlar ve der ki arkadaşınla ilgili ne duyduğumu biliyor musun?

Bir dakika bekle der Sokrat. Bana bir şey söylemeden önce bir süre durup ne söyleyeceğini filtre etmek iyi bir fikir olabilir.

1. Filtre: Gerçek filtresi, 'bana birazdan söyleyeceğin şeyin tam anlamıyla gerçek olduğundan emin misin?' Hayır der adam, 'bunu sadece duydum.' Sokrat tamam der, 'sen bunun gerçekten doğru olup olmadığını bilmiyorsun.'

Şimdi ikinci filtreyi deneyelim; iyilik filtresi. 'Arkadaşım hakkında bana söylemek üzere olduğun şey iyi bir şey mi?' Adam, 'hayır, hayır tam tersi…' Öyleyse diye devam eder Sokrat, 'onun hakkında bana kötü bir şey söylemek istiyorsun ve bunun doğru olduğundan emin değilsin; fakat yine de testi geçebilirsin,'

Çünkü geriye bir filtre daha kaldı: İşe yararlılık filtresi. 'Bana arkadaşım hakkında söyleyeceğin şey benim işime yarar mı?' Ve adam 'hayır gerçekten değil.' İyi diye tamamlar Sokrat, 'eğer bana söyleyeceğin şey doğru değilse, iyi değilse, faydalı değilse bana niye söyleyesin ki?'

Bu işe yararlılık filtresinden hareketle aktarılanları, söylenilenleri, iyi analiz ederek yazıp çizelim. Aksi halde yazılanların söylenilenlerin büyük vebal oluşturduğunu unutmayalım. Bir insan bir konu hakkında bilgisi olmadan yalan yanlış bilgilerle bir olayı aydınlatmaya çalışırsa, komik duruma düştüğünü düşeceğini unutmayalım.

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle. 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —