VAN ÜZERİNDE GİZLİ OYUNLAR MI OYNANIYOR?
Hem ülke hem de Van gündemi çok yoğun ve hızla değişiyor. Yeni sıcak gelişmeler yaşanıyor. Bu gelişmelerin hangi komplo ve oyun kuralsızlığı içinde yaşandığını takip ederken, ikinci, üçüncü ve ard arda yaşananları izlemek görmek de zorlaşıyor, takip edenler için. Ve bu yoğunluk bilgi kirliliği ile birlikte laf kalabalığını da beraberinde getiriyor.
Önce insanlığın utanç tablosu olan Suriye de vahşetin, işkencenin, zulmün her türlüsünün yaşandığını aklı başında vicdan sahipleri zaten biliyordu. Ama görüntülerin ortaya çıkması, sözde duyarlı görünen kesimleri içten rahatsız etmiş olmasını diliyorum. Esed’in yeryüzünde başta Müslümanlar olmak üzere, insanlığın içine fitne olup yağması, inananları birbirine düşürmesi, aklı başında herkesin düşünmesi gereken bir gerçek olması lazım.
Öyle ki herkesin başını öne eğip düşünmesi kaçınılmaz duruyor. Bir şeytan nasıl bir kıvılcımla içimize girip bizleri dağıttı ve dağıtmaya devam ediyor diye sorgulamak her insanın idrak etmesi gereken bir konudur. Hadi herkes bir fitneyle tarumar olduğunun hesabını Allaha nasıl hesabını vereceğini bir düşünsün. Aynı zamanda yanı başımızdaki Uludere katliamını da gündemden düşürmemek her bir Müslüman için mukayese yapmaksızın, vebal ve sorumluluktur. Bu vahşeti siyasallaştırmadan hayatını kaybeden her insanın canının bizim canımız olduğunu bir görev olarak addetmemiz her inananın imanının gereği olmalıdır.
ALLAHIN LANETİ ESED’İN VE ESED’CİLERİN ÜZERİNE OLSUN. Diyor yereldeki Van gündemine geçiyorum.
Ülkeyi sarsan 17 Aralık operasyonunun artçıları ne yazık ki ilimiz Van’ı da kuşatmış durumda. Türkiye deki klasik ifadeyle yine birileri düğmeye bastı. Bölge için sosyal, siyasal, ekonomik ve birçok ama çok önem arz eden ilimiz Van son 15 gündür ülke ve kimi zaman dünya gündeminde yine olumsuzlukları ile yer buldu.
Ben Van’ın başına, iç ve dış kaynaklı oyunların oynandığını düşünüyorum. Çevre illerin de bir türlü etkilenmesi hesaba katılarak yapıldığı kanısındayım. Geçen hafta ilimizde yaşanan El kaide operasyonu ile bir taş ile birçok iş yapma girişimi olduğunu düşünüyorum. Hem İHH’nın içinde El kaide mensupları var mesajını vererek uluslar arası arenada İHH’yı terörist ilan etmek, kamuoyunda itibarsızlaştırmak ve derin yapıların oluşturtacağı bir derneği İHH’nın yerine uluslar arası alana yerleştirme projesi olduğunu düşünüyorum. Diğer bir düşüncem ise göz altıların usul ve yöntem olarak onur kırıcı bir şekilde yapılıyor olması.
Daha önce Van belediye başkanı Sayın Bekir Kaya’nın KCK operasyonun da içeri alınmasında, usul ve yöntemi eleştirmiş, bu insanların bir telefon ile çağrılmalarının daha uygun bir yaklaşım olacağını belirtmiştim. Ve kaya ile ilgili ortaya atılan iddiaların görüntülerin asılsız olduğu ortaya çıkmıştı. Yani senaryo aynı dönüp dolaşıp aynı şeyleri yaşıyor görüyoruz. Sadece aktörler, figüranlar değişiyor. Her gün halkın içinde ve bu şehirde yaşayan insanları, bir anda çeşitli baskınlar ile evlerinden alınması, usul ve yöntem olarak gelişmemiş ülkelerde toplumlarda yaşanır.
Tabi ben bunun aynı zamanda bir komplo son günlerin ifadesiyle kumpas olduğunu düşünüyorum. Bu operasyon da AK parti büyükşehir belediye başkan adayı Sayın Osman Nuri Gülaçar’ın evinin aranması, isminin geçmesi tamamen bir oyunun gerçeğe dönüşmesidir. Nedeni ise daha önce bazı alçak ve çakallar tarafından iftira atılarak içeri atılan ve sonra suçsuz görünerek serbest bırakılan Sayın Gülaçar’ın, isminin bu operasyonda geçmesinin nedeni, bana göre seçimler öncesi AK partiye vurulmak istenen darbedir Gülaçar’ın kazanmaması için bir komplodur. Halkın önünde alın işte AK partinin adayı şöyle biridir diyerek karalama istemidir. Tutar mı tutmaz mı bunu seçim sonrasında göreceğiz. Yıllardır bu bölgenin insanlarını alçakça iftiralarla karalayarak nasıl yaralar açtılar, sistemin jurnalcileri iyi bilir bizim insanımız.
Ama bu ülkenin bir vatandaşı olarak herkes gibi benimde bilgi edinme hakkımın olduğunu düşünüyorum ve soruyorum bu operasyonu yapanlara. El kaide operasyonu adı altında içeri aldığınız insanların suçları nedir kamuoyu önünde basınla paylaşır mısınız delilleri ile. Gülaçar’ın evinde arama yapmanın nedeni ne olabilir halk merak ediyor bunu açıklamalısınız. Evinde arama yaptığınız adam bir milyonun üzerinde nüfusu olan bir ili yönetmeye talip, dikkatinizi çekerim. İşte bu soruların cevabı çok önemlidir. Çünkü Gülaçar Sayın başbakanın adayıdır baba yadigârıdır. 17 Aralık dost modern darbenin Van ayağı ile harcanmaya yok edilmeye çalışılmaktadır. O polisler neden görevden alındı ve bazılarının yeri değiştirildi. Ha keza savcı hâkimlerin durumu. Bu soruların cevabı çok şeylerin aydınlanmasına neden olacaktır. Yani Sayın Gülaçar bir oyuna bir tuzağa kurban edilmek istenmektedir. Kazananı kim olacak bu kirli ve tehlikeli oyunun, inşallah kaybeden ülke ve insanı olmaz, kurulan tezgâh erken bozulur.
Ama bu oyunun baş aktörleri ile figüranları ve taşeronlarının sonunun hiç de iyi olmayacağı kesin.
Bir diğer konu ise AK parti adayı ile teşkilatının seçim çalışmaları için gezerken uğradıkları çirkin saldırı meselesi. Ve sonra yine Sayın Gülaçar’ın evine ses bombasının atılması olayı. Ve bu olaylar sonrası BDP İl Başkan Yardımcısı Atilla Kumli’nin, basına yaptığı açıklamada, Bu bölgede AKP istenmiyor. AKP buradan bence artık çekilmelidir İfadesi, oldukça talihsiz ayrıştırıcı ötekileştirici bir açıklamadır. Yani başkasına yaşam hakkı tanımamaktır. Geçmişte BDP lilere aynı bunlar yaşatıldı. Evet, kabul edersiniz yâda etmezsiniz seversiniz yâda sevmezsiniz. Bir gerçeği herkesin kabul etmesi lazım bu ilde BDP ile birlik de birçok parti bulunmaktadır ve BDP’nin en büyük rakibi bölgede AK partidir.
Her parti her aday çıkıp her yere gitmelidir yapacaklarını anlatmalıdır. Kabul edilirse halk inanırsa oyunu verecek kimi arzu ederse o kazanacak. Ama bu çalışmalar yapılırken baskı şiddet güç kullanmak çok çirkin çok yakışıksız olur. Van’da Sayın Gülaçar’a yapılan da buydu.
Eğer Van halkına kim hizmet etmişse karşılığını bulacaktır. Bazen rastlıyorum adaylar halkı esnafı dolaşıyor çok güzel görüntüler ortaya çıkıyor. Halk beklentilerini anlatıyor sorular soruyor, güzel dilekler ortaya konuluyor. Hiç gerek yok şiddete. Partilerin aklıselim insanları ortaya çıkıp yapılanın yanlış olduğunu, bu tür şiddet olaylarının hiç kimseye fayda sağlamayacağını anlatması lazım. Özellikle belediye başkanı Sayın Kaya’nın sağduyu çağrısı yapması gerek. Bence BDP li lerin AK parti antipatisi çok da doğru değil.
Başbakan Sayın Erdoğan’a karşı gösterilen tutum çok yanlış. Eğer Sayın Erdoğan bu ülkenin başından giderse, Kürt sorununu çözecek kimseyi bulamazsınız. Geçmişi hatırlayıp gerçekleri anlamaya çalışalım. Artık 100 yıl geçse Kürt sorunu çözülemez. Aklı başında BDP lilerin de böyle düşündüğünü biliyorum. Yine dönem dönem olduğu gibi ilimizin başına bir takım oyunlar oynanıyor. İleriki süreçte belki daha büyük oyunlar oynanacak, sanki bir yerlerden emirler veriliyor yâda alınıyor gibi. Sakın oyuna gelmeyelim kaybeden yine bölge insanı olacak haberiniz ola.
Kısaca Van halkı kimi kendisine layık görüyorsa oyunu ona verecek. Kaybeden kazananı kutlamalı, kazananın Van olmasını istiyorsanız medeni koşullarda yarışı tercih etmelisiniz. Esnaf yapılan saldırıyı kınıyor çok çirkin buluyor. Esnafı ve Van halkını hiç kimsenin rahatsız etmeye hakkı yok, Bu kent bu ilde yaşayan herkesindir. Kimsenin bir başkasını dışlama hakkı yoktur, olmamalıdır. Dışlayıcı açıklama yapanları partiler hemen uyarmalı gereken işlemleri yapmalıdır.
Bu anlayış ve düşüncelerle kimse kusura bakmasın barış gelmez barışı sözde çok isteyenlerin yaptıkları ile istedikleri şey çelişkilerle dolu. Aksine yapılanlar barışa sekte vuran şeyler. Hem kullanılan dil, hem uygulama biçimi hatalar yanlışlarla dolu. Olmuyor beyler olmuyor. Yarın allah muhafaza bir olumsuzluk olursa çok acı çekeriz, hemde artık geri dönüşü olmayan yolun acısı olurki,bu özelde kürtlere genelde ülkeye çok zarar verir.Bu saldırının Van’daki STK temsilcilerinin de kınayan açıklamalar yapması lazım. Yâda doğru buluyorlar ise çıkıp desteklesinler.
Yani ortaya kent adına bir fikir koysunlar ve net şeyler açıklasınlar yuvarlak şeyler demesinler, yani ortaya oynamasınlar. Herkese çiçek dağıtmasınlar, haksızlığı kim yapıyorsa, açık açık desinler. Her şey yatıştıktan sonra ucuz açıklamalarla kimseyi kandırmasınlar. Sonra çok kötü olaylar olabilir, kimsenin altından kalkamayacağı sonuçlar doğabilir, hemen herkes sorumluluk alarak, sükûnetin hâkim olması için çalışmalar yapmalı, taraflar ile konuşularak sorun bir türlü çözüme kavuşmalıdır.