Van İl Müftüsü Dr. Mehmet Sırrı Şık, taziye kültüründe son yıllarda yerleşen yemek verme adetinin toplumsal bir sorun haline geldiğini belirtti. Şık, yas tutan ailelerin misafirlere yemek yetiştirme telaşına düşmesinin hem insani hem de dini açıdan yanlış olduğunu vurguladı.
Taziye evlerinin asıl amacından uzaklaştığını ifade eden Müftü Şık, acılı ailelerin taziye masrafları yüzünden faizli kredi çekmek zorunda kaldığına dair duyumlar aldıklarını söyledi. "Hüzünle imtihan edilen bir ailenin ikram peşinde koşması kabul edilemez" diyen Şık, İslam'ın tam aksine komşuların ve akrabaların taziye evine yemek götürmesi gerektiğini hatırlattı.
Ancak bu güzel adetin zamanla abartılı bir hâl aldığını ve çoğu insan için bir yük olmaya başladığını ifade eden Müftü Şık, "Özellikle taziyelerde yemek verme adeti, kardeşlerimizi ciddi anlamda zora sokmaktadır. Öyle ki bazı aileler, sırf taziye yemeği masrafını karşılayabilmek için borç altına girebilmekte, hatta faizli kredi çekmek zorunda kalanların olduğu dile getirilmektedir. Oysa hüzün ve kederle imtihan edilen bir ailenin, taziye için gelenlere ikram hazırlamakla meşgul olması insani de değildir, vicdani de değildir. Nitekim Hazreti Peygamberimiz, bu anlayışın tam aksine taziye evine yemek götürülmesini emretmiştir. Yardımlaşma budur, dayanışma budur, acıyı paylaşmak am olarak budur" dedi.
Bazı yerlerde akrabalar, köylüler ya da mahalle halkı kendi aralarında para toplayarak taziye sahibine destek olduğunu dile getiren Şık, "Bu elbette güzel bir davranıştır. Ancak bu uygulamanın da kendine göre sakıncaları bulunmaktadır. Çünkü birçok insan, vermek istemediği hâlde mahalle baskısı ya da utanma duygusuyla katkı sunmak zorunda kalabilmektedir. İslam'da ve kültürümüzde misafirperverlik ve ikram elbette önemli bir meziyettir; buna kimsenin itirazı olamaz. Ancak adet ve kültür gerekçe gösterilerek misafire ikram yükünün taziye evine ve yakınlarına bindirilmesi doğru değildir, yeri de değildir. Varlıklı insanlar olabilir; onlar için taziye yemeği vermek bir külfet sayılmayabilir. Fakat maddi durumu iyi olanların alışkanlıklarını ve tercihini herkese dayatmak adil değildir. Özellikle uzaktan gelen misafirler konusunda da hassas davranılmalıdır. Onlar için taziye sahibine yük olmadan bir çorba ikramı yapılabilir. Ancak diğer kardeşlerimizin sırf yemek yemek için taziye evinde beklemesi ya da özellikle yemek saatlerinde taziyeye gitmesi doğru bir davranış değildir" diye konuştu.
Teselli amacı taşıması gereken taziyelerin zamanla bir gösteriş yarışına dönüşmesi de İslam'da asla kabul edilemez olduğunun altını çizen Şık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zengin ya da makam sahibi kişilerin taziyelerine özel ilgi gösterilirken, garibanların taziyelerinin adeta görmezden gelinmesi birçok yüreği incitmektedir. Bu durum, zamanla İslam'ın asla tasvip etmediği bir sınıflaşmaya yol açmaktadır. Ayrıca taziyelerde, teselli ve irşat amaçlı konuşmalar dışında gündem dışı konulara girilmesi taziye adabına aykırıdır. Bundan özellikle sakınılmalıdır. Hakikat budur. Ne mutlu hakikate tabi olanlara. Bu konuda özellikle sözü geçen, yetki sahibi ve toplum üzerinde etkisi bulunan herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Çünkü bu mesele son derece ciddi bir meseledir."