1990'lı yıllarda boşaltılan köylerin hikâyesi, bugün şehirlerin arka sokaklarında, sessizce devam ediyor. Köyleri boşaltılan binlerce insan, yıllar önce umutla şehirlerin yolunu tuttu. Kimisi geçer sandı, kimisi geri dönebilmenin hayalini kurdu. Ama aradan geçen 30 yılda, o geçici sanılan hayatlar kalıcılaştı.
Bugün Van'ın sokaklarında, Siirt'ten Van'a gelen 80 yaşındaki Abdullah Aksoy'un hikâyesi, aslında o yılların bir özeti gibi. Üç tekerlekli bir hamal arabasıyla yüklerini taşırken, aslında görmezden gelinen bir hayat hikayesini de taşıyor.
Aksoy, hayatını yıllardır hamallık yaparak sürdürüyor. Sabah ezanıyla birlikte çalışmaya başlıyor ve gün boyu sebze hâlinde yük taşıyor. Günlük kazancının, çoğu zaman 50 lirayı bile geçmediğini söylüyor.
KÖYDEN GÖÇ VE YAŞAM MÜCADELESİ
Abdullah Aksoy, Siirt'te yaşadıkları köyü yıllar önce güvenlik sorunları nedeniyle terk ettiklerini anlatıyor: "Muhtarı öldürmüşlerdi, köyde çok ölüm oldu. Korkudan herkes dağıldı, biz de Van'a geldik."
"BİR MAL TAŞIRKEN KAZANDIĞIM EN YÜKSEK PARA 100 LİRA"
Sebze hâlinde hamallık yapan Aksoy, bazen sadece 15 liraya yük taşıdığını söylüyor: "İş olmadığı için ne verseler kabul ediyorum. Bir mal taşırken kazandığım en yüksek para 100 lira."
TEK GEÇİM KAYNAĞI KENDİ EMEĞİ
Geçimini yalnızca hamallıktan elde ettiği kazançla sağladığını ve çocuklarını da bu şekilde okutmaya çalıştığını ifade eden Aksoy, "Ezanla birlikte uyanıyorum. Ağrılarım oluyor. Uyku tutmuyor. Sabah namaz kıldıktan sonra çıkıyorum. Güne kahvaltı yapmadan başlıyorum. Bazen ise gün boyu aç kalarak günü tamamlamaya çalışıyorum. Arada iş olmuyor, eve dönüyorum. Bugün tek bir iş aldım, onunla da 100 lira kazanacağım" diyor.