ZİHNİYET BELLİ YA İSİMLER!

Oyun çok büyük

VAN 21.08.2016 17:01:19 0
ZİHNİYET BELLİ YA İSİMLER!
Tarih: 01.01.0001 00:00
İÇERİDEKİ KÖSTEBEKLER VE İŞBİRLİKCİLERİ

ZİHNİYET BELLİ YA İSİMLER!

Oyun çok büyük. İçerideki ve dışarıdaki bileşenleri ile Türkiye işgal edilmek isteniyor.

Darbe girişiminde istediklerini elde edemeyenler farklı planlarını devreye sokmaya çalışıyor.

Amaç kaos ortamı oluşturmak.

Hedef toplumlarda aynı düşünen insanların aralarına fitne fesat sokarak ayrı düşünmelerini sağlamak ve böylelikle ayrıştırmaktır.

Bilgi kirliliği ile kafa bulandırmak, onun bunun adamıdır iftiraları ile bilgisiz, asılsız, mesnetsiz karalamalarla insanları lekelemek ve itibarsız hale getirme ahlaksızlığı yapılıyor.

Ahlaklı zeminde mücadele edemeyen troller ‘in sosyal medyada (twitter, facebook) sahte isimlerle ahlaklı, günahsız, suçsuz insanları hedef göstermeleri, hayatlarını karartmaya çalışmaları, namussuzlukta gelinen en uç nokta olsa gerek.

Bu çakallıkları görünce Kazım Karabekir’in sözü aklıma geldi; ‘‘Öyle puslu ki hava şeytan bile Müslüman mintanı giyiyor.’’

 Aynı düşünen, değerleri aynı olan insanların şeytanlarını bir kenara iterek, kişisel meselelerini erteleyerek, şeytan ve dostlarına karşı güç birliği edinerek birlikte hareket etmeleri gerektiğini hatırlatmak isterim.

 Baksanıza ortaya çıkan sorunlar öyle yitilir yutulur türden değil.

Van özelinden baktığımızda ortaya çıkanlar mide bulandıran cinsten meseleler.

Son polis evi patlamasında yaşananlardan yola çıkarak birkaç meseleyi dikkatinize sunmak istiyorum.

Patlamadan hemen sonra, vatandaşların patlamanın yaşandığı yer olan polis evi önünde kahrolsun PKK sloganları atarken, o esnada görüntülerde bir polisin içi yanarak kahrolsun içimizdeki hainler ifadesi çokça yoruma muhtaç bir söz olduğu dikkatlerden kaçmamalıdır.

O zaman sormak lazım kim içimizdeki hainler? Zihniyet belli ancak isimler bir türlü netlik kazanmıyor…

O gece yaşanan facianın on katı kötü şeyler yaşanabilirdi.

Saldırının gerçekleştiği saatlerde Van Polis Evi’nde 300’e yakın polisin bulunduğu söyleniyor. Çeşitli kentlerden doğu görevi için Hakkâri’ye atanan polislerin güvenli biçimde Hakkâri’ye götürülmesi için oluşturulan konvoy uygulaması nedeniyle polis evinin içinde çok sayıda polis olduğu öğrenildi.

Şimdi bu bilgiden sonra saldırının vahametini anlayabiliyor muyuz?

Kalabalık polis grubunun bulunduğu sırada bomba yüklü araç eyleminin gerçekleştirilmesi beraberinde birçok soru işaretini de akıllara getirdi.

 İçeride bir ya da birkaç köstebeğin olduğu şüphesini doğurdu. Saldırı saatinin tesadüfi olmadığı ve polis eviyle ilgili olarak dışarıya bilgi sızdırıldığı görülüyor.

Zaten o polisin bağırarak içimizdeki hainler kahrolsun söylemesi çok şeye işaret ediyor.  Yetkililer gereken araştırmayı İnşallah elzem bir şekilde yaparak kamuoyunu aydınlatacaklardır.

Bir diğer konu ise sağlık görevlileri meselesidir.

Van’ın Özalp İlçesi'nde  askeri aracın geçişi sırasında PKK'lıların yola yerleştirdiği patlayıcının infilak ettirmesi sonucu yaralı askerlerin kaldırıldığı YYÜ Tıp Fakültesi Dursun Odabaş Tıp Merkezi'nde yaşanan olay da bir o kadar sorunlu mesele.

Hemşire N.K. şüpheli hareketlerde bulunup, yaralı askerlerin odasına sürekli girip çıkması nedeniyle gözaltına alındı.

 N.K.'nın yapılan soruşturma ve kimlik kontrolü ardından sosyal medyadaki paylaşımlarının da incelendiği ve burada örgüt propagandası yaptığı belirtildi. N.K.'nın Van Emniyet Müdürlüğü'ndeki sorgusu sürüyor.

Şimdi sorunun geldiği noktayı düşünebiliyor musunuz?

Bugüne kadar hastanelere giden yaralı asker, polis, kendileri gibi düşünmeyen vatandaşlara neler yapılmış neler?

Hastanelerdeki art niyetli düşünce yapıları mutlaka araştırılmalı ve bu hastalıklı düşüncelerin daha önceki hastalara koydukları teşhisler ve yaptıkları muameleler tek tek ele alınarak taranmalı.

Kim bilir bu caniler tedavi adı altında nice canlara kıymışlardır!

Bir başka önemli konuyu da sizlerle paylaşayım istiyorum.

2 Nisan Polis Merkezine bomba yüklü araçla saldırı düzenleyen PKK’lı Medet Oruç’la ilgili çarpıcı iddialar ortaya çıkmaya başladı. İddialara göre Medet Oruç geçen yıl Ağustos ayında PKK’nın Metina kampına gidip eğitim gördü. Şubat ayında ise Ankara’da HDP’ ye ait ilçe binalarında bomba imalatı yaparken yakalandı. PKK’nın gençlik yapılanması olan YDG-H üyesi olduğu anlaşıldı.

Ancak hakkındaki silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma ve el yapımı patlayıcı hazırlama suçlamalarına rağmen serbest bırakıldı. Oruç’u serbest bıraktıran savcı ise 15 Temmuz darbe girişiminden bir gün sonra açığa alındı. 

  FETÖ’ nün savcısının serbest bıraktığı PKK’lı Medet Oruç geçtiğimiz ay Van’a geliyor, burada da hakkında ihbar ediliyor. Savcı Âdem Çelik ise bu ihbarı görmezden geliyor. Oruç hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı. Savcı Âdem Çelik de 15 Temmuz sonrası FETÖ üyeliğinden tutuklandı. İki FETÖ’ cü savcı tarafından elbirliğiyle serbest bırakılan Oruç ise Van’ın İpekyolu İlçesi’nde polis merkezini hedef aldı.

Bomba yüklü aracı polis merkezine getirdikten sonra kaçamayınca yaralanan Oruç, Van Emniyeti tarafından sorgulandı.

 Bir taraftan da PKK’lı orucun geçmişine bakan polisler, birileri tarafından Oruç’un tüm sicilinin ve geçmişinin kayıtlardan silindiğini ortaya çıkardı. Yapılan habere göre emniyetin araştırmasında Oruç’un tüm suç geçmişini silerek Van sokaklarından sicili temiz bir şekilde dolaşmasını sağlayan da Van’daki FETÖ operasyonunda tutuklanan polislerdi.

 Bu olay PKK ve FETÖ’ nün   arasındaki  işbirliğini de gözler önüne seriyor.

PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H ile ilgili olarak el yapımı patlayıcı hazırladığı için Şubat ayında yakalanan Medet Oruç, Savcı Yüksel Erdoğan tarafından delil yetersizliği nedeniyle salıverildi. 17 Temmuz 2016’da FETÖ soruşturması kapsamında açığa alınan Savcı Yüksel Erdoğan, geçen yıl ise bıçak zoruyla köylüden karpuz çalan bir suçlu için 20 yıl hapis istemesiyle gündeme gelmişti.

Şimdi bu bilgilerden sonra kimim eli kimin cebinde belli değil ‘‘At izi it izine karışmış’’ söylemi tamda Van ilinde yaşanmış.

Görünen o ki kimsenin can güvenliği yok. Hastanede her an olmayan hastalık teşhisleri konarak ölümcül tedavi yöntemleri ile karşılaşabiliriz. Adliyede istedikleri anda siciliniz silinebilir ve sicilinize yeni suçlar eklenebilir.

Kim bilir kendileri gibi düşünmeyen ya da o yapıları eleştirenler hakkında şimdi siciller çok kabarık olsa gerek.

Bütün bu meseleler gösteriyor ki namuslu insanların bir ve uyanık olması gerek, ayrışmalara izin verilmemesi lazım.

Oyun çok büyük, kötülere karşı herkes üzerine düşeni yapmalı ve aynı zamanda doğru bilgilendirmeler yapılmalıdır yoksa sonra çok geç kalabiliriz.