Amerika başkanı Trump'un Kudüsü israil'in başkenti İlan etmesinin ardından Cumhurbaşkanımız Kıymetlimiz Recep Tayyip Erdoğan'ın dönem Başkanlığını yaptığı İslam işbirliği Teşkilatı'nın (İ.İ.T) Acil koduyla Olağanüstü toplamasının akabinde başkan toplantının sonuç bildirgesini okurken "Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti" olarak ilan edilmesinin yankıları sürüyor.
Trump böyle Bir ayırım yapmadan islam ülkelerinin gözünün içine baka baka Kendileri açısından malumu ilan etmişti.
Bir defa Doğu Kudüs demek batı Kudüs'ü israil'in Başkenti olarak kabul demektir.
Türkiye ve İslam İşbirliği Teşkilatı bunu becermiş. Bu gayet sarih, gayet mübeyyen, gayet açıktır. esasen burda yani bu tutumda daha doğrusu tutumsuzlukta yeni bir şey yok.
Çünkü Hatırlanacağı üzere 14 Mayıs 1948'de "BM paylaşım planı uyarınca" David Ben Gurion tarafından, Gasıp çete İsrail Devleti'nin kuruluşu ilan edilirken acilen 24 saat İçinde hiç beğenmediğimiz Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler.
Türkiye ise Cumhuriyet ilanıyla birlikte yüzünü batıya dönmüş Bir ülke olması hasebiyle savaşa girmesi zaten beklenemezdi. ve İsrail'i ilk tanıyanlardandır Hemde Daha ilk saatlerinde.
Aslında devletler arasında bu tür şeyler olur. Belkide çok yadırganmamalı. Fakat Kudüs statü olarak çok farklı ve türüne rastlanan Bir şey değil. Ayasofya da da benzer Bir durum var Çok istisna; Tek tapusu olan camidir Ayasofya ve Sultan Mehmed Han'ın adına kayıtlıdır. Şimdi biz hakkımızdan feragat ettik hep.
Hristiyan vatandaşlarımızda var Elbette. Haçlı sürüsüne değil maruf Hristiyan vatandaşlarımıza jest olsun eyvallah.
Fakat öteki tarafta bizimle ümmeti islamla alay edercesine Büyük bir hamle yapılıyor ve biz elimizdeki kartları oynamaktan çekiniyor veya oynamayı bilmiyoruz.
Daha çok yol almamız gerekiyor. Yol öğretir terbiye eder insanı.
ÖYLEYSE "DURMAK YOK YOLA DEVAM!"
Muhabbetle...
