Yıkılacaksınız Efendiler!

Barış Uzun

VAN 9.05.2013 10:03:32 0
Yıkılacaksınız Efendiler!
Tarih: 01.01.0001 00:00

Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine ?
“Yüksek sütunlar” sahibi İrem'e ? 
Ki şehirler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.

Ya vadilerde kayaları oyup biçen Semud'a ?
Ve güçlü saltanat sahibi Firavun'a ?
Onlar ülkelerinde hak ve adaleti hiçe saymışlardı.
Ve fesadı çoğaltmışlardı.
Bu yüzden Rabbin, üzerlerine azap kamçısı yağdırdı.
( Fecr Suresi, 6-13)
 

 

Ey muktedir AKP !
İşler tıkırında, değil mi ?
Nasıl olmasın ki;
bütün kaleleri zapt ettiniz, bütün tersanalere girip, bütün orduları dağıttınız.
Ülke tarihinin en hegemonik, en muzaffer hükümeti sizsiniz.
Hazineler emrinizde.
Amerika arkanızda.
Asker, polis hazır olda.
Medya sus pus.
Herkesi teslim aldınız.
Teslim alamadıklarınızın bir kısmını satın aldınız.
Satın alamadıklarınızı susturdunuz.
Memleket semasında size karşı tek bir gür seda duyulamaz oldu yandaşlarınızın gürültüsünden.
Durdunuz mu ?
Hayır tabii ki, devam ettiniz.
Hesabınıza göre, demokratik zeminde size yönelebilecek en ufak tehditleri bile ( örneğin, Has Parti), ikbal vaadleriyle ortadan kaldırdınız.
Kariyer basamaklarını hızla tırmandırdığınız o gençleri çok iyi tanıyoruz.
Solcular zaten silikti.
Sendikalar zaten cılızdı.
İslamcılar desek, onlar da dış politika sahasında beşinci kol elemanınız artık.
Ufukta bir tehlike görünmüyor, değil mi ?.. Rabbin şaşmaz adaleti hariç tabii.

Bilanço
11 yıllık iktidarınızda neler olmadı ki ?
Sizler, fecaat tablosu ne zaman önünüze getirilse köpürdünüz, azarladınız, bağırdınız.
En yumuşak tepkilerinizde bile, haya duygusundan arındırdığınız dillerinizle “duygu sömürüsü yapmayın” dediniz. Oysa kendi ikballeri uğruna vicdanlarını mezata çıkaranların, duyguları da sömürge nesnesi olarak görmesi şaşılacak bir şey değildi bizim için.
11 yıllık iktidarınızda iş cinayetleri ülke tarihinde görülmedik rekorlar kırdı. Sadece geçtiğimiz yılda 300'e yakın işçi can verdi patronlarınızın kanlı tezgâhlarında, siz sustunuz. Oysa biz dört gözle müslümanların adaletini görmek istiyorduk...
Üretim bandlarında azaları parçalanan, çağdışı tersanelerde bedenleri enkaza dönerek can veren emekçiler, “büyüyen” ekonominizin duvarlarını ördüğünüz insan etinden tuğlalar oldu size.
Çok eski değil, daha 14 Mart'da Adana'da, kafası pres makinesine sıkışarak ölen 13 yaşındaki Ahmet'in cansız bedeni, yüzünüzde umursamadığınız kara bir lekedir.
11 yıllık iktidarınızda çocuk işçiliği de rekor kırdı anlayacağınız. “Büyeyen” ekonominiz için milletçe seferberdik ya, çocuklarımız da bundan beri kalmamıştı. Tarım başta olmak üzere, karın tokluğuna çalıştırılan bu çocuktan emek ordusunun sayısı sadece geçen yıl 893 bin idi...
Elbette sizinle başlamadı bu devran, ama sizinle katmerlendi !
Gelgelelim, attığınız adıma dahi övgü düzmekle memur kıldığınız şahsiyetsiz gazete ve televizyonlarınız bunlardan hiç bahsetmedi, belli ki bundan sonra da bahsetmeyecekler.
Taşeron köleliği de sayenizde memleket sathına yayıldı; en temel haklardan bile yoksun bu postmodern köleler kalabalığına her gün yenileri eklenmekte.
Ekonomi de büyümeye devam etmekte...

Yani efendiler, emek bu ülkede hiçbir zaman döneminizde olduğu kadar değersizleşmemiş, ayaklar altına alınmamıştı.

Ne dersiniz, çok mu haksızlık ettik ?
Tabii ki, hep melanet müsebbibi olmuyordunuz ya, arada iyi işler de yapıyordunuz hani... Asli vazifeniz olmasına rağmen ifa ettiğiniz en basit idari vazifeleri bile öyle ambalajlayarak sundunuz ki, Firavunun büyücüleri sahip olduğunuz algı kontrol mekanizmalarını görseydi size imrenirdi. Osmanlı eseri olması kaydıyla, tarih mirasımıza büyük bir özen gösterdiğinize şahit olduk, hoşumuza gitmedi değil...
Lakin, kusura bakmayın efendiler, siz, evlâd-ı kerbela ile ağlaşan, yezid'in askeriyle hücum edenlersiniz ! Bu işte de pek mahirsiniz; öyle ki, sahnelenen hiçbir shakespeare eseri, sizin kadar incelikli oyuncu tanımamıştır.
Sizler, emperyalist orduların arkalarında bıraktığı yıkıntılar arasında ganimet toplayan, ölü soygunculuğu yapanlarsınız.
Irak'ta bunu yaptınız.
Libya'da yapıyorsunuz.
Şimdi ise gözünüzü Suriye'ye dikmiş, her gün bıkmadan haçlı ordularını, kalpsiz çakal sürülerini oraya davet ediyorsunuz.
Halep'in harabeleri müteahhitlerinizin gözlerini kamaştırıyor.
Baas diktatörlüğünün uçakları şehirlere ne kadar ölüm kusarsa, yapılacak inşaatlar hasebiyle oluşacak pazar o kadar büyük ve ballı olacak zira.
Diktiğiniz binalarla övünüyorsunuz; tıpkı “ yüksek sütunlar sahibi” iremliler gibi...
Ama siz, beldenizde hak ve adaleti hiçe sayanlarsınız.
Bu yüzden yıkılacaksınız efendiler.
İş tezgahlarında telef olmasına göz yumduğunuz emekçilerin ruhları ordu ordu üzerinize gelecek, yakanıza yapışacak.
Roboski'de dul ve yetim bırakıp, kan parasıyla susturmak istedikleriniz, bir özrü bile çok gördükleriniz sizin sonununuz olacak.
Ne diyordu cenab-ı peygamber ?
“Yetimin ağlamasından arş titrer.”
Siz, akıbeti o arşın altında olanlarsınız.

Söylenenlere kulak tıkadınız, kibriniz dinlemeye mani oldu. Artık nafile; yıkılacaksınız efendiler.
Değil onuncu, dünyanın birinci ekonomisi bile yapsanız bu ülkeyi, yıkılacaksınız.
Değil, %50, %90 dahi alsanız, yıkılacaksınız.
Hakikat, peşinize taktığınız kalabalıkların sayısıyla ölçülmez.
Doğunun ve batının Rabbine andolsun ki, yıkılacaksınız.
Çünkü O'nun vaadi haktır.
Bu ilahi bir kanundur: Dünya küfür ile devam eder, zulüm ile etmez...
Bu yazı, tarihe düşülmüş bir nottur...